Gamma Knife cihazı adından da anlaşılacağı gibi gamma ışınları vasıtasıyla beyin tümörlerinin tedavisi için kullanılan bir cihaz. Işın tedavisi yöntemi diyebiliriz. Bir yarıküredeki çok sayıda noktadan tümörün bulunduğu bölgeye uygulanan ışınlarla tümörlerin oluştuğu dokudaki DNA’ların yapısının bozularak çoğalmasının engellenmesi ve sorunlu hücrelerin etkisiz hale getirilmesi şeklinde bir tedavi yöntemi... Bu makalede Gamma Knife cihazı ve tedavisi ile ilgili ayrıntılı bilgiler bulacaksınız.
Gamma Knife Nedir, Nasıl Kullanılır?
Gamma Knife cihazı, çeşitli beyin hastalıkları ve beyin tümörlerinin tedavisinde çığır açan bir cihaz. Bu cihaz sayesinde cerrahi müdahale ve genel anestezi gerekmiyor. Tek seansta uygulanan radyocerrahi yöntemi olan tedavi sonrası hastalar aynı gün evlerine dönebiliyor. Bir çeşit robotik cerrahi olarak da adlandırabiliriz.
Başarısı bilimsel olarak kanıtlanmış olan Gamma Knife cihazı, 3,5 santimetreden küçük tümörlerin tedavisi için kullanılabiliyor. Büyük tümörlerde aşamalı olarak uygulanan açık cerrahi tedavileri sonrası lezyon küçültülüyor ve sonrasında ulaşılamayan kalan küçük miktarlardaki tümörler için de Gamma Knife devreye giriyor. Radyocerrahi yöntemini kullanan cihazın çalışma mantığı; “çok sayıda düşük enerjili ışın demetinin bir noktaya yönlendirilerek hastalıklı dokuya yüksek enerji verilmesi ve dokunun yapısının değiştirilmesi” şeklindedir.
“Odaklanmış radyoaktif enerji” olarak da tanımlayabileceğimiz Gamma Knife, “Kobalt 60” isimli bir radyoaktif madde kullanılıyor. Bu maddeden gamma ışınları elde ediliyor. Cihazın son sürümlerinde 192 veya 201 adet farklı ışın noktası bulunuyor. Bu ışın noktaları bir yarıkürenin üzerine yerleştirilmiş durumda.
Tümörün bulunduğu noktanın koordinatları cihaza yükleniyor. Hasta otomatik bir sistemi olan cihaza bağlanıyor. Streotaktik tedavi için ışın noktalarının bulunduğu çerçeve dört noktadan vidalar yardımı ile kafaya sabitleniyor. Daha sonra yaklaşık 200 farklı ışın noktasından tümörün bulunduğu noktaya ışın veriliyor. Verilen gamma ışınları tümörün bulunduğu nokta üzerinde işlem görüyor. Bu sırada tümörün noktasına göre hasta cihaz tarafından hareket ettiriliyor. Yani yarıküre üzerindeki ışın noktaları sabit kalıyor, tümörün noktası hareket ettirilerek tedavi uygulanıyor. Diğer bir ifadeyle cihaz, daha önceden sistemine kaydedilen koordinattaki tümörü, ışınların sabit noktasının etrafında döndürüyor.
Bu tedavide kullanılan gamma ışınları düşük enerjili; ancak bu ışınlar yaklaşık 200 farklı noktadan verilerek bir noktada yoğunlaştırılıyor. Böylece beyin üzerindeki hastalıklı dokulara veya tümörlerin üzerine istenen miktarda radyasyon veriliyor. Yani beyin üzerinde sadece istenen bölgeye istenen miktarda radyasyon uygulanmış oluyor. Bu yöntemle anormal dokunun yapısı değişiyor, DNA’sı bozuluyor, damarlanması engelleniyor. Bu hücreler bölünüp çoğalamıyor ve bir süre sonra ölüyor. Bu şekilde Gamma Knife tedavisi tamamlanıyor.
Gamma Knife, genellikle açık beyin cerrahisi mümkün olmayan ve yüksek risk taşıyan durumlarda tercih edilen bir cihaz. Emar cihazını andırıyor; ancak Gamma Knife gürültülü çalışmıyor. Tedavi süresi 20 dakika ile 1 saat arasında değişiyor. Bazı vakalarda birden fazla tümöre uygulanırsa süre 1,5 saate kadar çıkabiliyor.
Gamma Knife Hangi Hastalıklarda Kullanılabilir?
Gamma Knife, beyin damarsal anomalilerinde, beynin fonksiyonel bozukluklarında etkili bir tedavi yöntemi. Beyin sapı, kafatası sinirleri, işitme sistemi, beyincik ve damarsal yapılarda görülen tümörler için uygulanan Gamma Knife, yüz siniri hasarı riskini çok düşük oranlara indirerek işitme sistemini de risklere karşı koruyor.
İyi huylu tümörler olarak adlandırılan ve beyin zarı kaynaklı tümörlerde, işitme ve denge sinir kılıfı tümörlerinde oldukça olumlu sonuçlar alınabilen bir cihaz olan Gamma Knife sayesinde hastalar bu tümörlerden tamamen kurtulabiliyor.
Kötü huylu tümörlerde yani beynin hücreleri kaynaklı tümörlerde ise, hasta radyoterapi ve kemoterapi alıyor. Buna rağmen büyüyen tümörler için Gamma Knife tedavisi uygulanıyor.
Metastaz denilen yani vücudun başka bir yerinden beyne sıçrayan tümörlerde de uygulanan ve oldukça olumlu etkileri görülen bir cihaz.
Beynin fonksiyon bozukluklarında Parkinson hastalarında ve cerrahi müdahaleyi kabul etmeyen veya bu şansı olmayan hastalarda da Gamma Knife cihazı ile tedavi imkânı bulunabiliyor. Fonksiyonel hastalıklardaki uygulamalarda, hedeflenen dokuda sınırlı bir lezyon oluşturarak sinirlerin yeniden yapılanması amaçlanıyor. Hedefe gönderilen yüksek enerji sayesinde oluşan lezyonun anormal iletimi bozularak hareket bozukluğu, epilepsi ve ağrı gibi fonksiyonel hastalıklar tedavi edilebiliyor.
Doğuştan beyinde oluşan damar yumağı hastalığı olan ve atardamar ile toplardamar arasındaki anormal bağlantıyla oluşan rahatsızlıklarda da cihazın faydaları görülmüş.
Gamma Knife tedavisi sonrası hasta yakın takibe alınıyor. Aylık veya 3 aylık kontrol filmleri ile hastanın durumu değerlendirilerek tedavi süreci sonlandırılıyor. Tedavi sonrası olumlu sonuç almak tümörlerin durumuna göre zaman alabiliyor. Mesela; iyi huylu tümörlerde ve vasküler yani damarsal hastalıklarda 1,5 yıl ile 2 yıl arasında sonuç alınabilirken; kötü huylu tümörler ve metastaz yani farklı kaynaklardan bulaşan tümörlerde ise büyüme hızı fazla olduğu için birkaç ay içinde etkisi görülebiliyor.
Gamma Knife’ın uygulandığı hastalıklar ve tümörlerden bazıları şöyle;
Vasküler (Damarsal) Hastalıklar: Arteriovenoz Malformasyon (AVM), Kavernoz Anjiyom.
İyi Huylu Tümörler (Benign): Meneningiomlar, Hemanjiyoblastom, Hemanjiyoperisitom, Vestibular Schwannoma, Trigeminal Schwannoma, Hipofiz Adenom, Kraniyofarinjiyom, Kordom, Pineal Bölge Tümörleri, Glomus Tümörler.
Kötü Huylu Tümörler (Malign): Kondrosarkom, NPH Karsinoma, Malignan Glial Tümörler (Grade III+IV), Metastatik Tümörler.
Fonksiyonel Hastalıklar: Epilepsi, Parkinson Hastalıkları, Trigeminal Nevralji.
Oküler Hastalıklar: Hemanjiyoblastom, Hemanjiyoperisitom, Uveal Melanom.
Gamma Knife’ın Avantajları ve Dezavantajları Nelerdir?
Gamma Knife cihazı, ışın tedavisi yöntemi olduğu için ve radyasyon uygulandığı için bazı endişelere yol açabilir. Aslında hiç de korkulacak bir durum yok. Çünkü cihazla uygulanan ışın tedavisi yöntemi anormal dokuların çevresindeki normal dokulara tolore edilebilir seviyede zarar veriyor. Gamma Knife’ın tedavi yöntemi benzer diğer cihazlarla kıyaslandığında oldukça iyi sonuçlar verebiliyor. Bunun yanında ışın tedavisinin oluşturabileceği komplikasyonlar da görülebiliyor.
Cihaz, normal doku ile anormal dokuyu çok keskin bir sınırla ayırabiliyor. Bu sebeple etraftaki normal dokulara uygulanan radyasyon miktarı çok düşük kalıyor. Cihazdaki çok sayıda farklı noktadan verilen gamma ışınları bir noktada sabitlendiği için çevrede oluşturdukları hasar da çok az kalıyor; hedeflenen noktaya istenen miktarda radyasyon uygulanabiliyor.
Tedavi sürecinde bir saç kılı kalınlığı kadar yani 0,5 milimetre ölçüsünde bir sapma yaşanabiliyor. Bu sebeple tedavide oluşabilecek komplikasyonların oranı da yüzde 1 civarında kalıyor. Oluşan komplikasyonların büyük bir bölümü de geçici. Tedavi süresinde genellikle saç dökülmeleri olmuyor; ancak beyin dış zarına yakın tümörlerin çevresinde lokal saç dökülmeleri yaşanabiliyor. Dökülen saçlar da bir süre sonra tekrar çıkıyor.
Cihazın en büyük avantajı; bıçaksız, anestezi uygulanmadan, kansız, yoğun bakımsız tedavi imkânı sunması... Kafatası açılmadan hastalıklı dokuya ‘dokunma’ imkânı sunan Gamma Knife sayesinde hastalar birkaç saat içinde tedavilerini tamamlayıp evlerine dönebiliyor. Böylece uzun yoğun bakım faturası ile karşılaşma riski bulunmuyor.
Gamma Knife tedavisi ile ölüm riski yüzde 0,5’in; sakatlık riski de yüzde 3’ün altında… Gamma Knife tedavisi ile vücudun aldığı radyasyon miktarı diğer radyoterapi cihazlarına oranla yaklaşık 100 kat daha az miktarda… Cihazın dezavantajı olarak sadece bu radyasyon miktarını gösterebiliriz. Ayrıca 8 yaşından küçük ve kafatası kalınlığı ve sertliği tam sağlanamamış çocuklarda uygulanmasının çok sınırlı kalması da dezavantaj olarak sayılabilir.
Gamma Knife tedavisi gerekirse tekrarlanabiliyor. Bazı tümörlerin tedavisinde 30 seanslık bir tedavi süresini 1 seansa indirebilen ve tıpta çığır açan bir cihazdan bahsediyoruz. Hastaların yaşam konforuna ve süresine katkı sağlıyor.
Gamma Knife Tarihi
Gamma Knife cihazı ilk olarak 1967 yılında İsveç’te kullanılmış. Bu tarihten itibaren çeşitli versiyonları ile tıp alanında kullanılıyor. 1984 yılında Amerika’da kullanılan cihaz, daha sonra dünyaya yayıldı. Türkiye ise Gamma Knife ile 1997 yılında tanıştı. İlk olarak Marmara Üniversitesi’nde kullanıldı. Dünya üzerinde yaklaşık 400 Gamma Knife merkezi bulunuyor. Bugüne kadar 1 milyonun üzerinde beyin hastasının bu cihazla tedavi edildiği tahmin ediliyor. Yılda 75 binin üzerinde hasta Gamma Knife ile tedavi ediliyor.