Ekolojik Yaşam Nedir?
Bilim insanları dünyanın küresel iklim değişimi yüzünden yakın gelecekte çevre felaketleriyle karşı karşıya kalacağını öngörüyor. Çölleşme, kuraklık, seller veya kasırgalar her geçen gün gezegen üzerindeki yaşamı daha da tehdit edecek. Bu durum uzun vadede doğal kaynakların bozulması ve kıtlık gibi sonuçlara sebep olacak gibi görünüyor. Tüketim odaklı sistem de mevcut senaryoyu hızlandırmaktan öteye gitmiyor. İşte bu noktada ekolojik yaşam kavramı devreye giriyor.
Ekolojik yaşam basitçe doğaya saygı duyduğumuz, doğal yaşamı bozmadığımız ve çevremizi kirletmediğimiz bir yaşam biçimi olarak özetlenebilir. Doğadaki tüm canlılara saygı duyarak, onları değiştirmeden ekosistemin bir parçası olarak yaşamaktır. Ekolojik denge doğadaki tüm canlıların kendi aralarında ve fiziksel çevreleriyle ilişkilerinin sağlıklı gelişmesine imkân tanınmasıdır. Ama aslında bundan daha ciddi ve bütünsel bir felsefeyi içinde barındırır. Örneğin beslenmeden temizlik alışkanlıklarımıza, giyim kuşamdan mimariye, tatil alternatiflerinden zihnimizi arındırmaya kadar geniş bir yelpazeyi kapsar. Kısaca nasıl beslendiğiniz, nasıl giyindiğiniz, nasıl evlerde oturduğunuz, tüketim alışkanlıklarınız gibi parametreler ekolojik yaşamın konusudur.
Ekolojik Üretim Nedir?
Ekolojik üretim, ekolojik tarım veya daha bilinen ifadesiyle organik tarım ekolojik yaşam için ilk kural kabul edilebilir. Yetiştirilirken ve işlenirken yapay gübrelerin, genetiği değiştirilmiş organizmaların (GDO), yabani ot, mantar ve böcek öldürücü ilaçların kullanılmadığı ürünler organik kabul edilir. Organik ürünlerde büyütme düzenleyicileri, hormonlar, antibiyotikler, koruyucular, renklendiriciler, katkı maddeleri ve kimyasal ambalaj malzemeleri de kullanılmaz. Ürünlerin mutfağımıza gelene kadarki tüm aşamalarını Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın yetkilendirdiği kontrol ve sertifikasyon kuruluşları denetler. Organik ürünler bitkisel, hayvansal üretim, mantar - maya üretimi, bal ve su ürünleri olmak üzere beşe ayrılır. Yani her çeşit sebzenin, etin, tavuğun, sütün, peynirin, yumurtanın ve balın organiği olabilir. Organik ürünler en çok, üzerinde ‘iyi tarım uygulamaları’ ve ‘arılıdır’ yazan ürünlerle karıştırılır. Oysa iyi tarım uygulamalarında minimum da olsa kimyasal girdi vardır. Arılı etiketi ise, sebzelerin Bambus arıları kullanılarak döllendiğinin ve hormonsuz olduğunun işaretidir. Ama arılı ürünler de, zirai ilaç kullanılmadığının garantisini vermez.
Ekolojik Üretimde Kriterler Nelerdir?
Ürünlerin ekolojik sertifikalı olması için yönetmelikteki kriterlere uyması şarttır. Yani sanılanın aksine, uzun süredir ekilmeyen, dedenizden kalma tarlaların ürünleri için hemen organik sertifikası alamazsınız. Organik tarım ürünleri, en az üç yıl zirai ilaç ve kimyasal kullanılmayan tarlalarda yetiştirilir. Gerekli toprak analizlerinden sonra üretime geçilir. Arazinin otoyola uzaklığına, sanayi atıklarının sulama suyuna karışma durumuna, yan arazilerde ilaçlı üretim yapılıp yapılmadığına bakılır. Çiftçiler, üretim sırasında da, tarlasında zirai ilaç, kimyevi gübre, hormon veya antibiyotik kullanamaz. Ürünü işlerken veya paketlerken de koruyucu, parlatıcı ve renklendirici katkı maddeleri yasaktır.
Ekolojik Hayvansal Üretim Nedir?
Ekolojik tarımın ayrılmaz bir parçası olan hayvancılık, çiftlik hayvanlarına doğal davranışlarının tüm hallerini göstermelerine izin veren, ekolojik yemlerle beslenen, verimi artırmak amacıyla hormon, antibiyotik gibi katkılar kullanılmayan, tüketicilere daha sağlıklı ürünler sunan, çevre dostu bir üretim şeklidir. Ekolojik hayvansal üretimde stressiz ve mutlu hayvanlar hedeflenir. Hayvanların nakliye ve kesim koşulları, barınak ve bakım şartları, yemleri ve beslenme koşulları belirlenmiştir. Hayvanlara fiziksel müdahale yasaktır. Örneğin organik niteliği olmayan tavukların gagaları, daha çok toz yem tüketip hızlı büyümeleri için kesilebilir. Ama organik tavuklarda böyle müdahaleler yapılamaz. Ayrıca hayvanların bağlı olarak tutulması yasaktır. Hayvanlar, kısmen kapalı olabilecek meralara veya açık hava gezinti alanlarına veya açık alanlara erişebilmelidir. Barınaklarda temiz ve kuru uzanma/dinlenme alanı bulunmalıdır.
Ekolojik üretimde hayvan refahı ciddi bir şekilde ele alınır ve belirli kurallara göre hayvansal ürünler üretilir. Yetiştirilen hayvanlar doğal ortamlarında doğal besinlerle beslenir.
Ekolojik Beslenmenin Avantajları Neler?
Tabii ki en önemli avantajı, gıdaların kimyasal ilaçlardan arınmış olmasıdır. Çünkü kitlesel tarım uygulamalarında, yaklaşık 40 çeşit kimyasal ilaç kullanılır. Bu kimyasallar zehirlenmeye, hatta ölüme yol açabilir. Örneğin Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, her yıl ortalama 500 bin kişi tarım ilaçlarıyla zehirleniyor ve bunlardan beş bini yaşamını yitiriyor. Yani soframızda risk istemiyorsak organiği seçmeliyiz. Organik üretimin her aşamasının kayıt altında tutulması, bir başka artısıdır. Böylece ürünlerden memnun kalmazsanız, ilk üreticisine bile ulaşabilirsiniz. Ürünlerin çevre dostu olması da, sadece kendini değil, gelecek nesilleri düşünenleri organiğe yöneltir. Örneğin organik tarımda üretici, tek tip kültür tarımı yerine, her yıl başka üretim yapar. Böylece toprağın besin değeri de artar.
Özellikle dünyanın ekolojik dengesi bozulduktan sonra, yiyeceklerin besin değerleri de değişmiştir. Bu açıdan bakıldığında ekolojik gıdalar, doğal besin değerini içerdiği için daha besleyicidir. Bu gıdalarla, vücuda hormon ve kimyasal maddeler girmez. Ekolojik gıdalar, daha yüksek oranda vitamin ve antioksidan içerir. Örneğin organik yumurtada, damarlara kolesterolün yapışmasını önleyen ve karaciğeri destekleyen lesitin maddesi, diğerlerine göre beş kat daha yüksektir. Bu yüzden, özellikle hamilelerin, bebeklerin ve çocukların organik ürünler tüketmesi tavsiye edilir. Organik sütte de durum benzerdir. Araştırmalar, organik sütlerin diğerlerine göre, ortalama yüzde 50 daha fazla E vitamini ve yüzde 75 daha fazla beta karoten içerdiğini, antioksidanlar bakımından diğer sütlerden daha zengin olduğunu gösterir.
Ekolojik Ürünleri Nerede Bulabilirsiniz?
Bugün, ikisi mevsimlik, altısı sürekli açık olmak üzere, İstanbul’da Şişli, Beylikdüzü, Bakırköy, Kartal, Küçükçekmece ve İzmit ile Kayseri’de Talas ve Kocasinan’da kurulan toplam sekiz ekolojik pazar mevcuttur. Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği’nin öncülüğünde başlayan ekolojik pazarlarda ve her geçen gün peş peşe açılan organik marketlerde gıdadan temizlik malzemesine kadar pek çok ekolojik ürün satılmaktadır.
Ekolojik Mimari Nedir?
Görsel: Belçikalı mimar Vincent Gallebaut'a ait ekolojik mimari proje
Ekolojik yaşam için ekolojik mimari de elbette olmazsa olmazlar arasındadır. Ekolojik mimaride doğal malzemeler kullanılır, az enerji tüketen ve bu enerjiyi de doğal güneş ışığı ile elde eden, bakımı kolay ve ekonomik yapılar tasarlanır. Konstriksiyondan boya malzemelerine kadar toksik maddeler içeren maddelerden kaçınılır. Binalar insanın doğasına uygun, sağlıklı malzemelerle yapılır. Örneğin doğal taş, ahşap ve ahşap lifi, kil, saman, hasır, keten, kenevir, saz gibi yeniden dönüşebilir malzemeler kullanılır.
Ekolojik mimaride en önemli kriterlerden biri havalandırma ve güneş ışığıdır. Bu açıdan güneş ışığından yararlanabilmek için çatılar doğu-batı yönünde konumlandırılmalıdır.
Ekolojik yapılarda temiz enerji/doğal enerji kullanımı da hayatidir. Bu yüzden güneş enerjisi revaçtadır. Ayrıca atıklarını ve atık sularını değerlendiren bir anlayış söz konusudur.
Ekolojik Kent Nedir?
Ekolojik yaşamda yiyip içtikleriniz kadar nerede yaşadığınız da önemlidir. Örneğin kentte bisiklet/yaya/toplu taşımacılık planlamalarının yapılmış olması gerekir. Ekolojik kentler yaratmak için iklime ve coğrafyaya uygun ağaçlandırmaya önem verilmelidir. Ekolojik kentlerde ekolojik park ve semt bahçeleri planlanmıştır. Tüketim alışkanlıkları konusunda doğayla uyumlu alışveriş mümkündür. Bu yüzden her türlü ikinci el pazarı mevcuttur. Yeniden dönüşüm projeleri geliştirilmiştir; kağıt, cam, metal, plastik maddelerin organik çöplerden ayrışması ve yeniden kazanımı sağlanmıştır.
Ekolojik Yaşam İçin Bireysel Olarak Neler Yapılabilir?
Ekolojik kentler ve ekolojik mimari günümüz dünyasında henüz birer ütopyaymış gibi görünse de bireysel alışkanlıklarımızı değiştirerek ekolojik yaşama bir adım daha yaklaşabiliriz. Örneğin ulaşımda mümkün olduğunca toplu taşımayı tercih etmek, yürümek veya bisiklete binmek, tatil planlarında beş yıldızlı oteller yerine doğayla iç içe olabileceğiniz ekolojik köylere yönelmek bile ekolojik bir hayata başlangıç olabilir. Evinizde çöpleri ayırmak, plastik maddelerden uzak durmak, geri dönüşüm uygulamak, poşet yerine file veya bez torbalar kullanmak da hayatınızı dönüştürmek için iyi bir alternatiftir. Yine ekolojik yaşam için bulaşık, çamaşır ve ev temizliğinde çamaşır suyu, deterjan veya yumuşatıcı gibi kimyasal temizleyiciler yerine kül suyu, sirke, limon, karbonat gibi maddeleri kullanarak hazırlayacağınız ürünleri kullanabilirsiniz. Organik beslenerek ve ihtiyacınızdan fazlasını almayıp takası destekleyerek ekolojik yaşam konusunda pratik adımlar atabilirsiniz. Kişisel ürünlerde deodorant, parfüm ve paraben içeren kozmetikler yerine doğa dostu ürünleri tercih edebilirsiniz. En basitinden kağıt peçetelerdense leke tutmayan bez peçeteleri tercih etmek bile ekolojik yaşamı desteklemek için önemli bir aşamadır. Evlerinizde küçük saksılarda nane, maydanoz, yeşil soğan gibi bitkileri üretme deneyimleri de ekolojik yaşam çabanızı mutfağınızda lezzet olarak kazanmanızı sağlayabilir.