Türkiye İş Kurumu (İŞKUR), iş ve işçi bulmaya aracılık eden önemli bir kamu kuruluşudur. Günümüze kadar çok sayıda kişiyi bir işe yerleştiren veya şirketlere personel temin eden İŞKUR, istihdama önemli katkılar sağlıyor. İşsizlik, Türkiye’nin ve dünyanın önemli bir sorunu. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre işsizlik yüzde 12 seviyesinde. Yani Türkiye genelinde 3 milyon 715 bin işsiz var. İşçi ile işvereni buluşturan İŞKUR, işsizlik oranları arttıkça daha da önemli bir konuma yerleşti. Ekonomik gelişmelere paralel olarak İŞKUR’un iş yükü azalıyor veya artıyor. İŞKUR, sadece iş ve işçi bulma fonksiyonu icra etmiyor. İstihdamın korunması ve geliştirilmesi gibi görevleri de bulunuyor.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na bağlı olarak faaliyetlerini sürdüren İŞKUR, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun da ilgili kuruluşudur. Özel hukuk hükümlerine tabidir. Tüzel kişiliği bulunan mali ve idari bakımdan özerk bir kamu kuruluşudur.
İŞKUR’un işleyişine ve işgücü piyasasına katkılarına ayrıntılı göz atarak kurumu biraz tanıyalım.
İŞKUR’un Tarihi ve Kuruluşu
Tarihi bir kurum olan İŞKUR’un eski adı İş ve İşçi Bulma Kurumu (İİBK) idi. İİBK, 21 Ocak 1946 tarihinde 4837 Sayılı Kanun ile kuruldu. Temel amacı kamu istihdam hizmetlerini vermekti. Temel görevi “işçilere vasıflarına uygun iş; işverene de aradıkları vasıfta işçi bulmak” olarak belirlendi. 1960’lı yıllarda Almanya gibi sanayileşmiş ülkeler personel ihtiyaçlarını yabancı işçilerle karşılama yoluna gitti. İİBK, bu dönemde yurtdışına giden işçilere aracılık etmeye başladı. 1973 petrol krizinden sonra sanayileşmiş ülkelerde ciddi bir durgunluk ve işsizlik yaşandı. Bu durum, yurtdışı işçi talebini durma noktasına getirdi. Bu dönemde İİBK, yurtdışına işçi göndermeye odaklandığı için kamu istihdam hizmetlerinde ciddi sorunlar yaşanmaya başladı. Gelişen işgücü piyasasına ayak uyduramayan ve kendisini yenileyemeyen İİBK, zamanla işlevini yitirdi.
Küreselleşen dünyada teknolojik gelişmeler çerçevesinde kamu istihdam kuruluşlarının da bilgi toplumuna ayak uydurarak fonksiyonlarını geliştirmesi büyük önem kazandı. Bu çerçevede 4 Ekim 2000 tarihli 617 Sayılı Kanun Hükmündeki Kararname (KHK) ile İİBK kapatıldı; yerine Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) kuruldu. İŞKUR, İİBK’nın yetersiz kaldığı noktaları tamamlayarak işgücü piyasasındaki teknolojik gelişmeleri izleyebilecek, aktif işgücü programları uygulayabilecek bir amaçla yapılandırıldı. Ancak, Anayasa Mahkemesi kurulduktan 27 gün sonra yani, 31.10.2000 tarihinde İŞKUR’un kurulmasına karar verilen KHK’yı iptal ederek, iptal kararının 9 ay sonra uygulanmasına karar verdi. Bunun üzerine İŞKUR, 8 Ağustos 2001 tarihine kadar yasal dayanaktan yoksun olarak faaliyetlerini sürdürmek zorunda kaldı. 25 Haziran 2003 tarihinde kabul edilen 4904 Sayılı Türkiye İş Kurumu Kanunu ile İŞKUR yasal bir çerçevede faaliyetlerine başladı.
İŞKUR’un Görev ve Yetkileri Nelerdir?
İŞKUR, genel olarak iş ve işçi bulma amacını güder. İşgücü piyasasının istihdam aşamalarında da aktif rol oynar. İşsizliğin önlenmesi için tedbirler alır, istihdamın geliştirilmesi, korunması ve yaygınlaştırılması için çeşitli girişimlerde bulunur, İşsizlik Sigortası hizmetlerini yürütür.
İŞKUR’un görev ve yetkilerini şöyle sıralayabiliriz:
- İşsizliği önleyerek işgücü piyasası istihdamına katkılar sağlamak
- İstihdamı geliştirmek, korunmak ve yaygınlaştırmak
- İstihdam oluşturmak amacıyla meslek edindirme kursları düzenlemek
- Kurslarda yetişen personeli işgücü piyasasında istihdam etmek
- İşgücünün istihdam olanaklarını artırmaya yönelik programlar düzenlemek
- İşini kaybedenlere geçici bir süre gelir ve sigorta desteği sağlamak
- İşgücü piyasası verilerini derlemek, analiz etmek, yayınlamak
- İş ve meslek analizleri yapmak ve yaptırmak
- İş ve meslek danışmanlığı hizmetleri vermek ve verdirmek
- İşgücüne eğitim seminerleri ve kurslar vermek
- Yurtiçinde ve yurtdışında işgücü için uygun pozisyonlar bulmak ve yerleştirmek
- Özel istihdam bürolarına ilişkin verilen görevleri yerine getirmek
- Uluslararası kuruluşlar ve Avrupa Birliği’nin işgücü, çalışma hayatı ve istihdam ile ilgili kararlarını takip etmek
- Engelli, eski hükümlü, terör mağduru gibi grupların istihdamını sağlamak, takip etmek
İşsizlik Maaşı Nedir, Nasıl Alınır?
İşsizlik maaşı, işsizlik ödeneği veya işsizlik sigortası, İŞKUR’u önemli bir kurum haline getirmiştir. Mart 2002 tarihinde 4447 Sayılı Kanun’la hayata geçirilen İşsizlik Sigortası, kendi isteği ve kusuru dışında işini kaybedenlere gelir desteği sağlanması amacıyla uygulanmaya başlanmıştır. Devlet tarafından kurulan zorunlu bir sigorta fonudur. İşsizlik ödeneği herhangi bir vergi ve kesintiye tabi değildir. Nafaka borçları dışında haczedilemez, başkasına devredilemez. İşsizlik ödeneği alanlar Genel Sağlık Sigortası (GSS) kapsamındadır ve sağlık hizmetlerinden yararlanabilmektedir. İşsizlik ödeneği, son 4 aylık kazanç ortalamasının yüzde 50’si tutarındadır. Bu tutar, net asgari ücret miktarını geçemez. Yani en yüksek İşsizlik Maaşı net asgari ücret kadar olabilir.
İşsizlik Sigortası’ndan faydalanmak için bazı koşulların sağlanması gerekiyor. Öncelikle kendi isteği ve kusuru dışında işsiz kalmış olmak şartı aranıyor. Hizmet akdinin feshinden önceki son 120 gün primlerinin ödenmiş olması ve sürekli çalışmış olma şartı da başlangıçta araştırılan konu başlıklarıdır. Son 3 yıl içinde en az 600 gün İşsizlik Sigortası primi ödemiş olmak da şartlar arasında. İş akdinin feshinden itibaren 30 gün içinde İŞKUR’a şahsen veya elektronik ortamda başvuruda bulunmak gerekiyor. 30 gün içinde başvuru yapılmazsa gecikilen süre, toplam hak sahipliği süresinden düşülüyor. İŞKUR’a başvuru yapmakla birlikte iş arayan kaydı da yapılmış sayılıyor. Böylece işsizlerin işe yerleştirme ve mesleki eğitim hizmetleri de sağlanmış oluyor.
İşsizlik ödeneği, herkese eşit miktarda verilmiyor. Çalışma süresine göre değişen miktarlarda ödeme yapılıyor. 600 gün sigortalı çalışanlara 180 gün, 900 gün çalışanlara 240 gün, 1080 gün çalışanlara da 300 gün süre ile İşsizlik ödeneği veriliyor. Ayrıca, kanunda belirtilen şartların sağlanması da gerekiyor. İşsizlik ödeneği’nin verildiği süre içinde ayrıca genel sağlık sigortası primleri de ödeniyor. İşsizlik maaşı almak için gerekli şartlar kendisinde bulunan işsizler, PTT şubelerinden her ayın sonuna kadar bizzat ödeneği alabiliyor.
İşsizlik ödeneği, bazı hallerde kesilebiliyor. Mesela; İŞKUR tarafından bir iş teklif edildiğinde haklı bir neden olmadan reddedenlerin ödenekleri bir daha verilmemek üzere kesiliyor. İşsizlik maaşı aldığı dönemde kayıt dışı çalışanların da (tespit edilmesi halinde) bir daha almamak üzere ödenekleri kesiliyor. İşsizlik Ödeneği aldığı süre içinde emekli maaşı almaya başlayanların, İŞKUR’un önerdiği kurslara haklı bir neden olmaksızın katılmayan veya aksatanların da maaşları kesiliyor. Daha sonra bu kurslara katılanlar veya eksiklerini tamamlayanlar ödemeleri tekrar almaya başlayabiliyor.
Bunun dışında işsizlik maaşı alanların bazı durumlarda İŞKUR’u bilgilendirmeleri gerekiyor. Yeni bir işe başlanması veya mahkeme kararı ile eski işe iade edilmesi, adres değişiklikleri, emeklilik maaşı alınmaya başlanması, sağlık kuruluşlarınca istirahat verilmesi, askeri göreve alınması, yurt dışına çıkılması gibi durumlarda 15 gün içinde İŞKUR’a bilgi vermek gerekiyor.
Bunun dışında İŞKUR’un verdiği "Yarım Çalışma Ödeneği" vardır. Bu ödenek; doğum yapan kadınlara kullandığı 2 aylık süt izninden sonra 1. çocuk için 2 ay, 2. çocuk için 4 ay, 3. çocuk için de 6 ay süreyle verilen bir ödenektir. Asgari ücretin yarısı tutarında çalışan annelere verilir.