Yakut; kırmızı, pembe ve morun çeşitli tonlarında bulunabilen oldukça estetik görünümlü, efsanevi değerli bir taştır. Edebiyatta birçok benzetme ve manzumlara, şarkı sözlerine konu olan yakutun zarif ve dikkat çekici yapısı her zaman ilgi çekmiştir. Kırmızı ve tonlarındaki rengi sebebiyle aşkı temsil eder ve “aşk taşı” olarak da bilinir. Yakut, aynı zamanda asilliği ve saygınlığı temsil eder. Ayrıca, temmuz ayında doğanları temsil eden mistik doğum taşıdır. Astrolojik olarak yay, oğlak, akrep, koç, yengeç ve aslan burçlarının da taşıdır. Altın ve gümüş gibi değerli metallerle kullanımı yaygındır.
İngilizce karşılığı “ruby” olan yakut, Latince “rubeus” yani “kırmızı” sözcüğünden türetilen bir kelime. Arapça kökenli bir kelimedir. Kelime anlamı “kırmızı değerli taş” şeklindedir. Yakut, aynı zamanda Kuzey Sibirya’da bulunan özerk Yakutistan’da yaşayan Türk topluluğudur. Yakutistan, yakut minerali korendon bakımından zengin bir ülkedir.
Tarihçesi
Yakut, tarihte önemli bir yere sahip taşlar arasında yer alır. Türk tarihinde olduğu gibi Uzakdoğu kültürlerinde de birçok objenin süslemelerinde yakuttan faydalanılmıştır. Kılıçlar, kamalar ve silahlar başta olmak üzere birçok eşyanın süslemelerinde yakut ve diğer değerli taşlara rastlamak mümkün. Osmanlı’da kadınlar takı ve mücevherlerinde nadide bir taş olarak yakutu tercih etmiştir. Topkapı Sarayı’nda sergilenen takılar, mücevherler ve aksesuarlar başta olmak üzere sayısız süslemede yakut kullanılmıştır.
Yakut, kralların ve kraliçelerin taşı olarak tarihte soyluluğu, güneşi ve ateşi temsil etmiş. Fazilet bakımından elmasın bile üstünde görülürmüş. Hatta Moğol İmparatoru Kubilay Han’ın büyük bir yakut karşılığında bir şehri teklif ettiği rivayet edilir. Eski Mısır’ın savaş ve yıkım tanrıçası aslan başlı Sekhmet’i de yakutun temsil ettiği rivayetler arasında… Hindular da, yakut için “değerli taşların kralı” ifadesini kullanırmış. Yakutun anavatanı sayılan Burma’daki eski efsanelere göre, vücuduna yakut takanların dokunulamazlığın gücünü kazandığına inanılırmış. Geçmişte vebaya karşı yakutun takılmasının tavsiye edildiği belirtiliyor. Asillerin düğünlerinde de gelinin taktığı pahalı mücevherlerde yakutun önemli bir yeri varmış.
Yakutla ilgili bazı tarihi gelişmeleri şöyle sıralayabiliriz;
- Burma’nın Mogok bölgesindeki yakut madenleri 6. yüzyılda keşfedildi.
- Yakut ihtiyacı arttıkça 1830 yılında sentetik yakut çalışmaları başladı.
- 1837 yılında Gaudin, ilk sentetik yakutu üretti.
- 1910 yılında ticari ölçekli ilk sentetik yakut üretildi.
- 1960 yılında ilk yakutlu lazer üretildi.
Fiziksel ve Kimyasal Özellikleri
Yakut, yer altında yüzlerce sıcaklık ve basınç altında oluşan bir taş. Yakutun erime derecesi 2050 derecedir. Sertlik derecesi 9,0 mohstur. Dünyadaki en sert taşlar arasında elmastan sonra ikinci sıradadır. Kırmızı ve mor tonlarında bulunabilen yakuta rengini bünyesindeki krom elementi verir. Krom miktarı arttıkça rengi koyulaşır. Pembe ve tonlarında, eflatun ve kahverengi tonlarında da olabilmektedir. En değerli yakutlar, kan kırmızısı rengindedir. Kristal yapısı rombohedraldir. Görünüşü diğer değerli taşlara oranla oldukça saydamdır. Kıvılcım şeklinde bir ışıltısı vardır. Işığa tutulduğunda 6 köşeli yıldız şeklinde ışık verir. Kesildiğinde oldukça düzgün hatlar verebilir. Kimyasal özellikleri bakımından safir taşı ile benzerlikler gösterir. Rengi dışında hemen hemen bütün özellikleri ile safire benzer. İçerisinde damar bulunabilir. Damarlı yakutlar bazı mücevherlerde özellikle tercih edilen türüdür ve daha gerçekçi bulunduğu için oldukça değerlidir.
Yakut doğada bulunur, sentetik olarak da üretilebilir. Sentetik yakutların içinde mikroskobik hava boşlukları ve oyuklar görülebilirken, doğal yakutta bu kabarcık ve oyuklar bulunmaz. Doğal hali mat ve gösterişsizdir. Yerkabuğunda nadir bulunur. Zoisit kayaçlarındaki kırmızı ve mor bölümler yakuttur. Genellikle korund veya korendon minerali içinde meydana gelir. Korendon, bir alüminyum oksit mineralidir. Elmastan sonraki en sert mineraldir. Bünyesine giren krom sebebiyle kan kırmızısı bir renk alır. Bu yakut oluşumudur. Elmas parlaklığında olan korendon minerali; kor kayaçlarda, tortul kayaçlarda ve metaformik kayaçlarda oluşur. Silindir biçimli kristaller, iri bloklar ve yuvarlak taneler halinde bulunur. Sertliği, yoğunluğu ve kristal şekli ile ayrıcalıklı bir mineral olan korendonun mavi renkli türüne safir veya gökyakut adı verilir. Safir ve yakut, korendonun daha ince taneli türleridir. Korendondaki kırmızı dışındaki renkler, safirin farklı türleridir. Korendonun demir oksit türlerine zımpara adı verilir ve sertliği, kristal yapısı sebebiyle aşındırıcı mineraller arasında yer alır.
Laboratuvar ortamında üretilen sentetik yakut, lazer yapımında kullanılır. Sentetik yakut, ultraviyole ve kızılötesi ışınları yansıtmadan geçirebilir. Bu sebeple optik ürünlerde kullanılabilir. Isıya dayanıklı camlar, bilimsel alet ve cihazlarda da sentetik yakut kullanımı yaygındır. Sentetik yakutlar, fiziksel özellikleri bakımından doğal korendonun özelliklerine çok yakındır. Yüzde 2,5 oranında krom oksit içeren sentetik yakut, güvercin kanı kırmızısı rengindedir.
Yakutun Faydaları
Yakut, değerli olduğu kadar şifalı olduğuna da inanılan bir taştır. Üç enerji seviyesine sahip olan önemli enerji taşları arasında yer alır. Metafizik özelliklerinin bedene ve ruha canlılık kazandırdığı belirtilir. Tarihte akıl ve beyin rahatsızlıklarına karşı kullanıldığına dair bazı bilgiler var. Sahibine iyi kader verdiğine inanılan yakutun cinsel sorunlara da faydası olduğu belirtiliyor. Her ne kadar bilimsel ispatı olmasa da yakutun sağlığa faydaları ile ilgili bazı bilgiler şöyle; bazı organların çalışmasını düzenler, bağışıklık sistemini düzenler, vücuda dinçlik kazandırır, kan akışını düzenler, ateş düşürücü özelliği vardır, vücuttaki negatif enerjiyi alır, cesaret verir ve özgüveni artırır, huzur verir, hastalara motivasyon verir, afrodizyaktır, hamile kadınların ağrılarını dindirir, böbrek, dalak ve üreme organları için faydalıdır, pozitif düşünce verir.
Bunları Biliyor Musunuz?
- Kur’an-ı Kerim’de adı geçen 3 taştan biri de yakuttur.
- Yakut rezervi en çok Tayland’ın özerk bölgesi Myanmar-Burma’da bulunur. En değerli yakut da Burma’daki yasaklı bölge Mogok’tan çıkarılır. “Güvercin kanı” adı verilen canlı kırmızı yakut da çok değerlidir ve Burma’da çıkarılır.
- Burma’dan çıkan büyük yakutların değeri milyon dolarlarla ifade edilir.
- Washington’daki Doğal Tarih Müzesi’nde dünyanın en büyük yakutu sergilenmektedir. 23,1 karatlık (4,62 gr) yakut, 1930 yılında Burma-Mogok’ta çıkarıldı.
- 1988 yılında bir açık artırmada 16 karatlık bir yakut, 3,6 milyon dolara satıldı.
- Lüksemburg Prensi IV Charles, 250 karatlık bir yakut taşırmış.
- Bir yakut minerali olan korendonun en önemli rezervi Yakutistan’da bulunur. Yakut (Saha) Türklerinin yaşadığı Yakutistan’da elmas başta olmak üzere altın, gaz, gümüş ve bakır zenginlikleri ile bilinir. Element tablosundaki hemen hemen bütün elementler Yakutistan’da bulunmaktadır.
- Yakut, ortam şartları ve kimyasallar sebebiyle matlaşabilir. Bu durumda sadece suyla yıkanarak eski parlaklığını kazanabilir.
- Sentetik ve doğal yakutları ayırt edebilmek oldukça zordur. Genellikle gemologlar (değerli taş uzmanı) tarafından ayrıt edilebilir. Sentetik yakutlarda mikrokobik damlacıklar ve oyuklar bulunur, ışık geçirgenliği yüksektir. Doğal yakutlarda damlacıklar ve oyuklar bulunmaz ve ışık geçirgenliği çok düşüktür.
- Türkiye’de yakut rezervi bulunmamaktadır, doğal yakut ithal edilmektedir. Büyük sentetik yakut üretimi ile ilgili iki bilim adamının çalışmaları sonucu Ar-Ge aşamasına gelinmiştir.
- Afganistan, Pakistan, Sri Lanka, Çin, Kenya, Malavi, Hindistan, Vietnam, Kuzey Carolina, Rusya, Avustralya, Norveç, Kamboçya ve Tanzanya diğer yakut rezervi bulunan ülkelerdir.
- Türkiye’de yaklaşık 450 kişi “Yakut” ismini kullanıyor.