Gubari Sanatı Nedir?
Gubari, küçük nesnelerin üzerine yazılan hat eserlerinin genel bir adı. Pirinç üzerine yazılan Besmele veya incir çekirdeğine yazılan yazılar gibi...
Gubari, gözle görülemeyecek kadar küçük, ince yazı ve hat sanatıdır. Hattı çok küçük boyutlarda yazılması anlamına da geliyor. Her türlü objeye uygulanabilir. Tarihte cepte taşınan veya kolyelere takılan mushaflar, Kur’an-ı Kerim ayetleri gubari yazısı ile yazılırmış. Veya savaşta sancaklara takılan ayet ve hadisler de bu yazı sanatı ile işlenmiş. Çok ince ve naif bir sanat olan gubari, sanatkâr gözlerle işlenebilir. Gubari ile yazılan yazılar ancak özel büyüteçlerle okunabilir. Bu da gubari sanatkârlarının sabır ve maharetlerini ortaya koyuyor.
Aslına gubariyi sadece hat yazısı olarak değerlendirmemek gerekiyor. Çünkü bazen incir çekirdeğinden bir tespih gubari sanatı örneği olabilir. Bazen de bir iğne deliğine sığdırılmış deve sürüsü gubarinin bir örneği olarak sizi hayretler içinde bırakabilir. Yazı dışında mikro heykeller yapan sanatçılara da “mikro heykeltıraş” deniyor. Dünyada toplam 3 mikro heykeltıraş var. Bunlardan biri de Türkiye’de. Türk mikro heykeltıraş aynı zamanda gubari sanatçısı…
“Gubari”, Arapça kökenli bir kelime… “Toz” anlamındaki “gubar” kelimesinden türetilmişti ve “toz gibi” manasındadır. Yazılar toz kadar ince yazıldığı için bu ad verilmiştir. Gubariye tarihte “gubar’ül hılbe”, “kalem’ül hılbe” ve “kalem’ül cenah” gibi adlar verilmiş.
Gubari’nin özel bir yazı karakteri bulunmuyor. Her yazı karakterinin çok ince ve küçük yazılan biçimlerine genel olarak gubari deniliyor. Ancak ünlü arkeoloji bilgini Kalkeşendi, Mısır’da basılan Arap edebiyatının önemli eserlerinden Subhul A’şa adlı kitabında, gubarinin rik’a ve nesih yazılarının karakteristik özelliklerinin karışımı olduğunu belirtir. Yapısı itibariyle de rika ve nesih dışında nesta’lik yazı karakterlerine daha uygun olduğu görüşü de bulunuyor. Arap veziri ve hattatı İbn Mukle de, rikanın çok küçük yazılan şekline “gubari” demektedir. İranlı nesta’lik hattatı Ali Herevi ise, her tür yazının çok küçük yazılan şeklini “gubari” olarak tanımlamaktadır.
Ünlü Gubari Sanatkârları
Tarihte bazı hattat ve şairler gubari sanatı ile uğraşmış. Bunlardan biri de hattat Seyyid Kasım’dır. Sultanahmet Camii’nin yazılarını yazan Kasım, bir pirinç tanesine İhlâs Suresi’ni yazarak meşhur olmuştur ve “gubari” lakabını almış. Bu sebeple kayıtlarda ismi Seyyid Kasım Gubari olarak geçmektedir. Dünyanın en ünlü hattatlarından biridir ve kendine özgü tarzı ile “Hatt-ı Gubar” lakabını almıştır. Osmanlı alimlerinden ve divan şairlerinden Akşehirli Abdurrahman da, gubari mahlası ile meşhur olan bir isim. Hem hattat hem de şair olarak ünlü gubarilerden olan Akşehirli Abdurrahman Gubari, “gubari üstadı” olarak bilinir. Sivaslı Hattat Mehmet Nuri Efendi de, 19. yüzyılın sonlarında gubari örnekleri işleyen hattatlardandır. İstanbul Türk Vakıf Hat Sanatları Müzesi’ndeki özel koleksiyonlarda gubari hatla yazılmış eserleri vardır.
Gubarinin Türkiye’deki Son Temsilcisi
Günümüzdeki gubari sanatkârı yok denilecek kadar az. Ankara’da yaşayan Necati Korkmaz, bu sanatın tek temsilcisi olarak görülüyor. 1985 yılından bu yana Türk – İslam sanatı üzerinde çalışıyor. Küçük el sanatları atölyesinde mercimek taneleri üzerine hat eserleri nakşediyor.
Korkmaz, gubari yazılar için kedi ve köpek bıyığı, at kuyruğu ve tilki bıyığı kıllarını kullanıyor. Kendi icat ettiği tilki kılını kalem olarak kullanıyor. Sanatını icra ederken de kendi ürettiği mürekkepleri veya boyaları kullanıyor. Özellikle mercimek tanesini seçmekteki amacı ise, Mevlevilerin derviş olmak için çekmek zorunda olduğu çile dönemlerinde açlıklarını yatıştırmak için sadece birkaç tane mercimek yemeleriymiş. Mercimeğin yuvarlak yüzeyi de gubari uygulamaları için başka bir tercih sebebi. Saç teli üzerine Besmele yazmayı da başaran Korkmaz, üç boyutlu gubari eserleri yapabiliyor. Bu sebeple dünyadaki üç mikro heykeltıraştan biri olma unvanına sahip.
Necati Korkmaz’ın en ilginç eserleri şunlardır; dünyanın en küçük Kurân-ı Kerim’i, saç kılına Besmele, Mercimek tanesine Allah’ın 99 ismi, 1 santimetrekarelik katalog, incir çekirdeğine ibrik figürü, toplu iğne başına satranç takımı, kehribar taşından 13 milimetrelik tespih, iğne deliğine deve kervanı ve semazen, toplu iğne başına Ayasofya maketi…
(Necati Korkmaz, günümüzün en ünlü gubari sanatçısı...)
Nasıl Uygulanır?
Gubari, mikroskop altında uygulanan bir sanattır. Çok ince kıllar fırça veya kalem olarak kullanılabilir. Mercimek, pirinç tanesi gibi küçük objelerin üzerine yazılar yazılabileceği gibi, büyük kâğıtlara gubari ile sayfalarca yazı sığdırılabilir. Bazen de bir iğne deliğinde bir sanat eseri görebilirsiniz. Bir gubari uygulaması obje ve yazının durumuna göre 1 günden 1 haftaya kadar sürebiliyor.
Gubari sanatı çok çeşitli yerlere ve objelere uygulanabilir. Örneğin bir büyük tabaka kâğıda Kur’an-ı Kerim’in bütün ayetleri sığdırılabilir veya “Yasin” kelimesinin her harfi, Yasin Suresi’nin ayetleri ile yazılabilir. Gubari eserleri bazen gümüş kaplamalarla kolye olabiliyor, bazen de bir değerli taşın üzerine yazılarak yüzük olarak kullanılabiliyor. Kısacası takılarda her türlü uygulaması yapılabiliyor.
Gubari için bir büyüteç veya mikroskop kullanmak gerekiyor. Büyüteç altındaki objeye ince kıllarla hat eseri çizebilmek için çok dikkat ve sabır gerekiyor. Örneğin, bir pirincin üzerine günlerce bir hat yazısı yazarken bir nefes alma sırasında elin kayması ile bütün çaba boşa gidebiliyor.
Gubari sanatı, çok ince işçilik istediği için kullanılan aletler ve objeler de özel olmak zorunda. Günümüzdeki en dikkat çeken gubari örnekleri pirinç ve mercimek taneleri olarak göze çarpıyor. Mikroskop ve büyüteç gubarinin en önemli iki aleti. Hat, yazı veya resim işlenmesi için de çeşitli hayvanların kılları kullanılıyor. Tilki bıyığı fırça olarak kullanılan malzemelerden biri. Sertliği sebebiyle örümcek bacağı kılı da bıçak olarak kullanılabiliyor. Dikenler de başka bir gubari aleti. Sedef gibi değerli taşlar üzerinde de gubari uygulanabiliyor. Kısacası yazı yazılabilecek her türlü obje gubarinin altyapısı olabiliyor.
Bunları Biliyor Musunuz?
- Geçmişte posta güvercinlerinin kanatlarına bağlanan mektuplar gubari hattıyla yazılırmış. Bu sebeple bu yazıya “kanat yazısı” (kalem’ül cenah) denirmiş.
- Sokullu Mehmet Paşa’nın inciden bir tespihinin tanelerinin üzerine gubari ile Kur’an-ı Kerim ayetlerinin tamamı yazılmış.
- Günümüzün gubari temsilcisi Necati Korkmaz, bir toplu iğnenin başına cami ve güvercin figürleri çalışırken uçan bir kılın cami minaresini kırması sonucu 3,5 aylık çalışması boşa gitmiş.
- Ömer Faruk Tekin isimli bir genç, Temmuz 2017’de incir çekirdeği ile tespih yaparak farklı bir gubari örneği sergiledi. Tekin, incir çekirdeklerini özel aletlerle delerek her bir tanesi 1 milimetre kalınlığında toplam 3 santimetrelik 33’lük tespih yaptı.
- Müzelerde veya sergilerdeki gubari eserlerine mikroskoplar ve büyüteçler altında bakılabiliyor.
Gubari Yok Olmak Üzere
Gubari, Türk – İslam kültürü sanatları arasında günümüze kadar gelebilen nadir sanat dallarından biri. Günümüzde gubari sanatı ile uğraşan insanlar bir elin parmakları kadar bile değil. Türkiye’de gubari sanatçısı 4 kişi bulunuyor. Mikro heykeltıraş olarak da dünyada 3 kişi bulunduğu belirtiliyor. Mikro heykeltıraşlar teknolojiden de faydalanarak sayısı figürü iğne delikleri, kibrit uçları, kalem uçları ve kürdanlar gibi yerlere işleyebiliyor. Benzeri materyaller mikro sanatçılar için adeta tuvale dönüyor. Gençler, bu zor ve sabır gerektiren sanatla uğraşmak istemiyor. Dolayısıyla gubari ve mikro heykeltıraşlık da son temsilcilerin ardından yok olmakla karşı karşıya kalmış durumda… Bu sanat dalının inceliklerini öğrenmek için herhangi bir kurs da bulunmuyor.
Kaynaklar
Pirinç tanesi görseli: http://www.mesutkul.com
Necati Korkmaz görseli: http://www.kayserimalumat.net