Teşbih sanatı edebi sanatlar konusunda işlenir. Edebi sanatlar ya da diğer adıyla söz sanatları bir sözcüğün gerçek anlamından uzaklaşarak yeni anlamlar kazanmasıdır. Türk edebiyatında söz sanatlarının en çok kullandığı devir Osmanlı edebiyatı devridir. Bir diğer adıyla divan şiirinde sanatsız tek bir dize bile bulamazsınız. Hatta bir beyitte birden fazla sanat kullanılması daha sonra adet edinilmiştir.
Söz sanatları genelde nazımda ve nesirde aynıdır; yani nazım için ayrı nesir için ayrı söz sanatı yoktur. Kullanımlar ortaktır. Yalnız ayrım sadece kimisin nazma kimisin nesre özgü olmasıyla başlar. Bu bakımdan edebi sanatlar üç kolda incelenir:
1. Mecazlar
2. Anlamla İlgili Sanatlar
3. Sözle İlgili Sanatlar
Teşbih, mecazla ilgili söz sanatlarında değildir çünkü teşbih sanatında sözcüklere gerçek anlamlarından daha kuvvetli anlamlar verir. Mecaz sanatının amacı sözcükleri gerçek anlamları dışında kullanarak söze güzellik, canlılık vermektedir ama teşbihte sözcük gerçek anlamı dışında kullanılmaz.
Teşbih / Benzetme
Teşbih, Arapça olup şbh sülasisinden gelir. Asıl anlamı “benzetmek” olarak verilir. Teşbihte dikkat edilmesi gereken nokta, bu sanatta mecaz anlamın değil gerçek anlamın kullanılıyor olmasıdır. Ayrıca teşbihte iki sözcük olmalı ve bunlar arasında benzetme amacı güdülmedir. O zaman teşbih sanatında:
- İki öğe olmalıdır.
- İki sözcük ( öğe) gerçek anlamıyla kullanılmalıdır.
- Amaç, sözü daha kuvvetli kılmaktadır.
- Bu amacı gerçekleştirmek için aralarında anlam ilgisi bulunan iki şey kullanılır.
Bu bilgileri toparlayıp teşbih sanatının tanımını şu şekilde yapabiliriz : Sözü daha etkili söylemek için aralarında anlam ilgisi olan iki öğeden, güçsüz olanı güçlü olana benzetme sanatıdır. Burada, nicelik değil nitelik önemlidir. Bu sanatta sözcüklerin gerçek anlamları kullanıldığı için teşbih, mecaz sanatlarından değildir.
Teşbih sanatında benzetme öğeleri vardır. Diğer sanatlardan farklı olarak iki öğe kullanıldığı için bu öğeleri ve bu öğeleri birbirine bağlayan ayrıntıları görmemiz gerekir:
Benzetme Sanatının Öğeleri
Benzetilen
Benzeyen / benzetmelik
Benzetme Yönü
Benzetme Edatı
Yukarıdaki dört öğe, tam bir benzetmede kullanılan dört öğedir. Bu öğelerin eksilmesi ya da farklı şekillerde kullanılması ile teşbih sanatının 5 türü ortaya çıkmıştır:
Ayrıntılı Benzetme
Kısaltılmış Benzetme
Pekiştirilmiş Benzetme
Güzel / Uz Benzetme
Yaygın Benzetme
Biz önce, benzetme öğelerini göreceğiz; daha sonra benzetme türlerine bakacağız.
1. Benzetilen: Diğer adıyla müşebbeh olan öğe, öğeler arasındaki en güçsüz öğedir. Birbirine benzetilen şeylerden nitelik bakımından en zayıf şeydir.
2. Benzetmelik / Benzeyen: Kendisine benzetilen, benzetmelik ya da eskilerin tabiriyle müşebbehün- bih olarak da anılır. Benzetmedeki en üstün en güçlü öğedir. Kendisine benzetme yapılan unsurdur.
Benzetilen ile benzeyen için eskiler tarafeyn-i teşbih derlerdir.
3. Benzetme Yönü : Eskiler vech-i şebeh, maksad-ı teşbih de derlerdi. Benzetme yönü, birbirine benzeyen şeyler arasındaki ilgi, bağdır. Yani benzetilen ile benzeyen arasındaki ortak noktadır. Bu ortaklılar da 4 ‘e ayrılır:
3.a. Ussal : Adından da anlaşabileceği gibi buradaki ortak şeyler akli ve mantıki şeylerdir.
3.b Duyusal: Beş duyu organımızla algılayabileceğimiz benzerliklerdir.
3.c İmgesel : Sadece hayal gücümüzle kavrayabileceğimiz soyut benzerliklerdir.
3.d Düşsel : Gerçek olmayan benzerliklerdir. İmgesel de hayal gücümüzle algılasak da ufak bir gerçeklik vardır fakat burada yoktur.
Bir benzetme, benzetme yönü üç şekilde olur:
3.1. Müfred : Benzetme yönü sadece bir tanedir.
3.2. Mürekkeb : Birkaç benzetme yönünden oluşur. Bu birden fazla benzetme yönündeki özellikler anlamca birbirinden bağımsız değildir ve eğer bir anlam ilgisi ortadan kalkarsa anlam bozulur.
3.3. Müteaddid : Burada da birden fazla benzetme yönü vardır ama benzetme yönleri, mürekkeb benzetmedeki gibi birbirine anlam bakımından bağlı değildir. Birisi ya da birkaçı çıkarılırsa anlam bütünlüğü zarar görmez.
4. Benzetme Edatı : Eskilerin tabiriyle edat-ı teşbih ya da vasıta-ı teşbih de denir. Sözcükler arasında anlam ilgisi kuran edatlardır. Teşbih için en sık kullanılan edatlar şunlardır :
gibi, big,i, sanki, kadar, meğer ki, güya, tıpkı, gûne, misl, misillü, nitekim, niteki, misal, sıfat, manend, çün, adeta, çü , çün, angın gibi, andın, benzer…
Benzetmenin 5 türü olduğundan bahsetmiştik, bu türleri gözden geçirelim:
A. Ayrıntılı Benzetme: Teşbih-i mufassal da denir. Benzetme öğesinin dört öğesi de vardır. Bu benzetmeye tam benzetme diyenler de vardır:
Örnekler
1
Gülerek şive ile bezme o şûhun gelişi
Benzer ol nükteye kim tab-ı sühan-dâna gelir ( Nedim )
Benzetme yönü : Nüktedan olmak
Benzetme edatı : Benzer
Benzeyen: Sevgili/ şûh
Kendisine benzetilen : tab-ı sühan-dân
2
Gül hasretinle yollara dutsun kulağını
Nergis gibi kıyâmete dek çeksin intizâr ( Baki )
Benzetme yönü : İntizar çekmek
Benzetme edatı : gibi
Benzeyen: Gül
Kendisine benzetilen : Nergis
3
Titreyen dallarını açıp göklere kadar,
Hıçkıracak ney gibi sülün boylu kavaklar
Talihimin göğsümde hapsettiği canavar
Derin çatırtılarla kıracak mahpesini… ( Vasıf Mahir Kocatürk – Şairin Ölümü )
Benzetme yönü : Hıçkırmak
Benzetme edatı : gibi
Benzeyen: sülün boylu kavaklar ( Burada da bir benzetme var, kavakların boyu sülüne benzetilmiş)
Kendisine benzetilen : ney
4
Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik
Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik ( Yahya Kemal Beyatlı - Akıncılar)
Benzetme yönü : Şen olma
Benzetme edatı : gibi
Benzeyen: Bin atlı
Kendisine benzetilen : Çocuklar
5
Kalb-i âşık gibi virân ettiler mey-hâneyi
Bî-nevâlar ahidine döndürdüler peymâneyi ( Sani )
Benzetme yönü : Viran etmek
Benzetme edatı : gibi
Benzeyen: Meyhâne
Kendisine benzetilen : Kalb-i âşık
B. KISALTILMIŞ BENZETME
Benzetme yönü söylenmemiş benzetmedir. Diğer öğeler kullanılmıştır.
Örnekler:
1
Âb-gine içinde mey gibidir
Leb-i la’lin hayâli dilde müdâm ( Baki )
Benzetme edatı : gibi
Benzeyen: Leb-i la’lin hayâli
Kendisine benzetilen : Âb-gine içinde mey
Çeviri: O kırmızı dudağının hayali, göz yaşı kutusunun içindeki mey gibidir.
2
Ârızın âb-ı nâbdır gûyâ
Zekânın bir habâbdır gûyâ ( Baki )
*İki adet benzetme vardır; her dizede ayrıca benzetme kullanılmıştır.
Benzetme edatı : gûyâ
Benzeyen: Arız / zeka
Kendisine benzetilen : Âb-ı nâb / habâb
3
Sinesi destindeki peymaneden berrak u saf
Rûhları destindeki sahbâ-yı terden kırmızı ( Nedim )
*İki adet benzetme vardır ve benzetme edatı kullanılmamıştır. Bu tür durumlara rastlanabilir.
Benzetme edatı : -
Benzeyen: Sine / rûh
Kendisine benzetilen : berrak u saf / kırmızı
C. PEKİŞTİRİLMİŞ BENZETME
Teşbih-i müekked de denir, bu benzetmede benzetme edatı bulunmaz. Diğer öğeler vardır.
Örnekler
1
Aşk bir şem-i İlahidir benem pervanesi
Şevk bir zencirdir gönlüm anın divanesi ( Hayali )
* İki adet benzetme vardır
Benzetme yönü : Şem ile pervane hikayesi , pervane böceğinin sürekli ışığın peşinde koşması / zencir yani zincir; zincirin içe içe geçmesi
Benzeyen: Aşk / şevk
Kendisine benzetilen : şem-i İlahidir / zencir
2
Câm-ı zerrin ü mey-i yâkût-rengi neylesin
Şol gedalar kim şafak bâde güneş peymanedir ( Necati )
* İki adet benzetme vardır
Benzetme yönü : bade için renk, peymane için cisim
Benzeyen: şafak / güneş
Kendisine benzetilen : bade / peymane
3
Ârızında ol iki zülf-i girih-gîrin senin
Suya konmuş iki garrâ taze sünbüldür bana ( Bâkî )
Benzetme yönü : Renk ( gara beyaz demektir ) ve renk
Benzeyen: zülf-i girih-gîrin ( Saçın düğümündeki bağ )
Kendisine benzetilen : Suya konmuş iki garrâ taze sünbül
D. UZ BENZETME / GÜZEL BENZETME
Teşbih-i beliğ olarak anılır ve sıkça kullanılır. Sadece benzetilen ve benzeyenin söylendiği teşbih sanatıdır. Dört öğeli benzetmeye göre daha hoş görülmüş daha çok kullanılmıştır.
Örnekler:
1
İncü dişin lal’i- lebin genc-i saâdettir yeter
Kân içre gevher bitmesin lâ’l-i Bedahşân olmasın ( Ahmed-i Dai )
Benzeyen: Diş
Kendisine benzetilen : İnci
2
Mukavves kaşların yayı atar kirpük okun her dem
Ne kim ol gamzeden gelse bana sehm-i saâdettir ( Şeyhî )
* İki adet benzetme vardır
Benzeyen: Kirpik / kaş
Kendisine benzetilen : Ok / yay
3
Ey kemân-ebrû şehid-i nâvek-i müjganınam
Bulmuşam feyz-i nazar senden senin kurbanınam (Fuzuli)
Benzeyen: Kaş
Kendisine benzetilen : Keman
4
Gözyaşı encümünü rehber edinmezse eğer
Şeb-i gamda eremez âşık-ı gümrâh sana (Necati)
Benzeyen: Göz yaşı
Kendisine benzetilen : Encüm
5
Cevr odu yaktı beni yanımda durma ey gönül
Bir tutuşmuş âteşim kurb u civârımdan sakınm (Fuzuli)
Benzeyen: Aşık ya da şair
Kendisine benzetilen : Tutuşan ateş
D. YAYGIN BENZETME
Teşbih-i temsili de denir. Benzeyen ile benzetilen arasındaki birden fazla özelliklerin arda arda sayılmasıyla oluşur. Genelde önce benzeyen ve benzetilen verilir, daha sonra özellikler sayılmaya başlanır.
Aşağıdaki örnekte, çınardan kasıt, vatandır. Yani “vatan” benzetilen, “çınar” kendisine benzetilendir. Şiirin tamamında anlam, çınar ve özellikleri üzerinden vatan temsil edilerek gitmektedir. Yaygın benzetme olan yer koyu renkle gösterilmiştir.
ÇINAR
Hani bir gün seninle Topkapı’dan
Geliyorduk, yol üstü bir meydan
Bir çınar gördük: Enli, boylu, vakûr
Bir ağaç; hiç eğilmemiş, mağrûr
Koca bir gövde; belki altı asır,
Belki ondan da fazla, dalgın, ağır,
Kaygısız bir ömür sürüp gelmiş;
Öyle serpilmiş, öyle yükselmiş,
Ki civarında kubbeler, damlar
Onu haşyetle seyreder gibidir.
Duyulan onun hep menâkıbidir.
Görülen hep odur uzaklardan;
Fakat ayyûka ser çeken, uzanan
Bu mehabetli gövde çırçıplak,
Ne yeşil bir filiz, ne bir yaprak…
Kuruyor; âh, pek yazık! Şu derin
Şerha böğründe belki bir hain
Baltanın, bir gazaplı yıldırımın
Zehridir..Söyle ey çınar, bağrın
Hangi odlarla yandı? Hangi siyah
Kurt içinden kemirdi? Hasta, tebâh,
Seni kim şimdi bağlayıp saracak?
Kim şifalar verip de kurtaracak?
Söyle ey mustarip vatan, bildir;
Çektiğin hangi kanlı seyyiedir?
Tevfik Fikret
Bunlar dışında çok az kullanılan benzetme türleri de vardır ama burada bunu işlemeye gerek görmüyoruz. Edebiyatımızda en çok kullanılan türler zaten verilmiştir.