Makaleler

Emevi Tarihi

Yazar: Ali Külek
Emevi Tarihi

Dört halife döneminden sonra halifeliği saltanat haline getiren ailenin kurmuş olduğu İslam devletidir. 90 yıllık hakimiyetleri buyunca İslam’ın yayılmasını sağlayan ve Muaviye b. Ebu Süfyan tarafından kurulan Emevi Devleti, hakimiyetleri boyunca isyancılar ile uğraştıkları için zayıf düşer. İsyan faaliyetlerini bastırdıkları dönemlerde yükselme gösteren Emevi Devleti, büyük bir dünya devleti olmayı başarır. Bu yazımızda hakimiyet yılları içerisinde İslam’ın yayılmasına hizmet eden Emevi Devleti’nin iç karışıklıklar ve savaşlar ile geçen siyasi tarihini anlatacağız.

Emeviler Kimlerdir?

Adını Beni Ümeyye b. Abdüşems’ten alan Beni Ümeyye ailesinin diğer adıdır. Cahiliye devrinde Mekke’de yaşayan ve Mekke şehrinin yönetiminde önemli bir konumda olan Beni Ümeyye kabilesi, Mekke ve Kabe’nin yönetiminde başkumandanlık görevini üstlenirler. Mekke’de bulunan birçok kabile vardır ve bu kabileler şehir yönetimi ile ilgili farklı görevler üstlenirler. Beni Ümeyye kabilesi üstlendikleri bu görev ile diğer kabileler üzerinde güçlü bir nüfuz elde ederler. Mekke’de Beni Ümeyye kabilesi kadar güçlü bir diğer kabile de Haşimiler’dir. Hz. Peygamber’in mensup olduğu bu kabilenin görevi Hac vazifesini yerine getirmek için Mekke’ye gelenlerin su ve yiyecek ihtiyacını karşılamaktır. Haşimiler bu görevleri ile Beni Ümeyye ailesinin maddi nüfuzunun aksine manevi bir nüfuz kazanırlar. Beni Ümeyye kabilesi ve Haşimiler arasındaki güç mücadelesi İslamiyet’in duyurulması ile farklı bir mücadeleye dönüşür. Haşimiler’in birçoğu Hz. Peygamber’in İslam çağrısına olumlu yanıt verirken geri kalanlarda(Hz Peygamber’in amcası Ebu Leheb hariç) Hz. Peygamber’i destekler. Beni Ümeyye kabilesinde ise İslamiyet’i seçen kişiler Hz. Osman başta olmak üzere sayıları azınlıktaydı. Beni Ümeyye kabilesi çoğunluğu Mekke’nin fethine kadar İslamiyet’e karşı tavır takınırlar ve müşrikler ile birlikte Müslümanlara karşı savaşırlar. Bu kabile üyeleri İslamiyet’e geç dönemde girseler de yönetici kimlikleri ve deneyimleri sayesinde üst mevkilerde kısa sürede yer alırlar.

Emevi Devleti’nin Kuruluşu

Hz. Peygamber’in vefatından sonra devam eden birlik ve düzen yılları 3. halife Hz Osman’ın şehit edilmesi ile birlikte bozulmaya başlar. Hz. Osman’dan sonra halife seçilen Hz. Ali, Hz Osman’ın katillerinin cezalandırılmasında acele edilmemesi gerektiğini savunurken; Şam valisi Hz Muaviye, Hz. Ali’yi katilleri korumak ile suçlayarak biat etmeme kararı alır ve halife’ye isyan eder ve Hz. Osman ile aynı aileden olmasını ileri sürerek halifelik hakkı olduğunu ileri sürer. Hz. Muaviye, halifeliğini meşrulaştırmak için Şam halkından biat alır. Hz. Ali’nin işleri ağırdan almasına Hz. Muaviye dışında karşı olan başka gruplar da vardır. Bu gruplar Hz Aişe, Hz. Zübeyr ve Hz. Talha etrafında toplanarak Hz. Ali ile mücadeleye girişirler. Cemal Vakası olarak anılan bu savaşta Hz. Ali galip gelir. Savaşın sonucunu bekleyen Hz. Muaviye, Hz Ali ile anlaşamaz ve Sıffın Savaşı’nda karşılaşırlar. Üç ay boyunca devam eden savaşta Hz. Ali üstün durumdayken Hz. Muaviye askerlerin mızraklarına Kur’an ayetleri asarak savaşı durdurur ve kimin halife olacağına hakemlerin karar vermesi konusunda anlaşmak ister. Ancak hakem olayı ortalığı daha fazla karıştırır. Bu süre zarında Hz. Ali’nin güçleri azalırken Hz. Muaviye’nin güçleri çoğalır. Hz Ali’nin Hariciler tarafından şehit edilmesi üzerine Hz Muaviye Suriye halkından biat alarak halifeliğini ilan eder. Irak halkı tarafından halife seçilen Hz. Hasan, Iraklılara güvenemediği için mücadeleden vazgeçer. Hz. Hasan’ın halifelikten vazgeçmesi ile Hz. Muaviye bütün İslam dünyasının tek yöneticisi olur. Hz Muaviye’nin halifeliğinin meşrulaşması ile 90 yıllık Emevi Devleti dönemi başlar.

Emevi Devleti

Seçim yolu ile yapılan halifelik yerine saltanat usulünü getiren Hz. Muaviye, Hz. Osman ile olan kan bağını sebep göstererek halifelik üzerinde hakkı olduğunu iddia eder. Aynı şekilde halife olduktan sonra da oğlu Yezid’i veliaht göstererek halifeliğin saltanat sistemine dönüşmesini sağlar. Bu sayede halife olan kişi resmi olmasa bile ülkenin hükümdarı konumuna gelir.

Hz. Muaviye yönetiminde ve sonrasında Emevi Devleti kendi içerisindeki isyancılar ile sık sık mücadele etti. Deneyimli ve güçlü bir yönetici olan Hz. Muaviye, iç sorunları kısa sürede bastırarak devletin genişlemesi ve büyümesi için faaliyetlere başlamak istiyordu. İsyancı grupların çıkış yeri olan Irak’a büyük önem vererek bu bölgeye güvenilir ve deneyimli yöneticiler atayan ve atadığı yöneticilerin bölgede şiddet uygulamasına göz yuman Hz. Muaviye, devlet içerisinde daha yumuşak bir politika izler. Hz. Muaviye’nin hakimiyetini kabul etmeyen iki isyancı grup vardı. Bunlar: Halifeliğin Hz. Ali’nin soyundan gelenlerin hakkı olduğunu savunan Hz. Ali taraftarları ve dinin emirlerini farklı bir şekilde yorumlayan Hariciler’di.

Hz. Muaviye’nin hakimiyetini tanımayan Hariciler sık sık isyan ederek Irak bölgesinde karışıklıklara sebep oluyor. Hz. Muaviye, bu isyanları güç ve şiddet kullanarak bastırıyordu. Hz. Ali taraftarlarını ise kontrol altında tutabilmek için çeşitli politikalara başvuran Hz. Muaviye bu çabasında başarılı oldu. Hatta, Haricilerin çıkardığı isyanları bastırmak için Hz. Ali taraftarlarından faydalandı. Hz. Ali taraftarları, Hz. Muaviye’nin halifelik döneminde hiçbir isyan ve başkaldırı hareketinde bulunmadı.

Yeni kurulan Emevi Devleti’nin iç sorunlarını büyük ölçüde sonlandıran Hz. Muaviye, uzun zamandır duraklayan fetihlere yeniden başlar. Hz. Muaviye yönetimindeki Emevi Devleti, üç koldan fetihlere başlayarak kısa dönemde İslam devletinin eski, güçlü haline dönmesini sağlar. Mısır orduları ile Afrika’da, Irak orduları ile Horasan ve Müveraünnehir bölgesinde, Suriye orduları ile de Bizans topraklarında fetihler yapılır.

İyi bir siyasetçi ve devlet adamı olan Hz. Muaviye, kurduğu ülkenin durumlarını en iyi şekilde çözümleyerek ılıman bir politika izler. Arap kabileleri ve halk üzerinde sözü geçen nüfuzlu kişiler ile arasını sıkı tutarak devlet yönetiminde alacağı kararlar için kendi safında güçlü bir blok oluşturur. Hz Muaviye, arkasına aldığı bu destek ile halifelik için kendinden sonra oğlu Yezid’i halife gösterir. Oğlu Yezid’in halifeliğine karşı çıkan ve biat etmeyen Hz. Hüseyin, Hz. Zübeyr gibi sahabeleri tehdit ile biat etmeye zorladığı rivayet edilir.

Hz. Muaviye’ni vefatından sonra halife olan Yezid, tüm Müslüman halktan biat alır. Ancak Hz. Hüseyin ve Hz. Zübeyr biat etmeyerek Yezid’e karşı direnmeye çalışır. Kufe halkının Hz. Hüseyin’i halife yapmak istemesi üzerine Hz. Hüseyin, Kufe’ye elçi göndererek ortamı araştırmak ister. Gönderdiği elçiden aldığı olumlu sonuçlar doğrultusunda yola koyulur. Bu olaylardan haberdar olan Yezid, Kufe’ye yeni bir vali atayarak şehirdeki muhalif teşkilatlanmayı bozar ve şehre gelmekte olan Hz Hüseyin ve yakınlarını öldürtür. İslam dünyasında Kerbela olayı olarak anılan bu vahşet, İslam dünyasını ikiye böler. Kerbela olayına kadar sessiz kalan Hz. Ali taraftarları, devlet’e karşı çıkan isyanlarda daha aktif rol oynamaya başlarlar.

Hz. Muaviye’den sonra başa geçen halifeler Yezid ve II. Muaviye’nin otoriter yetersizliği devleti yıkıma kadar götürür. Muhaliflerin sık sık baş kaldırması ve isyan etmesi devletin kötü gidişatını daha da kötüleştirir. II. Muaviye’nin ölümünden sonra devle içindeki karışıklıklar hat safhaya çıkar. Karışıklıklar devam ederken tahta geçerek halife olan Mervan b. Hakem, güç kazanabilmek için Emevi ailelerinden Halid b. Yezid’i birinci Amr b. Said’i ise ikinci halife valiahtı olarak gösterir. Ancak halifelik dönemi boyunca bu iki halife adayını tahttan uzaklaştırmak için her şeyi yapar. Bu gayesine ulaşan Mervan, halifeliği oğlu Abdülmelik’e bırakır. Mervan, hakimiyeti boyunca muhalif güçler üstünde baskı kurmayı başararak yıkılmakta olan Emevi devletini yeniden diriltir. Devletin ikinci kurucusu olan Mervan, Emevi hanedanlığında Mervaniler kolunu başlatan kişidir.

Abdülmelik’in halifelik yılları iç karışıklıklar ile geçer. Haricilerin isyanları, Emevi hanedanına karşı olanlar, devlet baskısı altında kalan Mevaliler (Arap olmayan Müslümanlar) ve Hz. Zübeyr’i destekleyenler ile yaptığı mücadelelerden zafer ile ayrılsa da isyanlardan kalıcı olarak kurtulamaz. Karışıklıklar yüzünden Bizans’ın üstünlüğünü kabul eden ve vergi vermek zorunda kalan Halife Abdülmelik, iç sorunları hallettikten sonra Bizans üzerine seferler düzenleyerek devleti eski konumuna getirmek için çabalar. Bizans’a karşı üstünlük kurmayı başararak devleti eski, güçlü haline getirir. Wellhausen’a göre Emevi Devleti’nin en büyük hükümdarı olan Abdülmelik, ilk İslam parasını bastırır ve Arapçayı resmi dil olarak kabul eder. 20 yıllık hakimiyetinin sonunda güçlü bir konuma getirdiği devleti oğlu Velid’e bırakarak vefat eder.

Halife Abdülmelik öldüğünde devlet içindeki Hariciler güçsüz bir duruma gelir. Hz. Ali taraftarları yeraltına çekilerek işlerini gizli gizli halleder. Babasından güçlü bir devlet devralan Halife Velid, yaptığı fetihler ile devletin sınırlarına genişletir. Halifeliği oğullarına bırakmak isteyen Velid, amacına ulaşamadan vefat eder. Halife Abdülmelik tarafından ikinci veliaht olarak gösterilen Süleyman tahta geçer. Halife Süleyman’ın en büyük icraatı Halife Velid’in hazırlıklarını başlattığı İstanbul kuşatmasıdır. Süleyman Tahta geçtikten sonra ilk iş olarak kardeşini yani Halife Velid’i destekleyen devlet adamlarını cezalandırır. 3 yıldan daha kısa süren halifeliği sonunda çocukları yerine amcaoğlu Ömer b. Abdülaziz’i halife ilan eder. İyi eğitim almış bir din adamı olan Abdülaziz, halife olduktan sonra devleti dini esaslara göre yönetmeye çalışır. Ülkenin durumunu daha iyi kavrayabilmek için farklı bölgelerdeki alimlerden raporlar hazırlamalarını ister. Adalet çatısı altında herkese eşit davranmak isteyen Abdülaziz, Hz. Ali taraftarları ile arasını iyi tutmaya çalışır. Hariciler ile konuşarak anlaşmayı amaçlayarak onları ikna etmeye çalışır. Bu amacı kesin bir sonuca varamasa da isyan faaliyetlerini kendi döneminde durdurur. Abdülaziz kendinden önceki yönetimlerin ezdiği Mevalilerin ve Müslüman olmayanların haklarını gözeterek devletin vatandaşları arasındaki ayrıma son verir. İslam’a davet çalışmaları bu dönemde hız kazanarak Halife Abdülmelik ve Velid dönemlerinde kazanılan bölgelerdeki halkların büyük çoğunluğu İslamiyet’i benimser. Halife Abdülaziz, 3 yıldan az süren halifelik döneminde saltanat sistemine son vererek uygun olan kişinin halife seçilmesi gibi bir düzene geçmek istese de Emevi ailesini bu isteğe şiddetle karşı çıkar. Bu isteğini gerçekleştiremeden vefat eden Abdülaziz 5. Raşid halife olarak görülür.

Abdülaziz’den sonra iktidarı eline alan halifeler ülkenin girdiği kötü gidişata dur diyemez. İç karışıklıkların yeniden baş gösterdiği bu dönemde kabileler arası çatışmalarda bu durumu daha zor bir hale sokar. Emevi Devleti’nin önüne geçemediği bu karışıklardan faydalanmak isteyen Ebu Müslim el-Horasani, Abbasi hareketini başlatır. Emevi karşıtı olan tüm grupları bir araya getirmeyi başararak halkı peygamber ailesinin sancağı altında toplar. 90 yıllık Emevi hakimiyetini sonlandıracak bu hareket Endülüs’e kaçan Abdurrahman b. Muaviye b. Hişam dışındaki bütün Emevi mensuplarını öldürür.

Emevi hanedanının son bulması ile Abbasilerin halifelik dönemi başlar. Abbasiler ile ilgili daha fazla bilgi için Abbasi Tarihi başlıklı yazımıza göz atabilirsiniz.

Kaynaklar

İslam Ansiklopedisi, cilt: 11; sayfa: 87 – 104, EMEVİLER – İsmail Yiğit, TDAV

İlgili Makaleler

Yorumunuzu Paylaşın