Elmas, tarihten günümüze aşkın, sevginin ve sonsuz birlikteliğin sembolü olarak tanındı. Her elmas, doğada eşsizdir. Dünyanın en ışıltılı taşlarından biri olan elmas; şeffaflık, safiyet, kendi olma, özgürlük, sırsız olma, güven ve kalite gibi kavramları içinde barındırır. “Pırlanta gibi” tanımı da bu saflık ve açıklığın bir ifadesidir. Maddi değerini artıran ise barındırdığı özellikleridir. Işıkla adeta oyun oynayan ve görsel bir şölen sunan özelliği büyüleyicidir. Dünyadaki en değerli taş olan elması veya pırlantayı anlatmak için bazen sözler kifayetsiz kalıyor.
Tarihçesi
Elmas kelimesinin kökeni Yunanca “adamas” yani “sert, ateşe ve çeliğe dirençli, yenilmez, bükülmez, fethedilemez” anlamlarında kullanılan sözcüktür. Yunan mitolojisinde aşk tanrısı Eros’un okunun ucunda elmas olduğuna inanılır. Eski Hindistan’da kötülüklerden koruyan bir taş olarak kutsallaştırılan elması Çinliler de oymabaskı aleti olarak kullanmış.
Elmasın tarihi yolculuğunu şöyle sıralayabiliriz;
- Elmasın tarihi MÖ 500’lü yıllara kadar dayanıyor. İlk olarak Hindistan’da keşfedildiği kaydediliyor. Bir nehir kenarında bulunan çok parlak olan bu taş, “tanrının gözyaşı” olarak tanımlandı ve kutsal anlamlar yüklendi.
- MÖ 327 yılında Büyük İskender tarafından Avrupa’ya getirilen elmas, o dönemde simyacıların şifalı bulduğu taşlardandı.
- Elmasa dair ilk yazılı bilgi, yaklaşık 2300 yıl önce Hint Kralı Kautilya tarafından Sanskritçe dilinde yazılan Arthashastra (Zenginliğin Bilimi) adlı kitapta yer alıyor. Eski Hindistan’ın siyasal ve ekonomik yaşamı ile devlet yönetimi konu alan kitap yayıldıkça elmasın tanınmaya başlandı.
- Elmas ilk kez 1074 yılında Macar kraliçesinin taçında kullanıldı. Bu tarihten sonra elmas statü ve gücün sembolü olmaya başladı.
- 1375 yılında Venedik’te ilk kez sivri uçlu kesim yapıldı ve elmas elmasa sürtülerek daha çok parlaması sağlandı. Bu tarih elmasa şekil verilen ilk tarihtir. Daha sonraki yıllarda kesim işlemleri geliştirilerek elmas sadece taçlarda değil mücevherlerde de kullanılmaya başlandı.
- Elmas, yüzüklerde 15. yüzyılda kullanılmaya başlandı. Dünyanın en sert ve parlak taşı, erkeğin kadına olan aşkını simgelemeye başladı. Kayıtlara göre ilk elmas taşlı yüzük 1477 yılında Avusturya Arşidükü Maximilian, nişanlısı Mary’e gotik ‘M’ harfi şeklinde tasarlanan elmas yüzük hediye etti. Günümüzde de kullanılan baget kesimin öncüsü balıksırtı elmasların hikâyesi bu tarihe dayanıyor.
- 1520 yılında “gül kesim” tekniği geliştirildi. Antik mücevherlerde külah bölümü olmayan gül ve lalelerden esinlenerek oluşturulan sivri uçlu kesim tekniği ile elmasa şekil verilmeye başlandı.
- 1630 yılında Rönesans kuyumcuları elmastan yeni nişan ve nikah yüzükleri tasarlama başladı ve “gimmel” adı verilen yüzükler ortaya çıktı.
- 1772 yılında Fransız kimyager Antoine Lavoisier, elması yakarak yaptığı deneylerde elmasın aslında saf karbon olduğunu keşfetti.
- 1853 yılında Brezilya’da “güney yıldızı” adı verilen 128,48 karatlık ilk elmas bulundu ve bu tarihten sonra Brezilya’da elmas madenciliği başladı.
- 1866 yılında Güney Afrika’da ham hali 21,25 karat olan “eureka” adı verilen elmas bulundu ve Kimberley elmas madeni faaliyete başladı.
- 1869 yılında Güney Afrika’da bir çoban çocuk tarafından bulunan 83,50 karatlık elmas, elmas avcılarının bu bölgeye akın etmesine yol açtı.
- 1886 yılında New Yorklu ünlü kuyumcu Tiffany, tektaş pırlanta tasarımı yaptı.
- 1888 yılında İngiliz siyasetçi ve işadamı Cecil Rhodes, “De Beers” adlı bir elmas madeni şirketi kurdu ve bu şirketle 10 yıl içinde dünya elmas üretiminin yüzde 90’ını sağladı.
- 1905 yılında Güney Afrika’da dünyanın en büyük elması bulundu. 3106 karatlık “cullinan” adlı elmastan 7 adet büyük elmas, 96 adet de küçük pırlanta kesildi.
- 1919 yılında 57 fasetli (açılı yüzey) pırlanta kesimi geliştirildi. Böylece en az fireyle en yüksek parıltı elde edildi. Bu tarihten sonra yuvarlak kesim pırlanta popülerleşti.
- 1947’de De Beers’in reklamlarda kullandığı “pırlanta sonsuzluktur” sloganı, gelmiş geçmiş en başarılı slogan seçildi. (2000)
- 1920’lerde dünya elmas üretimi 3 milyon karata, 1970’lerde 50 milyon karata, 1990’larda 100 milyon karata yükseldi.
Günümüzde elmas, en değerli mücevher olarak hayatın vazgeçilmez bir parçası haline geldi.
Kimyasal ve Fiziksel Özellikleri
Ametal bir mineral olan elmas, 3500 derecede erir, havada 850 derecede yanar, havasız ortamda 1500 derecede grafite dönüşür. Karbon ve grafitle ilişkilidir. Karbonun modifikasyonundan biri elmas, diğeri grafittir. Saf karbondan oluşan kristarilize bir mineraldir. Karbonla ilişkisi sebebiyle kömürle de benzer özellikler gösterir. Karbon atomlarının düzenlenme şekline göre kömürden ayrılır. Florla 750 derecede karbon tetra florür bileşiği meydana getirir. Diğer halojenlerle bileşik oluşturmaz. Mükemmel bir elektrik izolatörüdür. Isı iletkenliği en yüksek maddedir.
Elmasın en belirgin fiziksel özelliği sertliğidir. En sert mineral olan elmas, mineroloji sertlik ölçeği olan mohs ölçeğine göre 10 sertlik düzeyindedir. Hiçbir alet veya taşla çizilemez. Elmas ancak bir elmasla çizilebilir. Sertlik derecesi yüksek olan yakut, safir ve zümrüdü bile çizebilir. Yüksek saflıktadır. İçindeki karbon lekesi ve izlerini (inklüzyon) tanımlayan kapanımları en az bulunan mineral de elmastır. Diğer sert ve değerli taşlarda bu kapanımlara sık rastlanır. Gerçek elmaslarda bu karbon izlerine rastlanır. Sentetik veya yapay elmaslarda bu izler yoktur. Aşırı sert ve atom boşluğu oktehedral dilinimli olan elmas, ultraviyole ışık altında floresans (ışın verme) özelliği gösterir. İzometrik bir sistemde kristallenir. Elmasın kristal sistemi kübiktir. Kristal biçimi ise, genellikle oktehedraldir. Nadiren masif kristal biçimi bulunur.
Elmas, oluşumlarda nadir olarak bulunur. Bir karatlık bir elmas için yaklaşık 250 ton toprağın elenmesi veya işlenmesi gerekebilir. Bu sebeple madenciliği çok güçtür. Her elmasın oluşması milyonlarca yıl alır. Yani günümüzde de kullanılan doğal elmaslar milyonlarca yıl yaşındadır. Son derece sıcak ve yüksek basınç altında yerkabuğunun derinliklerinde bulunur. Likit karbon atomlarının yüksek ısı ve basınçlar yeraltında kristalleşmesi ile oluşur. Volkanik hareketlerle üst katmanlara veya yeryüzüne çıkabilir. Elmas oluşumları; kimberlit kayalarda veya volkanik bacalarda “olivin, pirop ve flogopit” ile beraber konglomeralarda, alüvyal plaserlerde ve metrotitlerde bulunur.
Asitlerden etkilenmez, iklim değişikliklerinde kararıp bozulmaz. Dilinimi mükemmel seviyede parıltılı olan elmas; renksiz, şeffaf, yarı şeffaf, mat, beyaz, mavi, mavi beyaz, lavanta mavisi, kırmızı, gri, sarı, kahverengi, turuncu, pembe, yeşil, siyah renklerinde bulunabilir. Elmasın parlaklığının sebebi “reaktif indisi” oranıdır. Bu oran, diğer minerallere göre oldukça yüksek olan 2,417’dir. Bu oranlar yakut ve safirde 1,77, zümrütte 1,56’dır.
Elmas, içine aldığı ışığı yavaşlatarak üzerinde adeta bir ışık oyunu sergiler. Elmas, ışıkla oyununu şölene dönüştürür. Şöyle ki; “lostra” adı verilen yüzey yansımaları, “refraksiyon” adı verilen içine aldığı ışığı yavaşlatarak kırması, “dispersiyon” adı verilen ışığı dışarı vererek renk tayfına bölmesi özellikleriyle ışığı şölen havasında sunar. Yani beyaz ışığı renklerine ayırır (disperse). Bu özellikleri sebebiyle mum ışığı gibi loş ve düşük ışık kaynaklarında bile yüksek düzeyde parıldayabilir.
Elmas, ham haliyle ağırlıklı olarak mücevher ve süs eşyalarında kullanılır. Endüstri ve sanayide ise sertliğinden faydalanmak için sınırlı kullanımı vardır. Sanayide kullanılan elmaslar ballas, bolt ve karbonado olarak üç çeşittir. Ayrıca hem kuyumculukta hem de sanayide kullanılan sentetik elmaslar da vardır. Sentetik elmas, çeşitli kimyasal ve fiziksel işlemler sonucu yapay olarak üretilmektedir.
Elmasın tartılmasında kullanılan ve ağırlığını belirleyen ölçü birimine “karat” adı verilir. 1 karat 200 miligrama eşittir. Yani 1 karat, 0,2 gramdır.
Elmas ve Pırlanta Arasındaki Farklar
Elmasın değerini kesilme şekli, rengi, büyüklüğü ve parlaklığı belirler. Elmas, ham haldedir. Kesilerek işlendiğinde pırlanta halini alır. Elmasın 57 fasetli özel olarak kesilmiş haline pırlanta adı verilir. Faset ise, ışığı yansıtan açılı yüzeylere denir. Kısaca pırlantada 57 farklı açıda yüzey bulunur. Yani ham elmasın kesilerek işlenmesi sonucu pırlanta ortaya çıkar.
Dünyada en yaygın kesim şekli “gül kesim” adı verilen kesimdir. Bu kesimde elmasın altı düzdür. Başka bir deyişle elmasın kesim yüzeyi az ve altı düzken, pırlantanın kesim yüzeyi çok ve altı kubbe şeklindedir. Elmasın kesim teknikleri şunlardır; sivri uçlu kesim, tabla kesim, mazarin kesim, eski sekizli kesim, gül kesim, peruzzi kesim, pırlanta kesim (ideal Amerika kesimi), Brezilyalı kesim, Lizbon kesim…
Her ne kadar elmas ve pırlanta aynı taş olsa da; elmas milyonlarca yıl yaşındayken, pırlanta ifadesinin 100 yıllık bir geçmişi vardır.
Dünyanın En Pahalı 5 Elması
Dünyada en değerli taşlar arasında birinci sırada yer alan elmasın kendi arasında da değerli olanları var. Karat oranına göre değer biçilen elmasların en büyükleri, milyonlarca dolar değerinde… En nadir bulunan ve değerli elmaslar kırmızı ve pembe renkli elmaslardır. Bu elmaslardan 5 tanesi şunlar;
1- Cullinan (Güney Afrika Yıldızı): Tarihin en büyük ve en değerli mücevheri. Güney Afrika’da bulunan elmasın ağırlığı 6,21 kilogram yani 3106 karat. Bu elmas çıkarıldıktan sonra İngiltere’ye getirildi ve 7 büyük, 96 küçük parçaya ayrıldı. 7 büyük parçanın değeri 2 milyar dolar civarında.
2- Centernary Elması: 1986 yılında bulunan elmasın ham hali 600 karat. İşlendikten sonra 274 karat ağırlığa düşen elmasın değeri 90 milyon dolar.
3- Cullinan Mirası: 104 karatlık, 35 milyon dolar değerinde bir elmas.
4- Kaşıkçı Elması: Topkapı Sarayı’nda sergilenen elmas, 49 adet pırlantayla süslenmiş. Osmanlı Sarayı’na nasıl geldiği tam olarak bilinmiyor. Değeri tam bilinmeyen bu muhteşem elması 1699 yılında bir kaşık ustasının Eğrikapı çöplüğünde bulduğu ve bir kuyumcuya çok ucuz bir fiyata verdiği rivayet edilir. Napolyon’un annesinin kullandığı da rivayetler arasında…
5- Graff Pembesi: 24,78 karatlık elmas pembe renkli ve çok nadir bulunan bir elmas çeşidi. 2010 yılında 46 milyon dolara satıldı.
(Rusya'daki (Yakutistan) Udachnaya elmas madeni)
Hangi Ülkelerde Bulunur?
Elmas, ilk olarak Hindistan’da bulundu. Ardından sırayla Brezilya, Güney Afrika, Rusya, Avustralya ve Kanada’da elmas madenleri bulundu. Türkiye’de ise henüz tespit edilmiş veya açıklanmış elmas rezervi bulunmuyor.
Günümüzde elmasın çıkarıldığı ülkelerden bazılarını şöyle sayabiliriz; Gine, Gana, Angola, Tanzanya, Demokrotik Kongo, Zimbabve, Liberya, Güney ve Orta Afrika ülkeleri, Rusya, Çin, Endonezya, Hindistan, Avustralya, Kanada, Venezüella, Brezilya, Fransız Ginesi…
Elmas kesimi yapılan yerler ile çıkarıldığı yerler farklı. Elmas kesim endüstrisi Hindistan, Çin, İsrail, Belçika, Kanada, Rusya ve Amerika’da gelişmiş durumda...