Gümüş, değerli metalik elementlerin en önemlilerinden biridir. Altından sonra takı sektörünün en çok tercih edilen metali olan gümüş, paslanmaz yapısı, parlaklığı ve kimyasal özellikleri ile elektrik ve elektronik sektörünün de önemli bir parçasıdır. Aksesuarlar ve süs eşyaları için de tercih edilen bir metal. Türkiye’nin pek çok bölgesinde gümüş cevheri bulunuyor. Emtia olarak da yatırım aracı olan ve el sanatı olarak işlenen, güzel dekoratif ürünlerin hammaddesi konumundaki gümüşle ilgili bilmek istediklerinizi bu makalede bulabilirsiniz.
Gümüşün Tarihçesi
MÖ 3000’li yıllara uzanan bir tarihe sahip olan gümüş, altın ve bakırdan sonra keşfedilen metallerden biri. MÖ 3100’lü yıllarda Mısırlılar, MÖ 2500’lü yıllarda da Persliler ve Çinlilerin kullandığı yönünde bilgiler var. MÖ 1800’lü yıllara ait bazı Anadolu’daki bazı tarihi buluntularda gümüş takı ve eşyalar kullanıldığı tespit edilmiş. Eski Yunan’da gümüş madenleri bulunuyordu. Para olarak MÖ’lü 800 yıllarda kullanılmaya başlanan gümüşü ilk olarak Romalıların işlediği tahmin ediliyor. MÖ 700’lü yıllarda Lidyalılar gümüş para kullanmış. Orta Tunç Çağı’na ait Alacahöyük’teki bazı mezarlarda da altın ve gümüş takılara rastlandı. Anadolu’da Gaziantep, Kilis ve Adıyaman yörelerindeki arkeolojik kazılarda bulunan gümüş takılar ise gümüşün tarihine ışık tutuyor.
Sezar döneminde Romalılar küçük gümüş parçalarını yaraları, yanıkları ve kesikleri tedavi etmek için kullanmış. Eski Yunan’da su ve içki bardak ve kaplarını bakterilerden temizlemek için gümüş kullanılmış. Bu dönemde gümüş kapların suyu temiz ve saf tuttuğu inancı hakimmiş. Avrupa’da veba salgınları sırasında vebadan korunmak isteyen Çingenelerin gümüş partiküllerini vücutlarına zerk ettikleri biliniyor. Ancak belirli oranın üstünde gümüş alımı sonucu Çingenelerde gümüş zehirlenmeleri vakaları görülmüş.
12. ve 13. yüzyıllarda yoğun olarak kullanılmaya başlanan gümüş, Osmanlı İmparatorluğu döneminde önemli bir yere sahip. Osmanlı, birçok takı ve mücevherde kakma olarak işlenen gümüş objeler kullanmış. Osmanlı’da ev ve süs eşyaları, taçlar, kemerler ve birçok değerli aksesuarda da kullanılan gümüşten sikkeler de yapılmış. Bu dönemde gümüş işlemeciliği çok yaygınlaştı ve küpe, kolye, hamaylı, Kur’an-ı Kerim muhafazaları, takunyalar, kamalar, kılıçlar, kınlar ve tespihlerdeki süslemelerde gümüş önemli bir unsur haline geldi.
Norveç, Colorado ve Peru’daki bazı kazılarda işlenmiş gümüş külçelere rastlandı. İspanya’da 1860 yılında yapılan bir kazıda ise 8 tonluk gümüş blok bulundu. Avrupa’daki krallıklarda gümüş zenginlik belirtisiydi. Örneğin İspanya krallıkları 250 yıl boyunca Peru’daki Potoski madenlerden elde edilen gümüş sayesinde önemli kazançlar sağlamış. İngiliz para birimi Sterlin de adını gümüşten alıyor. Alman Easterling ailesinin fertleri 1215 yılında İngiltere Kralı John adına para basmakla görevliydi. Ailenin para basma görevini yapmaktaki azmi ve dürüstlüğü sebebiyle İngiliz para birimine aileyi temsilen ‘Sterlin’ adı verilmiş.
Gümüş, günümüze kadar takı, sağlık ve endüstri gibi birçok sektörde geliştirilerek vazgeçilmez bir metal haline geldi.
Kimyasal Özellikleri
Beyazımsı gri renkte ve doğadaki saf haliyle en parlak metal olan gümüşün kimyasal sembolü “Ag”dir. Bu simgeyi Latince anlamı olan ’Argentum’ kelimesinden alıyor. Element tablosunun I-B grubunda yer alan ağır ve geçiş metalidir. Soy metal element grubunda yer alır. Atom numarası 47 olan gümüşün atom ağırlığı ise 107,87 gramdır. 962 derecede erir, 1952 derecede kaynar.
Doğada serbest ve bileşik olarak bulunabilir. Bakır, altın gibi elementlerin de yer aldığı cevherlerde bulunması yaygındır. En çok rastlanan gümüş filizleri gümüş argentit ve gümüş klorürdür. Cıva, çinko, nikel ve kurşun cevherlerinde de bulunabilir. En çok bilinen bileşeni gümüş oksittir. Diğer bileşenler ise gümüş sülfür ve gümüş nitrattır. Gümüş fulminat patlayıcı bir bileşiktir. Doğada iki adet kararlı, 14 adet de radyoaktif izotopu bulunur. Havadan etkilenmez, işlenmesi kolaydır. Sertlik ve oksitlenme derecesi altın ile bakır arasında bir değerdedir. Dövülerek işlendiğinde tellere ayrılır. Tel ve levha haline getirilebilen sünek bir metaldir. Bu özelliği sebebiyle 1 gram gümüşten 2 metreye yakın tel üretilebilir. Işığı çok iyi yansıtır. Elektrik ve ısıyı çok yüksek oranda iletebilir. Bu sebeple elektrik devrelerinde ve elektronik sistemlerde çok tercih edilir. Elektrik sistemlerinde küp ve altıgen olarak kristalleşir. Asitlerde ve bazı organik kimyasallarda aşınmaz. Ancak derişik sülfürik asit ve nitrik asitte erir.
Gümüşün bulunduğu bileşiklerden ayrıştırılması için bazı yöntemler uygulanır. Bu yöntemler şunlardır; siyanürleme, özütleme, çinkolama, pattinson, kal… En çok kullanılan yöntem ise siyanürlemedir.
Hangi Alanlarda Kullanılır?
Gümüşün kullanım alanı tarihten günümüze genişleyerek devam ediyor. Altından sonra en çok kullanılan en değerli metaldir. Elektrik, kuyumculuk, tıp sektörleri başlıca kullanım alanlarıdır.
Geçmişten günümüze gümüşün saf olarak ve alaşımlarla kullanıldığı ürünlerden bazılarını şöyle sıralayabiliriz; Baş süslemeleri, tepelik, gerdanlık, tespih püskülü ve imamesi, kamçı, kama, baston başı, fes, taç, köstekli saatler, madalyon, küpe, yüzük, bilezik, piercing, pin, kupa, süs tabakları, çeşitli süs eşyaları, optik ayna, fotoğrafçılık, diş teli, kemik cerrahisi, yanık tedavisi, cam yapıştırıcısı, kaşık çatal takımları, uzay sistemleri, su saflaştırma işlemleri, ilaçlar, para, çeşitli kaplamalar, pil…
Gümüşün İnsan Sağlığına Faydaları ve Gümüş Zehirlenmesi (Arjirizm)
Gümüşün sağlıkta kullanılan versiyonuna “kolloidal gümüş” adı verilir. Gümüşün çeşitli proteinlerle bileşik halidir ve güçlü bir antiseptiktir. Buhar damıtımlı su içinde bekletilmiş, görülmeyecek kadar küçük gümüş parçalarıdır. Güçlü mikrop öldürücü özelliği sebebiyle tıpta kullanılan bandajlar, enfeksiyon ilaçları ve gereçleri gibi birçok sağlık ürününde gümüş içeren kimyasallar kullanılır. Gümüş iyonlarının kemikleri güçlendirdiği, radyasyona karşı koruyucu etkilerinin olduğu, 450 farklı bakteri türünü yok ettiği, virüs ve mantar oluşumlarını önlediği veya yok ettiği, birçok deri hastalığında önemli ve olumlu etkileri olduğu bilgilerini de göz ardı etmemek gerekiyor.
Çok etkili bir antibiyotik özelliği bulunan gümüşün insan vücuduna olumsuz yan etkileri de bulunuyor. İnsan vücudunda gümüş birikmesi şeklinde oluşan ve “arjirizm” adı verilen gümüş zehirlenmesi vakaları yaşanabiliyor. Bu vakalar, gümüşün ağız veya cilt yoluyla alınması sonucu ortaya çıkar. Gümüş zehirlenmesi sonucu mukoza zarları ve iç organlarda renk değişimi ve kararma meydana gelir. Fotoğrafçılık ve kuyumculukta kullanılan gümüş bileşenleri içeren kimyasallar veya ilaçlar, bu sektörde çalışanları etkileyebilmektedir. Tedavisi oldukça zor olan gümüş zehirlenmelerinde mide sancıları ve nefes darlığı gibi şikâyetler görülür.
Telkâri Sanatı ve Gümüş
Gümüş tellerinin işlendiği el sanatına “telkâri” adı verilir. “Tel ile yapılan sanat” anlamındadır. Arapça “vav” harfi şeklinin çok sık kullanılmasından dolayı “vav işi” adı da verilir. Mardin yöresine ait bir sanattır. Ankara’nın Beypazarı ilçesinde de oldukça gelişmiş olan telkâride tamamen el yordamı kullanılır. Telkâri ustaları, gümüş telleri çok ince işçilikle işleyerek birçok takı ve süs eşyasını tam bir sanat eserine dönüştürür.
Gümüş Ayarı Nedir?
Gümüşün ayarları, uluslararası bir ölçüdür. Bu ayar, altında olduğu gibi kullanılan takı veya objedeki gümüş oranını gösterir. Örneğin 900 ayar bir gümüşte yüzde 90 gümüş, yüzde 10 bakır bulunur. Gümüş paralar genelde 900 ayardır. Binlik sistem içinde tanımlanan gümüşün en saf değeri “1000” değerinde kabul edilir. 1000 ayar gümüşlere “has gümüş” adı verilir. Yani 1000 ayar gümüş ürünler, katkısız saf gümüştür. Has gümüşlerin işlenmesi daha zordur. Bu sebeple dövme tekniği ile işlenebilir. Has gümüş, diğer formlarına göre çok daha parlak ve beyazdır.
Ticari gümüşlerin saflık değeri 999’dur. Takı sektöründe genellikle “sterling gümüş” olarak da bilinen “925” ayar gümüşler kullanılır. Bu ayardaki ürünler yüzde 92,5 gümüş, yüzde 7,5 bakır içerir. Avrupa standartlarına göre genellikle 800-950 ayar arası gümüşler kullanılır. Büyük ev eşyaları, madalya ve kupalar gibi ürünlerde ise genellikle daha az gümüş içeren 750 ayar gümüş kullanılır. Kullanılan üründeki bakır oranı yüzde 50’yi geçerse; diğer bir deyişle 500 ayardan daha düşük oranda gümüş kullanılırsa gümüş rengi kaybolur.
Ayarlarına ve kimyasal özelliklerine göre değişen bazı gümüş türleri vardır. Bunları sıralarsak; Karen Dağ Kabilesi Gümüşü, Alman Gümüşü, Alpaca Gümüşü, Meksika Gümüşü, İngiltere Gümüşü…
Gümüş Rezervleri Nerelerdedir?
Gümüş, dünyanın birçok ülkesinde bulunan elementlerden biri. Yerkabuğundaki gümüş oranının milyonda bir olduğu tahmin edilmektedir.
En büyük saf gümüş yatakları Atina ve Nevada’da bulunur. Kuzey ve güney Amerika’nın batı kesimlerindeki rezervin, dünya gümüş rezervinin yüzde 60’ına tekabül ettiği tahmin edilmektedir. Dünya gümüş üretiminin yüzde 35’ini Meksika, yüzde 12’sini Peru, yüzde 11’ini de Amerika Birleşik Devletleri (ABD) yapıyor. Diğer yaklaşık yüzde 40’lık üretim ise diğer ülkeler arasında paylaşılıyor. Türkiye, gümüş üretiminde 20. sırada yer alıyor.
Türkiye’de ise birçok ilde irili ufaklı gümüş rezervleri bulunuyor. Bunlardan en çok rezerv barındıran iller şunlardır; İzmir, Balıkesir, Bursa, Antalya, Amasya, Niğde, Artvin, Giresun, Ordu, Sivas, Elazığ… Ayrıca, Murgul ve Ergani’deki bakır madeninden de yan ürün olarak elde edilmektedir.