Safran otu; tıbbi amaçlarla kullanılan dünyanın en eski bitkilerinden biridir. Günümüzde “dünyanın en pahalı baharatı” olarak kabul ediliyor.
Safran, tarihte çok eski uygarlıkların kullandığı geleneksel şifalı bir bitkidir. Baharat ve çay formu yaygın olarak kullanılır. Hasat işlemlerinin zorluğu sebebiyle kilogramının fiyatı 10 bin doları aşabilmektedir. Yarım kilogram safran için futbol sahası büyüklüğündeki bir alanda yetiştirilen bitkinin hasat edilmesi gerekir. Bu kadar zor elde edilen, bu kadar değerli, şifalı ve faydalı bir bitkinin elbette ki çok daha önemli özellikleri var!
Safran Otu Nedir?
Safranın bilimsel adı “Crocus sativus” şeklindedir. “Süsengiller” (Iridaceae) familyasından bir bitkidir. Çiğdem (Crocus) cinsinden soğanlı kültür bitkisi türüdür.
Safran, bitkinin çiçeklerinin içindeki “tepecik” (stigma) adı verilen tel şeklindeki, kırmızımsı, ince püsküllerden elde edilir. Adını da bu tepeciklerden alır. Yani bu püsküllere “safran” adı verilir. “Tepecik”, bitkinin en önemli ve en değerli kısmıdır. Bu bölüm, dişi organın ucundadır ve viyole tonlarında, kızılımsı renktedir. “Tepecik” üç parçadan oluşur. Çiçeğin iç kanalı boyunca uzanır.
Mor renkli çiçeklerde en fazla dört yaprak bulunur. Sapları ve erkek organı (stamen) sarı renktedir. Yaprakları (corolla), şeritimsi şekildedir. Üreme organı da soğan bölümüdür. Yaklaşık 4 ila 5 santimetre çapında ve küçük kahverengi yuvarlar şeklindeki soğanlar, hasır şeklinde paralel lifçiklerden oluşur.
Safran, çok yıllık bir bitkidir. doğrudan güçlü güneş ışığı alan bölgeleri sever. Gün ışığı alan yamaçlar bu bitki için elverişli yerlerdir. Gölgelerden hoşlanmaz. Çiçekleri sonbaharda açar.
Safran bitkisi kısırdır, çiçekleri tohum üretemez. Doğal yaşamda kendi başına bulunmaz. Çiçeğin üremesi insanlar tarafından sağlanır. Bitkinin yetişebilmesi için toprak altında kalan üreme organı soğanlar çıkarılarak, bölünür ve ayrılır. Daha sonra tekrar dikilir. Sadece bir mevsim yaşayan soğan, bölünerek 10 adet soğancık elde edilir. Küçük soğancıklardan yeni bitkiler yetişir.
Safranın boyu 20 ile 40 santimetre uzayabilir. Sonbahardaki hasattan sonra çiçekleri kurutulur. Çiçekleri, hasat mevsiminde sabahın ilk saatlerinde tek tek elle toplanır. Bunun sebebi; güneş yükseldikçe çiçeklerin kapanmasıdır. Çiçekler toplandıktan sonra içindeki tepecikler elle ayıklanarak, güneşte kurumaya bırakılır.
Anavatanı Güneybatı Asya’dır. Tarihte ilk olarak Yunanistan’da yetiştirilmiştir. Yaygın olarak İran, İspanya, Hindistan, Yunanistan, Azerbaycan, Fas ve İtalya’da üretilmektedir. Türkiye’de Kastamonu’nun Safranbolu ilçesinde ve Şanlıurfa Harran Ovası’nda yetiştirilmektedir.
Yaklaşık 80 türü bulunan safranın keskin ve samansı bir tadı, aromatik özel bir kokusu vardır.
Safranın Faydaları Nelerdir?
Safran, antik çağlardan beri çeşitli ağrılar, sindirim sorunları ve yüksek tansiyona karşı kullanılmaktadır. Safranla ilgili son yıllarda yapılan araştırmalarda faydalarına ilişkin yeni sonuçlar elde edilmiştir.
Bitkinin içeriğinde “pikrokrosin”, “krosin” ve “safranal” gibi önemli bileşikler bulunur. Bu bileşiklerle birlikte insan sağlığı için faydalı vitamin ve mineraller barındıran safranın; antioksidan, afrodizyak, antidepresan, antihiperatif, antikanser ve antitussif etkileri gözlenmiştir. Çeşitli hastalıklar üzerindeki etkilerinden dolayı bazı ilaçlarda safran bileşenlerinden faydalanılmaktadır.
Benzersiz bir tada ve lezzete sahip olan safran, özellikle sindirim düzenleyici ve iştah açıcı özelliklerinden ötürü yaygın olarak kullanılır. Astım, bronşit ve sinir hastalıklarında tavsiye edilir.
Safranın potansiyel faydalarına göz atalım;
- En önemli faydalarından biri “antikanser” özelliğidir. İçeriğindeki “safranal”, “krosin” ve “pikrokrosin” adlı bileşikler, kanserli hücre oluşumunu önler. Özellikle prostat ve meme kanseri vakalarında tümörlerin çoğalmasını önleyici etkisi olduğu belirlenmiştir.
- Lösemi hücrelerinin büyümesini baskıladığı ortaya çıkan safran, akciğer kanseri vakalarında da pro-apoptotik (programlanmış hücre ölümü) etki gösterebilmektedir.
- Sinir sistemi üzerinde olumlu etkileri görülür. Genel ruh halini iyileştirebilmektedir. Depresyon belirtilerini azalttığı belirtiliyor. Özellikle hafif ve orta düzeyde depresyon vakalarında tavsiye edilmektedir.
- İçeriğindeki “krosetin” ve “krosin” adlı maddeler zihinsel belleği güçlendirir. Bu özelliği Alzheimer gibi beyin fonksiyon rahatsızlıklarını önleyebilmektedir.
- Öğrenme kapasitesini artırarak, hafızada iyileşmelere yol açmaktadır.
- Güçlü bir balgam söktürücü olan safran; sinüzit, astım, bronşit ve boğmaca gibi rahatsızlıklara karşı etkilidir.
- Safran özü, iştahı baskılayarak kilo vermeyi kolaylaştırır. Bu konudaki bir çalışmada, 8 hafta boyunca tüketildiğinde ortalama 1 kilo vermeyi sağladığı gözlenmiştir.
- Sinirleri uyarıcı etkisi sebebiyle cinsel isteği artırır; yani afrodizyak özellikler gösterir.
- Erkek üreme sistemini güçlendirir. Bu özelliği sebebiyle erektil disfonksiyon, erken boşalma, sperm sayısı azlığı ve düşük sperm motilitesi gibi durumlarda tavsiye edilir.
- Kadınlarda menstrüasyon (adet) dönemi sorunlarına karşı faydalı olabilmektedir. Premenstrüel Sendrom (PMS) ile bağlantılı ruh hali değişikliklerinden fiziksel rahatsızlıklara kadar çeşitli semptomlara karşı iyi bir alternatif olabilir.
- Anti-inflamatuar özellikleri nedeniyle artrit ve eklem ağrılarının iyileştirilmesinde etkilidir. Aynı zamanda kas iltihaplanmalarını da hafifleterek, yorgunluğa karşı vücudu destekler.
- Kan basıncını düşürerek, kalp hastalıklarına karşı koruma sağlar. Tansiyonu düşürdüğü gözlenmiştir. Kötü kolesterolün yol açtığı doku hasarını da azaltabilmektedir. Antioksidan özellikleri, kalp sağlığını koruyucu bir etkiye sahiptir.
Safranın diğer potansiyel faydalarına da göz atalım;
- Diş ve dişeti hastalıklarına karşı etkilidir.
- Ateş düşürücü özelliği vardır.
- Metabolizmayı destekler.
- Ciltte kaşıntı ve sivilcilere karşı kullanılabilir.
- Akne ve benzeri cilt rahatsızlıkları için etkili bir ilaçtır.
- Sedef hastalığının etkisini azaltabilir.
- Kolesterol ve trigliserit düzeylerini düşürür.
- Göz ve ağız sağlığını destekler.
- Böcek ısırıkları için kullanılabilir.
- Yaraların iyileşmesini kolaylaştırır.
- İdrar şikâyetlerini hafifletir.
- Nörodejeneratif hastalıklarda olumlu etkileri görülmüştür.
- İstemsiz kas kasılmalarını önler.
- Kemikleri güçlendirir.
- Saç sağlığı için doğrudan uygulanabilir.
Safranın Yan Etkileri Nelerdir?
Safran; diğer birçok bitkide olduğu gibi fazla dozlarda kullanıldığında sağlığa zararlı olabilen bir bitkidir. Normal dozlarda, 6 hafta boyunca ağız yoluyla tüketilmesi birçok insan için güvenli kabul edilir.
Bunun yanında aşırı dozlarda tüketimi sonucu;
- Ağız kuruluğu, baş ağrısı, baş dönmesi, anksiyete, bulantı, uyuşukluk ve iştah değişikliği gibi belirtilere yol açabilir.
- Hassas ciltli kişilerde alerjik reaksiyonlara sebep olabilmektedir.
- Yüksek dozlarda tüketildiğinde; zehirlenme, cilt, göz ve mukoza zarı sararmaları, kusma, kanlı ishal, burun kanaması, dudak ve göz kapaklarında kanama ve uyuşukluk gibi vakalar rapor edilmiştir.
- Alzheimer ve depresyon sorunu yaşayan bireylerin günlük 30 miligramı aşmayacak dozlarda tüketmesi tavsiye edilir.
- Günlük olarak 12 ila 20 gram ve üzeri dozlarda tüketilmesinin ölüme yol açabileceği belirtiliyor.
- Bipolar bozukluğu olan kişilerde uyarılabilirliği ve dürtüsel davranışı (maniyi) tetikleyebilmektedir.
- Kalp hızını etkileyebildiği için fazla miktarlarda safran tüketmek kalp rahatsızlıklarını kötüleştirebilir.
- Kan basıncını düşürebilmektedir. Bu sebeple düşük kan basıncına sahip kişilere tavsiye edilmez.
- Özellikle kronik hastalığı olan ve düzenli ilaç kullananların safran otunun çeşitli formlarını tüketirken doktora danışması gereklidir.
Safran Nasıl Kullanılır?
Günümüzde safran hem yemeklerde bir baharat hem de çeşitli sağlık koşulları için ideal bir bitkisel tedavi alternatifidir. Özellikle baharat ve çay formlarında kullanımı yaygındır. Ekstrakt (özüt), yağ, toz ve tel halinde kullanılabilir. Çeşitli formları gıda, tekstil ve ilaç endüstrisi başta olmak üzere birçok alanda değerli bir katkıdır.
Safranın çiçeği, çiçeklerinin içindeki tepecikleri bitkiye bağlayan yaprak sapı da dâhil olmak üzere erkek organları kurutularak gıda boyası ve tatlandırıcı olarak kullanılır. Ayrıca kumaş boyası, parfüm bileşeni olarak da kullanılabilmektedir.
Safran; baharatlı, keskin ve hafif acı bir tada sahiptir. Yemeklere renk ve lezzet katmak için tercih edilir. Son derece lezzetli ve aromatiktir. Tepecikler; pirinç yemeklerinin yanı sıra sebze, et, deniz ürünleri ve kümes hayvanları yemekleri ile hamur işlerinde özel bir katkıdır. Kullanıldığı yemeklere keskin ve şifalı bir tat; sarı-turuncu bir renk katar.
Sentetik gıda katkıları için ideal bir alternatiftir. Sirkelere sarımsak ve kekikle birlikte eklenebilir. Tereyağlı kek, hamur işleri ve kurabiyelere zengin bir aroma katar. Kakule ile birlikte kahvelere katılabilir. Bazı meyveli yoğurtlara eklenebilmektedir. Ayrıca; soslar, et suları, sıcak içecekler ve haplarda kullanılırken, masaj yağları ile birlikte topikal olarak uygulanabilir.
Safran yağı; çeşitli kokularda, bazı kozmetik ürünlerde, cilt ve saç uygulamalarında, ilaçlarda, şekerlemelerde, tatlılarda ve likörlerde önemli bir bileşendir.
Safran Çayı Nasıl Yapılır?
Diğer pek çok bitki ve baharat gibi safran da çay olarak hazırlanabilir. Safran çayı, için kurutulmuş tepecikler sıcak suda demlenir. Ancak safranın güçlü ve acı bir tadı vardır. Bu nedenle çeşitli bitkisel çaylarla, otlarla veya baharatlarla karıştırılabilir.
Safran çayı için tarifler farklılık gösterebilir; ancak genellikle şu tarif ideal bir safran çayı için kullanılabilir;
- Bir çaydanlıkta suyu kaynatın.
- Suya safran parçalarını ekleyin.
- Tercihe göre diğer bitkisel çayları veya bitkileri ekleyin.
- Yaklaşık 5 ila 8 dakika demlenmesini bekleyin.
- Sudaki karışımı süzün.
- Safran, kakule ile karıştırılabilir.
- Daha zengin bir tat vermek için çiğ süt veya hindistancevizi sütü eklenebilir.
- Safran çayı buzlu olarak da tüketilebilir. Bu versiyona fesleğen, limon ve bal eklenebilir.
Safranın Besin Değeri
Bir çorba kaşığı safran, yaklaşık 2 gramdır. Bu miktardaki safranın besin değeri şöyledir;
- 6 kalori
- 0,1 gram yağ
- 0,1 gram lif
- 0,2 gram protein
- 1,3 gram karbonhidrat
- 0,2 miligram demir
- 0,6 miligram manganez
- 1,6 miligram C vitamini
- 5 miligram fosfor
- 5,3 miligram magnezyum
- 34,5 miligram potasyum.
Safran Hakkında Bunları Biliyor musunuz?
(Foto altı: Safranın toplanması ve “tepecik” bölümlerinin ayıklanması oldukça meşakkatlidir. Bu sebeple safran hasadı günlerce sürer.)
- “Safran” kelimesi, Arapça “sarı renk” anlamına gelen “asfar” kelimesinden türetilmiştir. Arapçada “za’feran” sözcüğü “safran baharatı” anlamına gelir.
- Çin'de “safalan”, Keşmirde “kesar”, İran’da “zafran” adları ile bilinir.
- Safranın farklı çeşitleri bulunur; Hint safranı, Afgan safranı, İspanyol safranı ve Fars safranı gibi çeşitleri vardır. Dünya genelinde yaklaşık 80 türü bulunur.
- Safran baharatı, ağırlığına göre dünyanın en pahalı baharatıdır. Bunun sebebi; hasadının çok fazla işçilik gerektirmesi, çiçeklerin içindeki tepeciklerin elle ayıklanması ve zahmetli kurutma işlemleridir.
- Safranın kullanılan bölümü çiçeklerinin ucundaki “tepecik” adı verilen tel veya iplik şeklindeki parçalardır. Her bir çiçekte sadece 3 tepecik bulunur. 1 gram safran için 150 tepecik toplamak gerekir.
- Bir futbol sahası büyüklüğündeki safran tarlasından yaklaşık yarım kilogram safran elde edilebilmektedir. Yarım kilo safran için yaklaşık 60 ila 80 bin çiçekten 225 bin civarında tepecik toplanması gerekir.
- 150 bin adet safran çiçeği toplayabilmek için 40 gün boyunca gece-gündüz hasat işlemi uygulanması gereklidir.
- Nadir bulunması ve zor elde edilmesi sebebiyle kilogramı dünya piyasalarında 1 ila 10 bin dolar arasında ücretlerle satılmaktadır. Bazı ülkelerde kilogramının fiyatı 10 in dolardan da fazladır. 1 gramı, 5 ila 6 euro arasında değişmektedir.
- Ilık suya eklendiğinde turuncu-sarı arası bir renk veren safran, kendi ağırlığının yaklaşık 100 bin katı suyu altın sarısı rengine boyayabilir.
- Safran, 150'den fazla uçucu bileşik içerir. En önemli bileşikleri “krosin” ve “safranal”dır. Bu bileşikler, terapötik (tedavi edici) etkiye sahiptir.
- Safran baharatının tadı ve kokusu, içeriğindeki “pikrokrosin” ve “safranal” adlı kimyasallardan gelir. Keskin kokusundan sorumlu madde “glükozit pikrokrosin”dir.
- Baharat, yemeklerde kullanıldığında sarı-turuncu bir renk verir. Kullanıldığı yemeklere bu rengi veren madde “karotenoit” adlı pigmenttir.
- Uzakdoğu ve Arap ülkeleri başta olmak üzere İran, Hindistan, Fas, Orta Asya ve Avrupa ülkelerinde en popüler baharatlarından biridir.
- Bazı mağazalarda “safran” olarak “aspir” bitkisi satılır. Aspir, “Portekiz safranı” veya “yalancı safran” olarak da bilinir. Aspir, zayıf kokusu ve tadı dikkate alınarak safrandan ayrılabilir. Bazı mağazalarda özellikle toz formunda sahte safran satılabilmektedir.
- Safran yetiştiriciliği 3 bin yıl önceye uzanır. Milattan önceki yıllarda 80’den fazla hastalığın tedavisinde kullanıldığına dair kanıtlar mevcuttur.
- Irak’ta yaklaşık 50 bin yıllık tarih öncesi hayvan tasvirlerinde safran bazlı pigmentlere rastlanmıştır.
- Yahudi kültüründeki “Süleyman’ın Şarkısı”nda da safrandan bahsedilir.
- Eski Yunanlılarda safran “Herkül kanı” olarak adlandırılırdı ve dini ritüellerde koruyucu tılsım ve tütsü olarak kullanılırdı.
- Eski Akdeniz kültürlerinde güç, doğurganlık ve cinsel gücü temsil ederdi.
- Ayurveda preparatlarında merkezi sinir sistemi hastalıkları için aktif bir madde olarak kullanılmaktadır.
- Safran, dünya çapında yılda yaklaşık 300 ton üretilir.
- Avrupa'nın önde gelen safran tedarikçisi İspanya'nın La Mancha bölgesindedir.