Avukat Müvekkil İlişkisinde Başarıya Götüren İpuçları
Avukatlık mesleği özünde çok saygın ve değerli bir meslek olmakla beraber bu saygınlığı ve değeri her seferinde tekrar oluşturmak ve korumak yine bizzat avukatlara düşmektedir.
Son zamanlarda yaşadığımız toplumda hukuka ve adalet sistemine karşı duyulan güvensizlik ve buna bağlı olarak ortaya çıkan tepkiler ilk olarak avukatlara karşı yöneltilmeye başlamıştır. Bireylerin adalet sisteminde oluşan en ufak bir aksaklığı dahi direk olarak İLK ÖNCE avukata yöneltmesinin tabi ki anlamlandırılabilir bir takım sebepleri vardır.
Şöyle ki; sade vatandaşın kamu gücü kullanan Hakim ve Savcılara ya da kanun yapıcıya doğrudan ulaşamaması, ulaşmış olsa dahi psikolojik ve yasal engellerle kendilerini ifade etmekten çekinmeleri, muhataplarının aksi bir halde kullanma yetkileri bulunan yaptırım argümanları gibi sebepler kişilerin ilgili kişi ve kurumlara talep ve şikayetlerini dile getirememelerinin temel sebepleri sayılabilir.
Ancak avukatlık mesleği hernekadar bir yönüyle kamu görevi niteliğinde olup kısmen kamu gücü koruması altında olsa da esas algı itibariyle bir serbest meslek grubudur. Avukatlar, hâkimler ya da savcılar gibi kamu gücünü kullanma yetkisine sahip değillerdir. Yine serbest meslek olmanın getirdiği bir diğer yön olan müvekkil ile birebir irtibatta bulunulması vatandaşın hukuk sisteminin ulaşılabilir yüzü olarak avukatı görmesine sebep olmaktadır. Elbette bu bakış açısının haklı tarafları yok değildir. Peki hukuk sisteminin 3 ayağından biri olan avukatlık mesleğini icra eden avukatlar bu tarz sorunlarla karşılaştıklarında nasıl bir çözüm üretecektir? İşte bu yazının amacı tam da bu soruya cevap vermek ve mesleğe yeni başlayan genç avukatlara kendi yollarını çizerken birkaç ipucu sunmaktır.
Uzun tutulmuş bir girişten sonra bu ipuçlarının kolay anlaşılabilir olması ve akılda kalması amaçlanarak maddeler halinde sıralanmasının uygun olacağını düşünüyorum. Sevgili genç meslektaşların genel olarak meslek hayatında uygulayabileceği ama özellikle hukuka ve adalet sistemine güvenin sarsıldığı dönemlerde hayat kurtaracak birkaç ipucu;
- Özellikle siyaset ile ilgilenmiyorsanız müvekkiliniz ile asla siyasi tartışmalara girmeyin. (sohbet konusu arıyorsanız ekonomiden konuşabilir, futbol ya da dünya gündemine değinebilirsiniz)
- Para kazanma, işi alma uğruna gerçek dışı vaatlerde bulunmayın.
- Müvekkil ile aranızdaki mesafeyi asla bozmayın. Saygı+samimiyet+resmiyet formülünüz olsun.
- Müvekkile asla yalan söylemeyin.
- Hatanızı kabul edin, başkalarını suçlamayın.
- Siz bir hukukçusunuz, ağırlığınızı ne pahasına olursa olsun kaybetmeyin.
- Dakik, sadık ve güvenilir olun unutmayın ki bu ayrıca sizin mesleki sorumluluğunuz.( özen yükümlülüğü)
- Vekalet ücretinizi dilediğiniz gibi belirleyebilirsiniz ancak masrafları şişirmeyin.
- Müvekkilinize mükemmel bir hukuk hizmeti sunun.
- Bilmiyorum demekten korkmayın. Kimse sizden Süpermen olmanızı bekleyemez.
- Dosyayı incelemeden görüş bildirmeyin. Müvekkil herşeyi anlatmamış olabilir!
- Bilgilerinizin güncel olmasına özen gösterin. (aa o kanun değişti sizin haberiniz yok mu?! Demesinler)
- Müvekkilin kendisini patron olarak görmesine izin vermeyin. Kıymetli olan şey para değil bilgidir!
Bu liste daha uzatılabilir elbette ancak sadece bu ipuçlarına sadık kalmak bile avukatlık mesleğinin ve şahsınızın saygınlığını kurmaya ve korumaya yetecektir. Saygınlık şöhretinizi attırarak yeni müvekkiller edinmenizin ve tabi ki para kazanmanızın önünü açacaktır.
Av. Pınar ŞAHAN VARIŞ