Agnostisizm Nedir?
Agnostisizm Yunancada “bilinmeyen”, “bilememek” demek olan agnostos kelimesinden türemiştir. Tanrı’nın varlığının ya da yokluğunun bilinemeyeceğini kabul eden bir felsefe akımıdır. Thomas Henry Huxley, David Hume, Immanuel Kant ve Bertrand Russell agnostisizm üzerine çalışan önemli filozoflardır.
Kavram, bilimsel denetimden yoksunluğa bir tepki olarak ortaya çıkmış, çağdaş dönemde felsefenin dine meydan okuması olarak kabul edilmiştir. Bu akımı benimseyenlere agnostik denir. Onlara göre dinlerin tanrısını veya başka bir yaratıcının varlığını veya yokluğunu kabul etmek için bilimsel kanıt lazımdır. Ama insanın bilme gücü sınırlı olduğu ve bu konu bilimsel olarak kanıtlanamayacağı için, tanrının var olup olmadığını bilmek imkânsızdır. Bu konu aklın sınırlarının dışında olduğu için de agnostikler tanrıya inanmayı veya inanmamayı ve dinleri reddederler. Onlar için tanrının varlığı ve öte dünya hakkında, dinlerin iddialarının doğrulanması mümkün değildir. Bu yüzden de herhangi bir dine mensup olmak anlamsızdır.
Agnostisizmin Çeşitleri Nelerdir?
Bu görüş agnostik teizm, agnostik ateizm gibi kavramlarla teizme veya ateizme yaklaşır. Agnostik teizm tanrının varlığını bilme kapasitemizin olmadığını savunsa da, yine de tanrıya inananlar için kullanılır. Agnostik ateizm ise yine aynı gerekçeyle tanrının varlığına inanmayı akla uygun bulmayanların görüşüdür.
Agnostisizm zayıf ve güçlü agnostisizm olmak üzere ikiye ayrılır. İlk gruptakiler tanrının varlığına da yokluğuna da kuşkuyla bakarlar ve iki görüşe de eşit mesafededirler. Bu yüzden de agnostikler teistler ile ateistler tarafından sıklıkla kafa karışıklığı yaşadıkları, kararsız ve ilgisiz oldukları gerekçesiyle eleştirilirler.
Güçlü agnostisizme göre ise tanrı hiçbir şekilde bilinemez. Onlara göre kimse tanrının varlığı veya yokluğu hakkında kanıtlara sahip olamayacağı için ateizm veya teizm rasyonel değildir.
Agnostisizm Nasıl Ortaya Çıktı?
Ünlü biyolog Thomas Henry Huxley, 1869’da İngiliz Metafizik Derneği’ndeki konuşmasında ilk defa agnostisizm terimini ortaya attığında, aslında kendi inancını tanımlamak istemişti. 19. yüzyılın en etkili bilim insanlarından olan düşünür, işte bu konuşmada aynı anda yeni bir akım da başlatıyordu. Huxley, bu kavramı yaratırken sezgi veya tefekkür yoluyla edinilebilen “bilgi” anlamındaki “gnosis” kelimesinin zıddını ifade ederek yola çıkmıştı. Gnostikler tanrısal mutlak bilgiye sezgiyle ulaşılabileceğini savunurken Huxley “Bu kelime aklıma, kilise tarihi ‘gnostik’liğinin zıttı olarak geldi. Çünkü kilise, benim bilgisiz olduğum konularda çok fazla şey bildiğini iddia etmekteydi.” demişti. Evrim kuramının en önemli savunucularından olan Huxley, buradan hareketle aklın algılayamayacağı hiçbir bilgiye gerçek gözüyle bakılmaması gerektiğini savunmuştu.
Huxley, insanların ölüm, sonrası ve tanrının varlığı gibi konularda akıl yürütmekten kaçınması gerektiğini söylemişti. Çünkü ona göre bu konularda yanlışlanabilen ya da doğrulanabilen, somut veya soyut bir bilgi veya kanıt yoktu.
Huxley’den önce Protagoras
Aslında bilinmezciliğin kökeni Huxley’den öncesine Antik Yunan’daki Sofistlere kadar uzanıyordu. Onlara göre bilgi duyuların sonucuydu, insan duyular dışında bilgi edinemezdi ve herkes için geçerli bilgi olamazdı. Hatta Sofizmin kurucu filozoflarından Protagoras'a göre, Tanrı'nın duyularla algılanamaması ve insanın ömrünün kısa oluşu, Tanrı hakkında bilgi edinmeyi engelliyordu. Bu açıdan bakıldığında Protagoras en eski agnostiklerden kabul edilecekti.
David Hume ve Immanuel Kant
18. yüzyılda yaşamış deneyciliğin önemli isimlerinden David Hume, tanrının var olup olamayacağının bilinemeyeceğini ileri sürdüğü için ünlü agnostikler arasında kabul edilir. Hume’a göre tanrı bir bilgi ya da akıl yürütme konusu değildir. Hume için tanrının varlığı sadece iman ile mümkündür. İman da onun için akıl ve deneyim dışıdır. Agnostisizm konusunda bahsi geçen bir başka filozof da eleştiriciliğin kurucularından Immanuel Kant’tır. Ona göre insanoğlunun tanrı hakkında hiçbir bilgisi yoktur bu yüzden de bilgisiz olduğumuz bir konu hakkında tanrı var veya yok gibi kesin hüküm vermek yanlıştır. Bu yüzden Kant bilinmezci ve şüpheci kabul edilir.
20. Asırda Russell Yanıtlıyor: “Agnostik Nedir?”
Agnostisizm konusunda ilk akla gelen filozoflardan Bertrand Russell, 3 Kasım 1953 tarihli Amerikan LOOK dergisine verdiği “Agnostik Nedir?” başlıklı söyleşide (http://scepsis.net/eng/articles/id_5.php) agnostisizmi derinlemesine irdeler. Ünlü düşünür “Bir agnostik, Tanrı ve dünya ötesi yaşam hakkında doğruyu bilmenin imkânsız olduğunu düşünür. Asla bilinemez denmese de, şu anda yaşadığımız zamanda bilinemez.” diye agnostiğin tanımını yaparak konuyla ilgili pek çok soruyu cevaplar. Analitik felsefenin kurucularından Russell kesin kabullerin insanın düşünme kabiliyetini körelttiğini, insanın bilimsel bir ruh kazanmasını engellediğini savunur. Ünlü filozof ateist olarak bilinse de kendini felsefi açıdan agnostik olarak tanımlamıştır. Çünkü ona göre her şeye rağmen tanrının yokluğunu kanıtlayacak bir delil mevcut değildir.
Ateistler ve Teistler Agnostikleri Neden Eleştirir?
Ateistler tanrının varlığına inanmazken tanrının yokluğundan eminlerdir. Hatta bu konuda kanıtlara sahip olduklarını savunurlar. Bu açıdan bu konuda herhangi bir bilgi elde edilemeyeceğini düşünen agnostikleri eleştirirler.
Testler de tanrının var olduğu ön kabulüyle yola çıkarlar. Bu noktada onlar için tanrının varlığına şüpheyle bakan agnostisizm çok fazla belirsizlik içerir. Russel’ın deyimiyle agnostikler ateistten farklı olarak tanrının varlığını imkânsız görmez, fakat teistten farklı olarak da oldukça olasılık dışı görür. Bu yüzden agnostikler ateizme daha yakın kabul edilirler.
Agnostikler ise bu eleştirilerin karşısında teizmi ve ateizmi bilim dışı bulur ve iki varsayımın iddialarını da eksik kabul eder. Çünkü her iki görüş de iddiasını kanıtlamaktan acizdir.
Septisizmden Farkı Nedir?
Agnostisizm ilk bakışta belirgin şekilde şüphecilik içerdiği için septisizm ile karıştırılabilir. Ama septikler maddesel yapılar, insan aklı ve duyuları dâhil her olguya kuşku duyarken, agnostikler sadece tanrının özü, temeli gibi fizik ötesi kavramlara kuşku duyarlar.
Ünlü Agnostikler Kimlerdir?
Tarihte agnostik olduğu bilinen pek çok ünlü isim vardır. Örneğin yazar Arthur Conan Doyle, ressam Salvador Dali, oyuncu Henry Fonda, gökbilimci Carl Sagan, mucit Alexander Graham Bell, yönetmen Ridley Scott, yazar Franz Kafka, fizikçi Maria Cruie, Microsoft’un kurucusu Bill Gates, oyuncu Sean Penn ünlü agnostikler arasında yer alır.
İlgili Makaleler
Yorumlar
kimse aklından şüphe etmiyor benim aklım yok demiyor agnostikler şüphe ediyor ateistler yaratıcıyı inkar ediyor aklı kimse görmüyor ama inkar etmiyor yaratıcıyı inkar insanın kendine yapacagı en büyük zülümdür sana o aklı veren yaratan tanrıdır