Magnezyum, element ve mineral olarak hayatın devamı için en önemli maddelerden biridir. Alaşımları endüstride, mineralleri de insan vücudunda büyük bir boşluğu doldurur. Magnezyumun faydalarını, eksikliğinin zararlarını anlatmak için makaleler yetersiz kalır. Bu sebeple makalemizde magnezyumla ilgili dikkat çeken en önemli detayları sunuyoruz.
Tarihçe
Magnezyumun geçmişi 17. yüzyıla kadar gidiyor. Ancak keşfedilmesi bu yüzyıldan 1,5 asır sonra gerçekleşiyor. 1618 yılında İngiltere’nin Epsom kentinde bir çiftçi, ineklerini bir kuyuda sulamak istedi; ancak inekler bu suyu içmedi. Çiftçi, tadı acı olan bu suyun derideki yaralara ve döküntülere iyi geldiğini fark etti. Bu suda oluşan tuzların şöhreti bir anda yayıldı ve şifa arayanlar bu tuzları kullanmaya başladı. Yıllar sonra bu tuzun hidratlı magnezyum sülfat (Epsom tuzu) olduğu anlaşıldı.
Magnezyumun tarihsel keşif süreci şöyle;
- Magnezyum, element olarak 1755 yılında İskoç kimyager Joseph Black tarafından Edinburgh’ta keşfedildi.
- 1789 yılında İngiliz kimyager Thomas Henry, magnezyum silikat bileşiği olan lületaşını keşfetti.
- 1792 yılında Anton Rupprecht tarafından magnezyumun kömürle ısıtılması sonucu metalik magnezyumun saf olmayan formu elde edildi.
- 1808 yılında Sir Humpry Davy, magnezyumu saf olarak izole etti. Davy, bu yeni keşfi için “magnezyum” adını kullandı.
- Magnezyumun metal formu 1833 yılında Michael Faraday tarafından erimiş susuz magnezyum kloridin elektrolizi yöntemi ile elde edildi.
- İlk ticari magnezyum 1852 yılında Almanya Hemelingen’deki bir alüminyum fabrikasında kullanıldı.
- 1896’da daha da geliştirilen ticari magnezyum üretimi, 1916 yılına kadar sadece bu fabrikada yapıldı.
Magnezyumun ismi, Yunanistan’ın antik ve turistik kenti Magnesia’dan (Thesaly) geliyor. Bu bölgede geniş magnezyum yatakları bulunuyor.
Kimyasal Özellikleri
Kimyasal sembolü “Mg” olan magnezyumun atom numarası 12, atom ağırlığı 24,305’dir. Erime noktası 650 derece, kaynama noktası 1090 derecedir. Alkali metal grubunda, katı, gümüş beyazı renktedir. Alüminyumun 3 katı daha yoğundur. En hafif metaller arasında yer alır. Kristal yapısı hekzagonaldır. Toz magnezyum, havada kolayca tutuşabilir ve parlak bir ışıkla yanar.
Doğada en çok bulunan sekizinci elementtir. Doğada saf olarak bulunmaz. Yerkabuğundaki minerallerin yaklaşık yüzde 3’ü magnezyum içerir. Magnezit ve dolomit gibi mineraller başlıca magnezyum kaynağıdır. En büyük magnezyum kaynağı deniz suyudur. Mineral kayaçlar ve asbest (magnezyum hidro silikat) de magnezyum kaynağıdır. Manyezit, doğada sık rastlanan bir magnezyum karbonat bileşiğidir. Karnalit, kieserit, kainit ve polihalit magnezyum içeren diğer minerallerdir.
Nerelerde Kullanılır?
Magnezyum, tıptan endüstriye kadar çok geniş bir alanda kullanılan önemli bir elementtir. Hafifliği sebebiyle sanayide birçok üründe tercih edilir. Genellikle alaşım maddesi olarak başka metallerle birlikte kullanılır. Magnezyum-alüminyum alaşımları hafifliğinden dolayı uçak, füze ve roket gövdeleri güçlü ve hafif malzeme gerektiren bölümlerde kullanılır. Ergimiş demir ve çelikten kükürdü arındırmak için magnezyumdan faydalanılır. Uranyum başta olmak üzere çeşitli metallerin tuzlardan arındırılması işlemlerinde ve döküm demir imalatında önemli bir maddedir. Titanyum, zirkonyum, uranyum ve berilyum gibi metallerin üretiminde indirgeyici rolü vardır. Otomotiv sektörünün de vazgeçemediği metallerin başında gelir.
Magnezyumun endüstride alaşım olarak kullanıldığı bazı sektör ve ürünler şunlardır; otomobil koltukları, dizüstü bilgisayarlar, kameralar, elektrikli ev aletleri, havai fişekler, boyalar, plastikler, tuğlalar, hayvan yemleri, gübreler, fotoğraf flaşları, fotoğraf makineleri, nal, beyzbol sopası, kar ayakkabısı, mürekkep, eczacılık, yüksek fırınlar, kâğıt, kibrit, uçak iniş takımları, motor parçaları…
Magnezyumun İnsan Sağlığına Faydaları
Magnezyumun faydaları oldukça fazla… İnsanlar, hayvanlar ve bitkiler için vazgeçilmez nitelikleri olan bir element. Bitkilerin fotosentez olayını gerçekleştirmesine izin veren kimyasal maddedir. Klorofilin merkez atomudur ve fotosentezde hayati önemi vardır. Bitkilerde fosforun taşınmasına yardım eder. Bu sebeple yaşamın devamı için olmazsa olmaz maddelerden biridir.
İnsan vücudunun işlevleri için çok önemli bir mineraldir ve 300’den fazla enzimin reaksiyonuna katılır. Fosfataz, fosforilaz, enolaz ve fosfoglukomutaz enzimlerinin ana aktivatörüdür. Enerji metabolizmasında yer alan enzimleri etkin bir biçime dönüştürür. Kalsiyum ve fosforlarla ortak görevler yürütür.
Magnezyumun onlarca faydasından dikkat çekenler şunlardır; kan basıncını ve ritmini normal seviyede tutar, kemikleri kuvvetlendirir, kemik yapısı için çok etkin rolü vardır, cerrahi müdahaleler sonrası iyileşme sürecinde etkindir, sporcuların enerji kaynağıdır, sinir dokusu ve kasların çalışmasını sağlar, kan şekerini düzenler, hücrelerde enerji üretimini sağlar, DNA sentezi için gereklidir, beyin hücrelerinde kalsiyum oluşumunu önler, kalsiyumla birlikte elektrolit görevi görür, kalsiyum emilimini sağlar, hücrelerin hayatta kalmasına yardımcı olur, proteinleri ve karbonhidratları sentezler…
Magnezyumun faydası bulunan hastalıklardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz; dikkat eksikliği, hiperaktivite, kronik yorgunluk, kistik fibroz, fibromiyalji, alkol bağımlılığı, ayak ve kas krampları, diyabet, böbrek taşı, migren, üriner ve böbrek hastalıkları, astım, saman nezlesi…
Magnezyum Eksikliği ve Fazlalığının Sağlığa Etkileri
İnsan vücudundaki magnezyum eksikliğinin bazı yan etkileri vardır. Önerilen miktarlardan daha az magnezyum alınırsa magnezyum eksikliği ortaya çıkar. Besinlerden gerekli miktarda magnezyum alamayanların çeşitli ilaç veya vitamin takviyeleri almaları gerekebilir.
Magnezyum eksikliği; kalp rahatsızlıkları, diyabet, iltihaplı hastalıklar ve bazı kanserlere yol açabilir. İleri seviyedeki magnezyum eksikliği vücuttaki kalsiyum, kandaki potasyum miktarını düşürerek, bu minerallerin eksikliği sebebiyle ortaya çıkan rahatsızlıklara da neden olabilir. Aşırı sulama ve gübreleme sonucu toprağın verimsizleşmesi, sebze ve meyvelerdeki magnezyum miktarını düşürerek besinlerden magnezyum alımı oranını da düşürür.
Magnezyum eksikliğine yol açan bazı durumlar şunlardır; magnezyum içeren besinlerin tüketilmemesi, bağırsak hastalıkları, idrar söktürücü ilaçlar, antibiyotik kullanımı, kanser ilaçları kullanımı, şeker hastalığı, alkol tüketimi, potasyum ve kalsiyum eksikliği, ishal, fast food, cips ve kola tüketimi, yumuşak su, yaşlılık…
Magnezyum eksikliği sonucu ortaya çıkan bazı rahatsızlıklar ise şunlardır; kemik erimesi, osteoporoz, yüksek tansiyon, damar tıkanıklığı, kalp rahatsızlıkları, diyabet, inme, bulantı, kusma, depresyon, bacaklarda uyuşukluk, kasılmalar, bayılma, gerginlik, nörolojik hastalıklar, tansiyon rahatsızlıkları…
Magnezyum fazlalığı da, vücutta bazı sorunlara yol açar. Vücuttaki fazla magnezyum idrar yoluyla dışarı atılır. Böbrek işlevinin yetersizliği magnezyumun kanda birikmesine yol açar. Yetersiz su tüketimi, magnezyum ilaçları ve takviyeleri, düşük idrar miktarı, müshil kullanımı gibi durumlarda magnezyum fazlalığı ortaya çıkar. Böbrek yetmezliği, diyabetik asidoz, hipotrioidizm, adrenalektomi gibi hastalıklar fazla magnezyum göstergesidir. Magnezyum fazlalığı iştahsızlık, yorgunluk ve uykusuzluk gibi sorunlara yol açar.
Günlük Magnezyum İhtiyacı
İnsanların günlük magnezyum ihtiyacı yaşlarına göre değişir. İnsanların metabolizmaları ve hastalıklarına göre de miktarlar değişebilir. Vücuttaki toplam magnezyum miktarı 20-30 gram civarındadır. Magnezyumun yarısı hücrelerde, yumuşak dokularda ve sıvılarda, diğer yarısı da kemiklerde depolanır.
Genel olarak günlük magnezyum ihtiyacı miktarları şöyledir; 0-12 aylık bebeklerde 30-75 miligram, 1-13 yaş arası çocuklarda 80-240 miligram, 14-30 yaş arası gençlerde 300-400 miligram, 30 yaş ve üzeri yetişkinlerde 320-420 miligram, hamilelerde 450-700 miligram.
Magnezyum Zengini Gıdalar
Birçok besin magnezyum içerir. Takviye ilaçlar dışında en önemli magnezyum kaynağı besinlerdir. Yemek pişirilmesi sırasında bazı durumlarda besinlerdeki magnezyum özelliğini yitirebilir. Bu sebeple magnezyum içeren ve çiğ olarak tüketilebilen besinler tercih edilmelidir. Gıdaların işlenmesi veya rafinesi sırasında magnezyum içerikleri yüzde 90-100 civarında yok olur.
Magnezyum bakımından zengin besinlerden bazıları şunlardır; lifli gıdalar, baklagiller, tam tahıllar, ıspanak gibi yeşil yapraklı sebzeler, patlıcan, pırasa, marul, kabak, brokoli, mercimek, süt ürünleri, kırmızı et, çikolata, tohumlar, fındık, ceviz, badem, yer fıstığı, kahve, sert su, tavuk, patates, portakal, domates, soğan, incir, üzüm, hurma, kereviz, kakao, balık (uskumru, pisi, ton), avokado, pirinç, muz, kuru meyve, barbunya, ahududu, hardal yaprakları, mantar, çilek, şalgam, nar, ayva, Hindistan cevizi, karanfil, acı biber, dereotu…
Bunları Biliyor Musunuz?
- Magnezyum insan vücudunda en fazla bulunan dördüncü mineraldir.
- Kan dolaşımı süreçlerinde yüzde 1 oranında magnezyum vardır.
- Vücuttaki magnezyum oranının yarıdan fazlası kemikler ve dişlerde bulunur.
- Kemiklerin büyümesi ve bakımı, sinir ve kasların düzgün çalışması için magnezyum gereklidir.
- Hazır, rafine gıdalar ve dengesiz beslenme magnezyum eksikliğine yol açar.
- Magnezyum, birçok antiasit ve müshil ilacının hammaddesidir.
- Denizler trilyonlarca ton magnezyum içerir ve magnezyum üretiminin büyük bir bölümü denizlerden karşılanır. Deniz sularının 13 milyon ton magnezyum içerdiği tahmin edilmektedir.
- İnsanların günde 250-400 miligram magnezyum alması gerekir. Yeterli miktarda magnezyum alabilmek için günde 5 porsiyon sebze ve meyve yemek gerekir.
- Damara enjekte edilen magnezyum, narkotik etki gösterir.
- Magnezyum eksikliği sorunları en çok sanayileşmiş ülkelerde görülür.
Magnezyum Rezervleri
Her yıl dünyada yaklaşık 850 bin ton magnezyum üretilir. Dünya genelinde 11 ülkedeki 38 yatakta yaklaşık 500 milyon ton ekonomik magnezyum üretimi yapılmaktadır. En büyük magnezyum yataklarının bulunduğu ülkeler şunlardır; Kanada, Brezilya, Norveç, Avusturya, Çek Cumhuriyeti, Yunanistan, Rusya, Sırbistan, Çin, Hindistan, Kuzey Kore, Avustralya, Afrika…
Türkiye’de magnezit ve dolomit yataklarının bulunduğu Konya-Kütahya-Eskişehir üçgeni, Erzincan ve Çankırı gibi iller başta olmak üzere birçok bölgede magnezyum potansiyeli bulunuyor ve üretimi yapılıyor.