CyberKnife, robotik radyocerrahi sistemidir. Vücudun çeşitli bölgelerindeki ve beyindeki kanserli dokuların tedavisinde kullanılır. Bilgisayar kontrollü robot teknolojisi kullanılarak uygulanan kanser tedavi yöntemidir. Kullanılan robotlar gelişmiş bir lineer hızlandırıcı mantığı ile çalışıyor ve sanayi üretiminde kullanılan robotların sistemini kullanıyor. Türkçe anlamı “siber bıçak” olan ve kanser tedavisinde “nokta atışı” olarak tanımlanan CyberKnife cihazı ile uygulanan tedavi yöntemini ayrıntılı olarak tanıyalım.
CyberKnife Nedir, Nasıl Çalışır?
CyberKnife, robot kontrollü, hassas noktasal ışınlama yapma kapasitesine sahip bir radyocerrahi uygulamasıdır. Cihazın çalışma prensibini “radyasyon demetlerinin veya ışınlarının odaksal olarak kanserli hücrelere yüksek dozlarla uygulanması” olarak özetleyebiliriz. İleri teknoloji kullanılarak üretilmiş bir lineer hızlandırıcı cihazı olan CyberKnife, 6 MV enerji kademesinde ‘x’ ışını kullanır. Robot üzerindeki dedektör sistemiyle görüntü kılavuzluğu ile radyoterapi yani ışın tedavisi imkanı sağlar. Cihaz, yüksek enerjili x ışınlarının üretimini sağlayarak derin kanser hücresi ve tümörleri bulur ve büyümesini önler veya yok eder. Yüksek dozda radyasyonu tümörün üzerine milimetrenin altında isabet ve doğrulukla farklı açılardan odaklar.
Cihazın üzerinde yüksek manevra kabiliyetine sahip 6 eklemli bir robot vardır. Altı yönde hareket edebilen robotik tedavi yatağı, Robotun üzerinde ise 6 MV enerjili x ışını üreten 140 kilogram ağırlığında lineer hızlandırıcı bulunur. Cihazda ayrıca; ışın demetini otomatik olarak ayarlayan ve pozitif demet sınırlayıcı veya yön verici anlamındaki kolimatörler, otomatik kolimatör değiştirici, görüntüleme kılavuzu, tümörü belirleyen sistem, hassas robot, hasta pozisyonlandırma sistemi gibi gelişmiş ileri teknoloji içeren parçalar bulunur.
CyberKnife, bin 200 farklı açıdan 100-150 arası ışınlama yapabilme yeteneğine sahip bir cihazdır. Cihazdaki lineer hızlandırıcı, tedavi yatağı ve robotun toplam ağırlığı 2 ton civarındadır. (Radyoterapide kullanılan klasik hızlandırıcıların ağırlığı 5 tondur.) CyberKnife, hedefi görüntüler, yerini belirler, kılavuz sistemle robot sistemini birleştirir, tümörlerin üzerine yüksek hassasiyette noktasal ışınlama yapar. Işın kaynağını robotik kolla hareket ettirir. Hastanın pozisyonunu gerçek zamanlı görüntülerle kontrol edebilir.
CyberKnife ve GammaKnife cihazları aynı sistem ve mantıkla çalışmalarına rağmen sabitleme uygulamaları farklıdır. Zira CyberKnife sabit bir noktaya 3 boyutlu hareket edebilen robotik koldan ışın gönderilmesi şeklinde kullanılırken; GammaKnife’ın çalışma sistemi, sabit bir yarıküreden hareketli hedefe ışın gönderilmesi şeklindedir. Diğer bir ifade ile CyberKnife hastanın etrafında adeta dans ederek hareket ederken, GammaKnife sabit durur. Kullandıkları ışınlar da farklıdır.
Cihazın kullanımı sırasında hastanın sabitlenmesi için kullanılan parçalar fiziksel zorlamaya yol açmaz, suda eriyebilen plastik parçalardır. Cihazdaki yatak yüksek teknolojiye sahip özel bir yataktır. Uygulama sırasında plastik maske hastanın yüzüne yerleştirilir, 6 yönde hareket edebilen robot kontrollü yatakta hastaya tedavi uygulanır. Robotik kol ışın kaynağını farklı noktalara getirerek tümörün bulunduğu noktaya gönderir. Cihaz kullanım sırasında hastayı hareket ettirerek pozisyonunu değiştirir ve görüntü yakalar. Tümörün hareketini de izleyerek ışınlanmayı değişen durumlara göre yapar. Bu şekilde solunumla yer değiştiren akciğer ve karaciğerdeki tümörler izlenerek yok edilebiliyor. Bu sebeple özellikle akciğer tümörlerinde hastanın nefesini tutması veya düzenli nefes alması gerekmez. Solunum ve prostat bölgelerinde iğne ile altın işaretleyici yerleştirilmesine gerek duyulabiliyor.
CyberKnife, müdahale sırasında hastadan tomografi gibi yöntemlerle alınan verileri elde ettiği anlık görüntülerle karşılaştırır. Tümörün koordinatlarını da anlık olarak değerlendirir ve radyasyon dozunu ayarlar. Bu şekilde sağlıklı dokuların olumsuz etkileri de minimuma düşürülür. Cihaz, yüzlerce açıdan ışınlanma yaparak tedaviyi uygular. Işınlanma hedefinin doğruluk oranı 0,95 mm civarındadır.
Hangi Hastalıkların Tedavisinde Kullanılır?
Milimetrik boyutlarda kanser tedavisi için tasarlanan CyberKnife, radyasyon demetlerini odaksal olarak kullanır. Stereotaktik Radyocerrahi (SRC) cihazıdır. Yani koordinatlar yardımı ile belirlenen hedefi veya kanserli dokuyu tedavi eder. SRC sistemi üç boyutlu olarak koordinatları belirleyen ve hedefe yüksek dozda radyasyon uygulayan sisteme denir. SRC, tek seansta tümörü yok etme özelliği içerir. Seans sayısı artarsa uygulanan tedavi yöntemi Stereotaktik Radyoterapi (SRT) adını alıyor. CyberKnife, SRC ve SRT yöntemlerini 5 seansa kadar uygulayabiliyor. Seanslar günde bir veya gün aşırı uygulanabiliyor. Her seans tümörün durumuna göre yaklaşık 1 saat sürüyor. Erişim problemi yaşanan kanserli bölgeleri yüksek dozda x ışını ile tedavi imkânı sağlıyor.
CyberKnife; klasik radyoterapi ile tedavi edilen hastalardan ziyade noktasal ışınlanmadan yarar gören hastalarda uygulanır. Beyin tümörlerinde, vertebra (omur bölgesi) tümörleri, akciğer, prostat, pankreas kanserlerinde, fonksiyonel hastalıklarda, metastaz yani farklı bölgelerden sıçrayan tümörlerde, karaciğer tümörlerinde, yumuşak doku tümörleri, damar yanakları, tedavisi mümkün olmayan bazı tümörlerde, sakatlayıcı cerrahi ile tedavi edilebilen tümörlerde güvenle kullanılabiliyor. Radyasyona hassas göz ve omurilik bölgelerinde de uygulanabilen CyberKnife, cerrahi olarak gözün alınmasını gerektiren tümörlerin tedavisinde bile olumlu sonuçlar veriyor. SRT uygulanan hastalarda tümörün tekrar nüksetmesi halinde tekrar CyberKnife uygulaması yapılabiliyor. Tüm kanser türlerinin yaklaşık 20’si için kullanılabilir.
Vücudun birçok bölgesindeki kanserli dokuların tedavisinde kullanılabilir. Belli bir boyutun üzerindeki beyin tümörlerinde istenen noktaya ışınlama yapabilir. Genellikle boyutu 2,5-3 santimetreyi geçmeyen tümörlere uygulanır. CyberKnife gibi radyocerrahi yöntemlerinin büyük boyutlu tümörlerde uygulanmamasının sebebi; büyük ölü tümörlerin vücuttan atılmasının güç olması veya atılamamasıdır. Bu durumda ölü tümörler vücutta şiddetli alerjik ve iltihaplı komplikasyonlara sebep olabiliyor. Bu istenmeyen durumlar da hastada şiddetli ağrı ve sancılar, ateş gibi rahatsızlıklara yol açabiliyor. Ölü tümörlerin atılamaması durumunda da açık ameliyat için şant adı verilen elastik ve ince bir boru takılması gerekiyor. Şant da hastada riskli olabiliyor. Bu sebeple çok nadir durumlar dışında CyberKnife, belli bir boyutun üzerindeki tümörlerde uygulanmıyor. Ancak beyin, baş ve boyun bölgelerindeki tüm lezyonlarda yerleşim ve büyüklük sınırı olmaksızın kullanılabiliyor.
Uygulanan tedavi hemen etkisini göstermeye başlıyor. Tedavi olumlu etki yapmışsa bir süre sonra hastanın ağrıları diniyor, kanaması varsa duruyor. Birkaç ay içinde de radyolojik görüntüleme ile hastanın durumu değerlendiriliyor.
CyberKnife’ın Avantajları ve Dezavantajları Nelerdir?
Avantajları;
- Her şeyden önce cerrahi müdahaleye gerek olmadan ağrısız, acısız, kansız tedavi imkânı sunar. Cerrahiye alternatiftir.
- Yoğun bakım gerektirmez. Hasta aynı gün içinde evine veya işine dönebilir.
- Çoklu tümörlerde ve cerrahi olarak müdahale edilemeyen tümörlerde kullanılabilir. Çoklu tümörlere eş zamanlı müdahale imkânı verir.
- Diğer radyoterapi yöntemlerinden farklı olarak hastanın kafasına çerçeve takılmasına gerek yoktur.
- İleri görüntülüme teknolojisi ile hedeflenen bölgeden gerçek zamanlı görüntü izleme olanağı verir.
- Belirlenen hedefe 1 mm’lik bir hassasiyetle ışın gönderme yeteneğine sahiptir.
- Küçük ve ulaşılması zor bölgelerdeki kanserli dokulara da müdahale edilebilir.
- Anormal doku ile normal doku arasına sınır çizerek radyasyonun normal dokuya olumsuz etkisini minimuma düşürür.
- Hasta hareketlerinin etkilerini tolore edebilir. Solunum ve hareketlerle değişen tümörleri izleyerek kesintisiz ve hassas tedavi imkânı sunar.
- Hasta hareket edince ışınlamayı keserek normal dokuların zarar görmesini engeller.
- Sadece beyin tümörlerinde değil, omurga ve iç organlardaki kanserli dokulara da uygulanabilir.
- Ulaşılamaz alanlardaki anormal dokuların tedavisinde kullanılabilir.
- Ameliyatı riskli veya ameliyat edilemez durumdaki bölgelerde de alternatif bir tedavi imkânı sunar.
- Hastanın genel durumunu dikkate alarak ışınlama gerçekleştirebiliyor.
- Yaş sınırı olmaksızın her hastada kullanılabilir. 3-4 yaş altı çocuklarda hareket etmemesi için anestezi uygulanabiliyor.
- Baş bölgesindeki tedavilerde saçların kesilmesine gerek duyulmaz. Saç dökülmesi yaşanmaz.
- Hastaya uygulanan radyasyon odada çıkınca yok olur, çevresindekilere zarar vermez.
Dezavantajları;
- Pahalı bir sistemdir.
- Sınırlı sayıdaki merkezde bulunan bir cihazdır.
- Kullanılabilmesi için uzun eğitimler gerekir.
- Tedaviden olumlu sonuç alınması aylar sürebilir.
CyberKnife’ın Tarihi
İlk medikal lineer hızlandırıcı (Linac) 1953 yılında Londra’daki Hammersmith Hastanesi’nde kullanılmıştır. CyberKnife ise, 1990’lı yılların başında Beyin Cerrahı Dr. John Adler tarafından geliştirildi. 2000’li yıllarda da kullanılmaya başlandı. Dünya üzerinde sınırlı sayıda CyberKnife cihazı bulunuyor. Türkiye’de ise İstanbul’da 4, Ankara’da 3, İzmir’de 1 olmak üzere toplam 8 hastanede CyberKnife cihazı bulunuyor.