Çevremizle olan fiziksel, kimyasal tepkimelerimiz biyoelektriksel şekilde gerçekleşir. Duyusal aktivitelerle oluşan duyu sinirleri almış olduğu elektrik sinyallerini omurilik kanalıyla merkezi sinir sistemine aktarır ve sinyaller bellek ile değerlendirilerek duyum algılanmış olur. Beyinde hareketten sorumlu olan jeneratör hücreler, elektriksel sinyalleri omuriliğe gönderir ve sinir telleri kanalıyla kaslara ulaşarak hareketi sağlar. Bu durumu inceleyen nörolojik laboratuar dalı Elektronörofizyoloji’dir. Bu sayede, duyu ve kaslardaki motor iletim yollarının elektriksel iletimi, refleks yanıtları, motor sinirlerden kaslara ulaşan elektriksel sinyallerin ölçümü, kaslarda ki elektriksel davranışların incelenmesi ve değerlendirilmesi, buna bağlı olarak da bulguların tespit edilerek, rahatsızlıkların hangi bölümde ve ne boyutta olduğu araştırılmaktadır. Elektormiyografi (EMG) de bu sinir ve kasların elektriksel potansiyelinin incelenmesinde ve hastalıkların tanısında kullanılan elektro fizyolojik bir testtir. Bir diğer adıyla sinir kas elektrosu anlamına gelmektedir.
EMG nöromusküler hastalıkların tanısında kullanılır. Omuriliğin ön boynuz hücrelerinden ve motor hücrelerinden, kasa kadar olan bölgeyi kapsamaktadır. Bu bölgede oluşan hastalıklar; kök hastalıkları, çevresel sinir sistemi hastalıkları, omurilik motor nöron hastalıkları, nöromusküler kavşak hastalıkları, sinir yaralanmaları, bel ve boyun fıtıkları, sinir sıkışması, kol ve bacaklarda meydana gelen uyuşma ve yanma hissi, yüz felci, sinir sisteminin fonksiyonlarını bozan kronik hastalıkların teşhisi, kas erimesine bağlı omurilik hastalıkları ve kas hastalıkları olarak sınıflandırılabilir. Hastalıkların teşhisi için insan yada hayvanların biyomekanik hareketlerini analiz etmek için hastaya bir takım sinyaller verilir. Bu test için elektormiyograf cihazı kullanılır. Cihazın kaydettiği verilere elektromiyogram denilir.
EMG tetkiki iki kısıma ayrılır. Birincisinde sinirlerin iletimleri ölçülür, diğerinde ise kasların yapısı incelenir. Hastanın klinik tablosuna göre bu değerlendirme duruma göre iki şekilde de yapılabilir.
His sinirlerimiz (duygusal sinirler), çevresel nesnelerin sıcak yada soğukluğunu algılayarak beyine iletmektedir. Hareket sinirleri ( motor sinirleri) de beyin ve omurilikten gönderilen hareket emirlerini kaslara ileterek, kasların hareketini ve kasılmasını sağlar. Sinir sistemi incelemesinde, kollar, bacaklar, baş ve beden çevresinde sinirlerin normal fonksiyonlarını yerine getirip getirmedikleri EMG ile kolayca tespit edilebilir. EMG ile hareket sinirleri ve his fonksiyonlarını sağlayan sinirler tek tek incelenebilir. EMG testi daha çok fonksiyon ölçümü yapar, anatomik yapı hakkında bilgi vermez. Tanı yapılırken sorunun kas, sinir, kök yada motor nöronda olup olmadığını tespit eder. Hasta da kas yada sinirlere bağlı olarak her hangi bir tutulma varsa, tutulmanın derecesini gösterir. Ayrıca bu tutulmanın akut mu, kronik mi olduğunu veya sinirdeki lezyonun tam bir lezyon mu, kısmi bir lezyon mu olduğu hakkında bilgi verir.
Yüzeysel EMG de, motor sinirlerinin uyarılması sonucu kasılan kas fibrillerinde oluşan elektriksel değişiklikleri ölçmektedir. Bu teknikte deri üzerine elektrotlar yerleştirilir ve kas kasılmalarında aktive olan motor aksiyon potansiyellerinin yüzeyde zamansal ve konumsal toplamları ölçülür.
Elektromiyografi (EMG) hangi durumlarda yapılmalıdır;
- Kaslarda oluşan aşırı kasılmalarda,
- Kas erimelerinde,
- Kol ve bacaklarda oluşan uyuşmalar veya güçsüzlüklerde,
- Diyaliz hastalarında oluşan uyuşmalarda,
- Şeker hastalığına bağlı olarak oluşan uyuşma ve hissizliklerde,
- El ve ayaklarda sık yaşanan uyuşma, yanma ve ağrılarda,
- Göz kapağı düşmelerinde,
- Yüz felcinde,
- Aşırı kas kasılmalarında,
- Gün içinde yaşanan güç azalımın da,
- Kaza yada silah, bıçak yaralanmalarına bağlı olarak hareket ve his kayıplarında,
- Kanser, çocuk felci, ALS hastalıklarında,
- Toksik maddelere maruz çalışan kişilerde,
- Romatizmal hastalıklarda, organ yetmezliklerinde,
- İlaç kullanımı ve zehirlenmelere bağlı duyusal kusurların tespitinde kullanılmaktadır.
EMG ölçümü sayesinde, sinir yada kas sistemine bağlı problemlerin tanısını tespit edilip incelenmesi, hastalık sürecinin takibi, uygulanan tedavi yönteminin değerlendirilmesi, işlev bozukluklarının tespiti, yapısal hasarların şiddeti incelenebilmektedir.