Fresk(Fresko) Nedir?
Fresk kelimesi İtalyanca “taze”anlamına gelen fresko kelimesinden türemiştir. Islak alçı ya da sıva üzerine suyla karıştırılmış boya ile yapılan duvar resim tekniği, sanat tarihinde fresk olarak adlandırılır. Bu teknik anıtsal duvar resimleri için çok uygundur.
Freskler kendi aralarında ikiye ayrılır. İlk grupta çıplak duvara doğrudan boyanın sürülmesiyle yapılan freskler yer alır. Bu fresklerde genellikle tek renk kullanılır. Diğeri ise alçı sıva üzerine yapılan fresklerdir. Bu teknik ile figürler daha düzgün ve gerçeğine yakın resmedilmiştir.
Fresk Nasıl Yapılır?
Resim yapılacak duvarın taş ya da tuğla olması fark etmez. Ama duvarda rutubet olmamasına dikkat edilmelidir. Önce duvar ıslatılır ve kalınca harç tabakasından astar çekilir. Bu astar iyice kuruyunca ikinci bir harç vurulur. Ezilip toz haline getirildikten sonra suyla karıştırılan boyalar, bu ikinci tabaka daha yaşken sürülür. Böylece ıslak sıva üzerine yapılan resim, sıva kuruduğunda artık duvarın kalıcı bir parçasıdır. Fresk ustaları resme başlamadan önce plan yapar ve parça parça bölümler oluşturur. Sıvayı kurutmamak için sadece uygulayacakları resmin parçası ebadında uygulama yaparlar. Çünkü duvara sürülen ince sıva kurumadan resmi bitirmek gerekir.
Yapılacak resmin ebadına göre fırça ile boyama, püskürtme ile boyama ve tamponlama gibi yöntemler kullanılabilir. Örneğin küçük resimler ve kesmeler genelde fırçayla yapılır. Büyük resimlerde boyanın dağılma ve karışma riski yoksa püskürtme yöntemi seçilebilir. Duvarlara özel bir hava katmak için ise tamponlama yöntemi tercih edilebilir. Bu yöntemde boya kuru sünger veya bezle ıslak zemin açığa çıkıncaya kadar sürülür.
Freskin Püf Noktaları Nelerdir?
Resmin dayanıklı olması için sıva tabakası iyi hazırlanmalıdır. Bu teknikle resim yapmak epey zordur. Ressamın dikkatli ve kararlı olması lazımdır. Ayrıca fresk ustaları hızlı çalışmalıdır. Çünkü ıslak sıvayla birlikte kuruyan boyalarda düzeltme yapmak zahmetlidir. Düzeltme yapmak gerektiğinde tekrar ince sıva uygulanır ya da hatalar kuru fresk yöntemiyle düzeltilir. Fresklerin zahmetli olmasının bir diğer sebebi de renklerin kuruyunca soluklaşması ve bir önceki günkü renkleri tutturmanın zorluğudur. Bu yüzden ünlü fresk ustaları bu güçlüklerin üstesinden gelmek için resimlerinin tam boyutlarında bir taslak hazırlamış ve bu taslağı sıvaya işleyip sıva kurumadan hızlıca boyamışlardır.
Fresklerde Renkler Nasıldır?
Duvar resimlerinde kullanılan boyalar, sadece su ile inceltilir. Fresk boyaları yağlı boya gibi sınırsız bir harmanlama imkânı vermez. Boyaların granüllerinin inceliği - kalınlığı da resimde farklı etki yaratır. Yanlış renk kullanıldığında hatanın telafisi çok zordur. Çünkü fresk boyaları, yağlı boya gibi üstünden geçilebilen boyalar değildir. Sıva üzerindeki kireç de, boyaya hemen nüfuz eder ve onu korumaya alır. Bu yüzden rengin üzerine bir katman daha sürüp rengi kurtarmak mümkün değildir.
Fresklerde genellikle açık renkler kullanılır ve resimler ışık saçıyormuş gibidir. Ama bu canlı görünüm zamana yenik düşer, renkler bir süre sonra solar. Tarihi kiliselerin kuytu yerlerindeki resimler işte bu yüzden daha canlı renklerdedir.
Fresk ressamlığı yine aynı sebepten ötürü renklerle ilgili farklı bir maharet gerektirir. Çünkü renklerin son halleri sıva tabakaları kuruduğunda, neredeyse boya sürülmesinden haftalar sonra ortaya çıkar.
Duvar resimleri detayların resmi değildir; bu yüzden rötuşlar biraz kalın olmalıdır. Bu teknikte fırça seçimi de çok önemlidir. Aynı yerin üstünden geçmek zor olduğu için genellikle vurgulu fırçalar kullanılır.
Freskler neden kolayca bozulabilir?
Freskler doğal malzemelerden yapıldığı için bu sanat kısa ömürlüdür. Duvarların kolayca tozlanması ve deforme olması, bu sanatın bozulmadan kalmasını güçleştirir. Freskleri muhafaza etmek de zordur. Ayrıca eserleri başka bir mekâna taşımak ya da tamirini yapmak, eserlerin kolayca orijinalliğini yitirmesine ve ciddi deformasyonlara neden olabilir.
Freske en fazla zararı rutubet verir. Bu durumda kabarma ve dökülmeler görülür. İşin uzmanı olmayan kişilerce yapılan onarımlar da eserlerin deforme olmasına yol açar.
Fresk Tarihi
Duvar resimlerinin tarihi Endonezya’nın Sulawesi Adası’nda bir mağarada bulunan figürler ile yaklaşık 40 bin yıl öncesine tarihlenir. Buradaki kaya resimlerinde domuzlar ve el şablonları resmedilmiştir. Yine Fransa’daki Lascaux mağarasındaki duvar resimleri de türünün en ünlülerindendir. Tarih öncesi dönemlerde, yaklaşık 17 bin sene önce insanlık duvarları boğalar, atlar ve geyiklerle süslemiştir.
Anadolu’da Çatalhöyük ve Hacılar’da M.Ö. 7000’lerde yapılmış örneklere rastlanırken Azteklerden Urartular’a kadar pek çok uygarlık fresk sanatında örnekler vermiştir. Hatta günümüze yaklaştıkça bu teknik olgunlaşmış, insanlık duvarları süslerken ustalaşmıştır. Örneğin Mısırlılar ve Giritliler suyla karıştırılmış silikatlı boyayı kum ve kireç karışımı bir duvar sıvası üstüne sürerek kullanmışlardır. Girit’te M.Ö. 2700-1400 yılları arasında hakim olan Minos uygarlığının başkenti Knossos ve bu uygarlıkla ticaret yapan Mısır Krallığı’na ait Avaris şehirlerinde fresk sanatının örnekleri bulunur. Knossos sarayındaki M.Ö. 1700’e tarihlenen Yunus Freskleri, bu ilk örneklerin en ünlülerindendir.
Yakın Tarihte Fresk
Özellikle Hıristiyanlığın kabulünden sonra kilise, şapel ve bazilikaları süslemek için bu teknik kullanılmış; konusunu İncil’de anlatılan olaylardan alan sahneler kilise ressamlarınca duvarlara resmedilmiştir.
Görsel: Kariye Müzesi
Roma ve Bizans, fresk sanatında öne çıkan imparatorluklardır. Fresklerin en çok yayıldığı dönem Roma dönemidir. İtalya, Yunanistan ve Anadolu’da Roma ve Bizans uygarlıklarından kalan pek çok fresk örneği vardır. İstanbul’daki Kariye ve Ayasofya müzeleri, Bizans fresklerine en iyi örnekler arasındadır.
Ortaçağ’dan Rönesans’a Fresk
Cennini’nin (1437) Zanaatçının El Kitabı isimli eseri bu tekniği ayrıntılarıyla anlatan ilk yazılı kaynaktır. Fresk tekniğinin en yaygın olduğu dönem Rönesans'tır. 13. yüzyıl sonları ile 16. yüzyıl başları arasında yaşayan Cimabue, Giotto di Bondone, Masaccio, Fra Angelico, Paolo Ucello gibi birçok ressam bu tekniği başarı ile uygulamıştır.
Giotto’nun, Assisi Kilisesi’ne Aziz Francesco’nun yaşam öyküsünü resmetmesi ve Padua’daki Arena Şapeli için 1300 dolayında gerçekleştirdiği eserler onun fresk alanında ün kazanmasını sağlamıştır. Piero della Francesca’nın Arezzo’daki, Raffaello Sanzio’nun Vatikan Sarayı odaları ve Michelangelo’nun Sistine Şapeli’ndeki freskleri, Rönesans’ın en önemli fresk eserleri sayılır.
16. yüzyılın ortalarına gelindiğinde artık fresk tekniğinden uzaklaşılmış, yerine yağlıboyaya geçilmiştir. Rönesans'tan sonra Barok döneminde, 18. asırda Giovanni Battista Tiepolo gibi usta ressamlarla bu teknik yeniden diriltilmeye çalışılsa da başarı kaydedilememiştir. Bu alandaki son hamle ise 20. asırda Meksikalı Michelangelo olarak anılan ünlü ressam Diego Rivera’nın eserleridir. Onun sayesinde fresk sanatı özgün ve çağdaş bir üslup kazanmıştır.
En Ünlü Freskler Hangileridir?
Görsel: Atina Okulu
Fresk alanındaki ilk usta, Rönesans’ın ilk döneminde resme perspektifi kazandıran Giotto’dur. Sanatçı Assisi Kilisesi’ni resimlerken çiçekler, kuşlar ve güneşle konuşabilen Aziz Francesco’nun yaşamını anlatmıştır.
Fra Angelico’nun San Marco Manastırı’ndaki keşişlerin odalarında yer alan freskleri de sanat tarihinin önemli freskleri arasındadır. Ünlü ressamın fresklerinden en bilineni İsa’nın çarmıhtan indirilip gömüldükten sonra canlanmasını konu alan Noli Me Tangere (Dokunma Bana) isimli eseridir. Noli Me Tangere, İsa’nın dirildikten sonra kendisini gören Magdalalı Meryem’e söylediği sözdür ve fresk bu sahneyi anlatır.
Raffaello’nun 1509-1511 yılları arasında Vatikan’da papalık odalarından Stanza della Segnatura’da yaptığı Atina Okulu freski de sanat tarihinin en kıymetli eserlerindendir. Ressam klasik Yunan medeniyetinin tanınmış filozof ve bilim adamlarını bu eserde bir araya getirmiştir. Resimde felsefi görüşlerine uygun olarak Platon göğü, Aristo yeri gösterir. Ayrıca freskte Öklid’den, Diyojen’e kadar pek çok ilk çağ filozofu ve matematikçisi de yer almıştır.
Görsel: Sistine Şapeli
Bir diğer ünlü fresk ise Vatikan’da bulunan ve 15. yüzyılın ünlü İtalyan Rönesans ressamlarının eserlerini taşıyan Sistine Şapeli’ndedir. Michelangelo’nun 1508 ve 1512 yılları arasında resmettiği Adem’in Yaratılışı isimli freski, dünyanın en ünlü freski sayılır. İncil’in Yaradılış kitabından dokuz değişik kompozisyonun bulunduğu tavanda Adem’in Yaratılışı isimli çalışma, antik kısa beyaz giysiler içinde meleklerle çevrili tanrının Adem’in eline dokunup onu yaratmasından hemen sonraki pozunu gösterir.