Osmanlı’nın Viyana Kuşatması ile başlayan çok cepheli savaşlar, Karlofça Antlaşması ile son buldu. Antlaşma, aynı zamanda dev imparatorluğun gerilemeye başladığı ekonomik problemlerin başlangıcı oldu. Bu antlaşmadan sonra Osmanlı’da köklü değişiklikler ve ilkler yaşandı. Osmanlı’nın “ilk müzakereli antlaşması” olan Karlofça, imparatorluğu diplomasi ile tanıştırdı.
Karlofça Antlaşması Nedir?
Karlofça (Karlowitz), günümüzdeki Sırbistan’da 9 bin nüfuslu küçük bir kasabadır. Osmanlı Devleti’nin Gerileme Dönemi’ni başlatan antlaşma, bu küçük “tarafsız” kasabada, Tuna Nehri manzaralı bir tepeye kurulan çadırda, 26 Ocak 1699 tarihinde imzalanmıştır. İkinci Viyana Kuşatması sonrası imzalanan antlaşma, Osmanlı’ya büyük çapta Avrupa toprağı kaybettirmiştir.
Antlaşmanın tarafları; Osmanlı İmparatorluğu ile Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu’nun önderliğindeki Avusturya, Venedik ve Lehistan’ın içinde bulunduğu “Kutsal İttifak” (Mukaddes İttifak) devletleridir. Karlofça Antlaşması, 1683 ila 1698 yılları arasında 16 yıl süren Osmanlı-Kutsal İttifak Savaşları'nı sonlandıran bir barış antlaşmasıdır.
Müzakerelerde Osmanlı’yı Reis-ül Küttab Rami Mehmed Paşa temsil etti. Kutsal İttifak’ta da; Avusturya Arşidüklüğü’nü temsilen Kont Franz Ulrich Kinsky, Venedik Cumhuriyeti’ni temsilen Carlo Ruzzini ve Lehistan’ı temsilen Malaçovski yer aldı. Müzakerenin danışmanlığını Luigi Ferdinando Marsigli yaptı. Marsigli, aynı zamanda, imzalar atıldıktan sonra 850 kilometrelik yeni Osmanlı-Avusturya sınırının tespiti için kurulan komisyona başkanlık etti.
Karlofça Antlaşması müzakereleri 13 Kasım 1698’de başladı. Müzakereler, 36 celse olarak 72 gün sürdü. Müzakereler sonucu Avusturya ile 20, Venedik ile 16 ve Lehistan ile de 11 maddelik barış antlaşması imzalandı. Antlaşma, 25 yıl süreyle imzalandı ve garantörlüğünü Avusturya yaptı.
Kutsal İttifak’a daha sonra dahil olan Rusya, Karlofça’da antlaşma maddelerini kabul etmedi. Bu sebeple Karlofça’da Ruslarla barış antlaşması imzalanmadı. Bunun sebebi Azak Kalesi'ni işgal eden Rusların Kerç Kalesi'ni de istemesiydi. Bunun yerine Ruslarla iki yıllık ateşkes mutabakatı yapıldı. Rusya ile 1 yıl sonra, Karlofça’nın devamı niteliğindeki barış antlaşması olan İstanbul Antlaşması imzalandı.Karlofça Antlaşması'nın orijinal metni...
Karlofça Antlaşması’nın Nedenleri
Karlofça Antlaşması, uzun süren savaşlar sonucu zayıf düşen Osmanlı’nın barış müzakerelerine razı olmasıyla yapılmıştır. Osmanlı padişahı Sultan II. Mustafa, Avusturya’ya üç önemli sefer gerçekleştirdi. Bunun üzerine Osmanlı’ya karşı “Kutsal İttifak” oluşturuldu. İttifak’ın oluşumunu Papa XI. Innocentius sağladı. 1684'te kurulan İttifak; Avusturya, Lehistan ve Venedik devletlerinden oluşuyordu. İki yıl sonra Rusya da İttifak’ta yer aldı. Uzun yıllar süren Osmanlı-Kutsal İttifak Savaşları’nın ardından 1697 yılında Osmanlı, Zenta Muharebesi'nde yenilgiye uğradı. Savunmasız bir duruma düşen Osmanlı, Hollanda ve İngiliz hükümetlerinin arabuluculuğu ile barış müzakerelerine katılmaya mecbur kaldı.
Osmanlı’nın barış müzakerelerini kabul etmek zorunda kalmasının başlıca nedenleri şunlardır;
- 1697 yılında Zenta mağlûbiyeti sebebiyle Osmanlı ordusu Tuna Nehri kıyılarına çekilmek zorunda kaldı.
- Venedikliler, Mora Yarımadası’ndan kuzeye doğru ilerleyerek Atina’yı işgal etti, Dalmaçya ve Bosna’da birçok kaleyi ele geçirdi.
- Kırım bölgesinde saldırılarını kesmeyen Ruslar, 1696 yılında Azak Kalesi’ni ele geçirdi.
Sultan II. Mustafa’yı müzakerelere ikna eden Amcazâde Hüseyin Paşa’dır. Hüseyin Paşa’nın ikna için sunduğu başlıca gerekçeleri şöyle sıralanabilir;
- Yıllardır süren çok cepheli savaşlar, devletin iç durumunu her yönden zarar uğrattı.
- Halk, olağanüstü vergiler altında ezildi; vergiler toplanamaz hale geldi.
- Birçok köy boşaltıldı; savaşacak asker ve mühimmat temini imkânsız hale geldi.
- Anadolu başta olmak üzere imparatorluk topraklarında asayişsizlik arttı.
- Rumeli bölgesinde Hristiyanlara isyana kalkıştı.
- Orta Doğu’da Bağdat ve Basra taraflarında bazı ayaklanmalar başladı.
Avusturya, Avrupa’da beklenen savaşı göz önüne alarak barış görüşmelerini kabul etmiştir. İspanya İmparatorluğu’ndaki karmaşık veraset sorunları; Fransa ve İspanya'nın birleşmesi; Fransa'nın güçlü ülke olarak öne çıkması gibi çok sayıda sebeple Avrupa’da büyük bir savaş bekleniyordu. Bu nedenlerle Avusturya, Osmanlı ile barış antlaşması masasına oturmak zorunda kaldı. Hollanda ve İngiltere’nin arabuluculuk hevesleri de beklenen bu savaş sebebiyledir. Beklenen savaş da, Karlofça Antlaşması’ndan iki yıl sonra başlayan ve 1701-1714 yılları arasında 13 yıl süren İspanya Veraset Savaşları’dır.
Karlofça Antlaşması’nın Sonuçları
Polonyalı askerler, Osmanlı ganimeti ile Viyana'dan dönerken...
Karlofça Antlaşması’nın en önemli sonucu, Osmanlı’nın batıda büyük oranda toprak ve prestij kaybetmesidir. Osmanlı’nın topraklarının paylaşıldığı ilk antlaşmadır. Kaflofça’dan sonra Osmanlı, kaybettiği toprakları geri alma politikası izlemiştir.
Karlofça Antlaşması’nda Osmanlı İmparatorluğu’nun karşısında Avusturya Büyük Dukalığı, Alman İmparatorluğu, Polonya Cumhuriyeti, Venedik Cumhuriyeti ve Rusya Çarlığı yer almıştır. Hatta İran da Kutsal İttifak’ın yandaşı olarak Osmanlı’nın karşısında bir konumda bulunmuştur. Karlofça’da Osmanlı İmparatorluğunun tek müttefiki İsveç’ti. Müzakere masasında güçlü bir “mukaddes” ittifaka karşı mücadele eden Osmanlı, kendi çıkarlarını korumaya çalışmış, kısmen de başarılı olmuştur. Buna göre antlaşma, hem Osmanlı hem de Avrupa tarihi bakımından önemli bir dönüm noktasıdır.
Karlofça Antlaşması’nın başlıca sonuçları şunlardır ;
- Osmanlı’da Duraklama Dönemi bitti, Gerileme Dönemi başladı.
- Müzakerelere katılan devletler savaş sonunda elde ettiklerini tutmak istediklerini belirtti; ancak buna karşı Osmanlı temsilcileri herkese eski topraklarının verilmesi ilkesini savundu. Müzakereler sonucu bu öneri önemli ölçüde kabul edildi.
- Osmanlı heyeti, görüşmeler boyunca “sınır bölgelerindeki toprakların müzakereler sonucu terk edilmemesi” ilkesine bağlı kaldı.
- Tüm Macaristan (Erdel ve Banat hariç) Avusturya'ya bırakıldı. Böylece Osmanlı İmparatorluğu’nun Orta Avrupa’daki egemenliği son erdi.
- Mora Yarımadası ve Dalmaçya kıyıları Venedik’e bırakıldı. Venedik’e önemli topraklar verildi ve Ege denizinde Osmanlı’nın hâkimiyeti zayıfladı. Ayrıca, Venediklilerin Zanta Adası’nda verdikleri vergiler kaldırıldı.
- Ukrayna, Podolya ve Kamaniçe gibi geniş topraklar Lehistan'a bırakıldı. Bu sebeple Osmanlı’nın Kazaklar üzerindeki egemenliği sona erdi.
- Osmanlı Preveze Kalesi’ni yıktı; İnebahtı Kalesi’ni geri aldı.
- Osmanlı, yayılmacı politikasını, diplomasi ve savunma ağırlıklı bir politikaya döndürmek zorunda kaldı.
- Osmanlı, literatürde “Moskof Prensi” olarak görülen Rus Çarı’nın “Çarlık” unvanını ilk kez kabul etti. Bu, Osmanlı için Karlofça’da yaşanan önemli bir prestij kaybı olarak tarihe geçti.
- Osmanlı halkı içindeki Katoliklere mezhep özgürlüğü tanındı. Protestan Macar halkı, Katolik Avusturya’nın egemenliği altına girdi.
- Avusturya, Osmanlı’nın içişlerine müdahale hakkı elde etti; Avrupa’nın en güçlü devletlerinden biri oldu.
- Avrupalıların Osmanlı topraklarına saldırıları ve askeri bakımdan üstünlük çabaları arttı.
- Azak Kalesi Ruslara bırakıldı ve Rusların İstanbul’da daimi bir elçi bulundurması kararlaştırıldı.
Karlofça Antlaşması Çadırı ve Kapısına Duvar Örülen Kilise
Karlofça Antlaşması müzakereleri dört farklı girişi olan büyük bir çadırda yapıldı. Bunun amacı, çadıra girişte protokol uygulanmamasıydı. Osmanlı delegeleri çadırın doğu kapısından giriş yaptı.
Antlaşmanın yapıldığı çadırın bulunduğu tepeye 1710 yılında küçük bir kilise (şapel) yaptırıldı. Müzakereler sırasında hayatını kaybeden Venedikli bir diplomatın mezarı da bu kilisenin içine konuldu. Türklerin antlaşma mekânına girdikleri doğu kapısına duvar örüldü ve üstüne de “Türklerin bir daha bu kapıdan Avrupa’ya girmemesi” temennisi yazıldı.
Bu duvar, Karlofça Antlaşması’nın imzalandığı tarihten 310 yıl sonra, 26 Ocak 2009 tarihinde törenle yıkıldı. Karlofça Belediye Başkanı Milenko Filipoviç, Karlofça Antlaşması’nın 310’uncu yıldönümü törenine Türkiye’nin Belgrad Büyükelçisi Süha Umar’ı da davet etti. Umar, duvarın yıkılması şartı ile törene katılacağını söyledi. Başkan Filipoviç de bu talebi kabul ederek, duvarı yıktırdı. Bunun üzerine “Artık Türkler Avrupa’ya girecek!” esprileri yapıldı.
Karlofça Antlaşması İle İlgili Anekdotlar
- Halen Sırbistan’da bulunan “Sremski Karlovci” (Karlofça) kasabası, Osmanlı ve Avrupa tarihinin dönüm noktası olan en önemli antlaşmalarından birine ev sahipliği yapmıştır.
- Barış müzakereleri tarihinde tarafların ilk kez yuvarlak masa etrafında toplandığı antlaşma, Karlofça Antlaşması’dır.
- Osmanlı İmparatorluğu’nun tarihinde ilk kez müzakere yaptığı ve arabulucu kullandığı antlaşma Karlofça’dır. Daha önceki antlaşmalarda Osmanlı Devleti şartlar belirliyor ve diğer devletler kabul etmek zorunda kalıyordu.
- Osmanlı, tarihinde ilk kez bir antlaşma için yabancı bir devletin arabuluculuğunu kabul etmek zorunda kaldı.
- Müslüman Osmanlı ile Hristiyan Avrupa devletleri arasındaki en önemli antlaşma olan Karlofça’da, Roma hukuku ilkeleri ile 1648 yılında imzalanan Westfalya Antlaşması’nda belirlenen diplomasi kuralları uygulandı.
- Antlaşma içeriği, Osmanlı’nın mağlubiyetinin ilk resmi belgesi olarak kabul edilir; ancak diplomatik açıdan “Osmanlı’nın ezilmediği” görüşü hâkimdir.
- Müzakereler sırasında Osmanlı delegelerinin diplomasi kuralları ve antlaşma dili konusunda bilgili ve başarılı olması diğer delegelerin dikkatini çekmiştir.
- Bu anlaşma ile Osmanlı İmparatorluğu, Avrupa devletleri arasında kurulmaya başlanan hukuk sistemine intibak ettiğini göstermiştir.
- Karlofça Antlaşması ile sonuçlanan Osmanlı - Kutsal İttifak Savaşları’nda Osmanlı’da 4 padişah, çok sayıda sadrazam değişti.
- Sultan II. Mustafa, kendi ordusunun başında sefere çıkarak Haçlılarla savaşa giren son Osmanlı padişahı olmuştur.
- Tarih yazarı Rifa'at Ali Abou-El-Haj, Karlofça Antlaşması için “Avrupa’daki Osmanlı sınırlarının resmi kapanışı” ifadesini kullanmıştır.
- Karlofça Antlaşması, güneydoğu Avrupa tarihinin dönüm noktası ve yeni bir periyodun başlangıcı olarak kabul edilir.
- Karlofça Antlaşması’nın 300 yıl boyunca Polonya'da muhafaza edilen orijinal metni, 1999 yılında Türkiye’ye getirilerek Türk ve İslam Eserleri Müzesi'nde sergilendi.