Makaleler

Anasayfa

Hakkımızda

Yardım

Yasal Konular

Pandora’nın Kutusu Efsanesi Nedir?

yazar: Uğur Eskier

Pandora’nın Kutusu, Yunan mitolojisinin en önemli efsanelerinden biri. Zeus’un nefret ettiği insanları cezalandırmak için kullandığı Pandora adlı güzel kadının, “mutluluk kabı” olarak bilinen göz kamaştırıcı kutuyu merakından açması ile dünyaya kötülüklerin yayılmasını konu alan efsane

Pandora, Yunan mitolojisindeki çok tanrılı efsanelerin başında gelir. Yunan mitolojisinde her şeyin bir tanrısı vardır ve bu tanrılar birbirleri ile mücadele içindedir. Her biri olağanüstü yeteneklere sahip ve insanlar gibi birbirlerine zarar verebilirler. Bu sebeple tanrılar dünyasında rekabet had safhadadır. Pandora da bu rekabetin, mücadelenin ve hırsın anlatıldığı efsanelerden biri.

Tanrıların babası Zeus’un intikam ve cezalandırma hırsından kadınların merak duygusuna kadar uzanan bir efsane olan Pandora’da rekabet, aşk, hırsızlık gibi birçok entrikanın döndüğünü söyleyebiliriz. Kadınların merak duygusuna atıf yaparak “kötülüklerin kaynağı kadındır” algısı oluşturduğu iddia edilen bu mitolojik efsane, birçok kitap ve filme konu olmuş. Pandora Kutusu ile ilgili merakınızı makalemizi okuyarak giderebilirsiniz.


Şiirle Yayılan Efsane

Pandora Efsanesi, kaynaktan kaynağa aktarılarak farklı versiyonları ile mitolojide yerini almış. Genel hatları ile kadın, merak, intikam ve kötülük temalarının işlendiği efsaneden günümüze ışık tutan mesajlar da alınabilir. Pandora’nın Kutusu bir rivayete göre ahşap bir kutu değil, topraktan yapılmış bir çömlek kavanoz. Ancak galat-ı meşhur olarak “Pandora’nın Kutusu” ifadesi literatüre girdiği için ‘kutu’ ifadesini kullanacağız.

MÖ 750-650 yılları arasında yaşadığı düşünülen Yunan didaktik şiirinin babası ünlü ozan Hesiodos’un “İşler ve Günler” adlı eserinde uzun uzun anlatılan Pandora Efsanesi, Ortadoğu’da yaşandığı tahmin edilen mitolojik olaylar silsilesi… Bazı kaynaklarda efsanede adı geçen tanrı ve tanrıçaların tamamının Asya kökenli olması sebebiyle efsanenin de Asya’da yaşandığı iddia edilir. Bir rivayete göre de Hesiodos, ilk insanlar Hz. Âdem ile Hz. Havva’nın yaratılmasını epik şiir tarzında Yunan mitolojisine aktarmış.

Efsanenin baş aktörleri; tanrıların babası Zeus, Olympos tanrılarından kurnazlık, zekâ sembolü Prometheus ve kardeşi Epimetheus ile güzel kadın Pandora… Diğer karakterler ise figüran… Efsane, insanlığın koruyucu tanrısı titan Prometheus’un Zeus’a ait bilgelik ateşini çalması ile başlıyor. Sonrası ise tam bir fantastik film…


… Ve Kadın Dünyaya Gelir

Zeus, sadece erkeklerin yaşadığı dünyada onların huzurunu kaçırmak ister. Bu arzusunun üzerine bir de insanlığın koruyucusu Prometheus, Zeus’un ateşini çalarak insanlara verir. Haliyle çılgına dönen Zeus, ateşini alan Prometheus’u ve insanları cezalandırmak ister. Oğlu Hephaistos (İfestos), demirciler tanrısıdır. Ondan tanrıçavari bir kadın yapmasını ister. Hephaistos, toprak ve sudan bir kadın yaratır. Tanrıçalar bu güzel kadına tatlı dil, çekicilik verir. Çiçekler ve takılarla donatılan kadına tanrıların habercisi olan Hermes bazı kötülükler verir. Kadının köpek yüreği, tilki huyu vardır. Kadın güzeldir ancak artık dili yalanla, kalbi sadakatsizlik ve itaatsizlikle doludur.

Zeus ise, kadına “tanrıların hediyesi” anlamındaki Pandora adını vermiştir. Bu kadın aynı zamanda dünyaya gönderilen ilk kadın olacaktır. Zeus, Pandora’ya bir de kutu verir ve kutuyu kesinlikle açmamasını tembihler. Prometheus’tan intikamını almak için kardeşi Epimetheus’u kullanmak ister. Epimetheus’a hediye olarak Pandora’yı gönderen Zeus, artık intikamını alabilecektir. Pandora, Epimetheus vasıtasıyla insanların arasına karışmıştır. Prometheus, kardeşini, Zeus başta olmak üzere tanrılardan gelen hediyeleri almaması konusunda defalarca uyarır. Epimetheus ise, uyarılara kulak asmadığı gibi bir de Pandora’ya âşık olur. Bu aşk evlilikle sonuçlanır.

Burada bir konuya dikkat çekmek gerekiyor. Efsanenin ana teması olan kutuyla ilgili farklı rivayetler var. Bazı kaynaklarda Zeus’un kutuyu Pandora ile gönderdiği belirtilir. Ancak diğer rivayetlere göre Zeus, bu evliliği intikam için fırsat olarak kullanır ve kutuyu Epimetheus’a Pandora’yla evlendikten sonra düğün hediyesi olarak gönderir. Tanrıların hediyesi Pandora, düğün hediyesi kutu… Bazı kaynaklarda da kutuyu Hermes’in evliliğinden sonra Pandora’nın evine bıraktığı yönünde bilgiler var.

Kutunun nasıl gönderildiği çok önemli değil aslında. Maksat kutunun bir şekilde açılması… Zeus, kutunun açılmaması için Pandora’yı uyarır. Çünkü kutuda bütün kötülükler vardır. Ancak Pandora’nın kutuyu merak etmesini sağlar. Zeus’un uyarıları gizeme karşı daha da merak uyandırır. Belki de Zeus’un amacı budur. Merak ettirip kutuyu açtırmak ve kötülükleri insanlara bırakmak.

Kutunun görünüşü baştan çıkarıcıydı. “Mutluluk kabı” deniliyordu. Pandora, kutudaki gizeme duyduğu merakına yenik düşer ve kutuyu açar. Kutunun kapağını açar açmaz etrafa ve dünyaya bütün kötülükler yayılır. Ölüm, öfke, hastalıklar, salgınlar, açlık, kıskançlık, haset ve bütün kötü hasletler… Huzurlu bir hayat yaşayan erkekler kutunun açılması ile acı, hüzün ve keder yaşamaya başlar. Bütün kötülükler dünyaya yayılmıştır. Kutudan kanatlı varlıklar uçup gider ve gece gündüz insanlara zarar verirler.

Bu durumu fark eden Pandora, pişman olarak kutunun kapağını hemen kapatmak ister. Zeus’un da isteğiyle zorla da olsa kutunun kapağını kapatır ve içinde bir tek şey kalır. Kutuya kötülüklere karşı konulan “umut”, Pandora kapağı kapattığı için dışarı çıkamaz. Pandora’nın kutusunda veya kötülük kabında insanlara mutluluk veren tek şey kalmıştır; o da umut… Zeus, insanların sürekli eziyet çekmesini; aynı zamanda hayattan vazgeçmemelerini istedi. Bunun için kutuda umudu bıraktı. “Umutsuz yaşanmaz” deyimi belki de bu şekilde anlam buluyor.


Hesiodos’un Şiirindeki Pandora

Ünlü ozan ve şair Hesiodos’un epik şiirinde anlatılan Pandora efsanesinde ise farklı detaylar var. Bir de onun kaleminden göz atalım ünlü efsaneye;

Zeus’un kalbi insanlara nefretle doludur. Ateşi insanlardan saklamıştır. Gök ile yer tanrılarının oğulları olan titanlardan İapetus’un oğlu, ateşi çalıp insanlara verir. Zeus, bunun üzerine çok sinirlenir ve şöyle der; “Kurnaz, beni alt ettiğin için mutlu musun? Ateşi çaldığın için mutlu musun? Bu insanların felaketi olacak! İnsanlara ateşin karşılığı olarak öyle kötülükler vereceğim ki kendi yok oluşlarını mutlulukla karşılayacaklar.”

Zeus, ateş ve maden tanrısı, demircilik ustası ikinci kuşak titan olan çirkin ve topal oğlu İfestos’tan (Hephaistos veya Vulcan) tanrıçalara benzeyen bir insan yapmasını istedi. İfestos, toprak ve sudan tanrıçalara benzeyen bir insan yaptı. Güzel bir yüz ve zarif bir ses ile donattı. Atena, ona el işleri öğretti. Afrodit, ona zarafet lütfetti. Hermes, ona ahlaksızlık ve hilekârlık verdi. Birçok tanrı ve tanrıçadan iyi ve kötü özelliklerle bezendi. Adına da Pandora denildi.

Zeus’un sevgilisi Maia’nın oğlu olan Hermes, tanrıların habercisiydi ve Zeus’un başka bir sevgilisi olan İo’yu kurtarmak için yüz gözlü canavar Argos’u öldürmüştü. Hilebazdı ve hırsızların da tanrısı olarak bilinirdi. Bu kurnaz tanrı, Pandora’yı Epimetheus’a hediye olarak sundu. Uyarılara dikkate almayan Epimetheus’un kabul ettiği “hediyeye” âşık olması insanlığın kötülüklere bulanmasına sebep oldu.

Hesiodos, efsanenin bundan sonraki bölümünü şöyle anlatır: “Ve kadın kutuyu açtı. Salgınlar, hastalıklar, kötülükler kutudan çıkıp insanoğlunun arasına karıştı. Sadece umut Pandora’nın kutusunda kaldı.”

Pandora ve Kadın

Pandora’nın Kutusu, “kadınların merakı yüzünden insanların eziyet çektiği” gibi bir algının başlangıç noktası. Yunan felsefesindeki kadın düşmanlığının bir göstergesi. İlk kadın dünyaya geliyor, merakına yenilip kötülük kutusunu açıyor, huzur içinde yaşayan erkekleri kötülüklere boğuyor. Efsaneden şöyle anlamlar çıkaranlar da var; bütün kötülüklerin kaynağı kadındır, hayatı karmaşaya sokarlar ve her kadınının içinde potansiyel bir Pandora’nın Kutusu vardır. Bazılarına göre de Pandora’nın Kutusu, erkek ile kadının birbirini tamamlamasının bir simgesi. Pandora bir tamlayandır. Kadın ile erkeğin, kötülük ile iyiliğin tümleyeni… Kutu; bütünlük ve zıtlıkları, kutunun açılması; özgür iradeyi simgeler. Artık dünyada sadece erkekler ve iyilikler yok; kadın ve kötülükler de var. Dilimizde de yer alan “Açtırma kutuyu, söyletme kötüyü” deyiminin kökeni aslında bu efsaneye dayanıyor. “Pandora’nın Kutusu’nu açtırma” deyimi de giderek yayılan ifadelerden… Kısaca, “kutuyu açtırırsan dönüşü olmayan bir yola girmiş olursun” demektir.

İlgili Makaleler