Kaşgarlı Mahmud Kimdir?
Dîvânü Lugati't-Türk gibi bir yapıtın yazarı, Türklük biliminin kurucusu, haritacı, Japonya’yı bir haritada gösteren ilk kişi..
Kaşgarlı Mahmud, tanınmayı hak eden en eski Türk dili araştırmacısı.. Dîvânü Lugati't-Türk’ün yazarı ve ilk gramer kitabımız olan ama maalesef bulunamayan Kitabü Cevahiri’n-Nahv fi Lugâti’t-Türk’ün sahibi.. Her Türk gencinin bilmesi gereken bir aydın. En eski Türk dili ve folkloru araştırmacısı..
Hakkındaki tüm bilgiler kendi eserinden elde edilen kırıntılardan ibaret…
Kaşgarlı Mahmud hakkındaki tüm bilgiler, Dîvânü Lugati't-Türk adındaki eserinde yakalanan ipuçlarının ve bu ipuçları ile bağdaşan tarihî kaynakların ürünü. Maalesef bunun dışında onun hakkında bilgilere sahip değiliz.
Dîvânü Lugati't-Türk gibi bir eser yazması, bu eserde verdiği bilgiler, harita çizebilmesi onun yüksek zümreden olduğunu kanıtlar niteliğinde. Eserine tarih atması ve eserinde verdiği bazı bilgiler neticesinde onun 11. yüzyılda yaşadığı tahmin ediliyor. Tegre dediği haritasından ve kendi hakkında verdiği bilgileri de düşünerek Kaşgarlı Mahmud’un Karahanlı Devleti zamanında yaşadığı kesinleşmiştir.
Kaşgarlı Mahmud Kimdir?
Doğum tarihini, kaç yaşında olduğunu bilmiyoruz. Lakin onun aslında Kaşgarlı olmadığını Barsgan kentinden olduğunu biliyoruz. Eserinde doğum yerinin Barsgan olduğu anlaşılmaktadır. Babasının Barsgan emiri olduğunu bilmekteyiz, ayrıca ailesinin Samanoğulları hakimiyetindeki bölgenin “emiri” olduğunu bizzat kendisi söylemiştir.
Dîvânü Lugati't-Türk adlı eserini dönemin Abbasi Halifesine sunarken kendisinin Türk illerinin en soylu kişisi olduğunu, Türk illerini dolaşıp derlemeler yaptığını ve o zamanlar yüksek zümreye mahsus olan iyi derecede ok yay kullanmasını bildiğini dile getirmektedir. Dîvânü Lugati't-Türk’ü Arapça imlaya göre yazdığını varsayarsak iyi derece Arapça bilmesi de onun soylu bir aileye mensup olduğunu ve iyi bir aileden geldiğini destekler. Arapça ya da Farsça o zamanlarda İslamiyet’in dili olduğu ve Karahanlılar da İslamiyet’i devlet dini haline getiren ilk Türk devleti olduğu için bu dilleri halktan birilerinin bilmesi beklenemez..
Eserinde yazılan isme göre babasının Maveraünnehir ve Buhara fatihi olarak bilinen Arslan Nasr İlig bin Ali olduğu anlaşılmaktadır. Bu noktada, tarihi olayların ışığında Kaşgarlı Mahmud’un soyunu Karahanlı hanedanlığı soyuna geldiği kabul gören bir düşüncedir..
Kanlı yemek ve Kaşgarlı Mahmud’un ailesi..
Kaşgarlı Mahmud’un Dîvânü Lugati't-Türk adlı eserinin el yazmasında babasının adının farklı yazımları çıksa da araştırmacılarının büyük çoğunluğu bu adın Arslan İlig Nasr Bin Ali olduğu konusunda hemfikirdir. Kaşgarlı soylu bir aileden geldiğini söylerken verdiği bilgiler doğrudur.
Dîvânü Lugati't-Türk gibi bir eseri 11.yüzyılın şartları ile nasıl yazdığı, nasıl tüm illeri tek tek gezdiği, boylar ve dilleri hakkında nasıl bu kadar bilgiye sahip olduğu ama ne önemlisi bu eseri neden yazdığı hep merak konusu olmuştur. Onun ailesi hakkındaki bilgilerin gün yüzüne çıkarılması ile bu eserin neden ve nasıl yazıldığı da anlaşılır hale gelmiştir.
Kaşgarlı’nın soy ağacı, Karahanlı hükümdarı ve Müslümanlığı kabul edip Türkler arasında yayan ve İslamiyet’i bir devlet dini haline getiren bilinen ilk hükümdar olan Satuk Buğra Han ile bağlantılıdır.
Satuk Buğra hanın oğlu Süleyman Han ve Süleyman Han’ın oğlu ise Harun Kılıç Buğra Han’dır. Harun Kılıç Buğra Han, 992’de Buhara fatihi olması ile tanınmıştır. Harun Kılıç Buğra Han’ın oğlu ise Yusuf Kadir Han’dır ki o da Hotan’ın fatihi olarak nam salmıştır. Yusuf Kadir Han’ın oğlu, Muhammed Buğra Han’dır. O ise Taraz ve İsbicap fatihi olarak bilinir. Muhammed Buğra Han’ın oğlu Hüseyin bin Muhammed Çağrı Tigin’dir ve o da Barsgan emiri olarak bilinir ki Hüseyin bin Muhammed Çağrı Tigin, Kaşgarlı Mahmud’un babasıdır. Muhammed Buğra Han ise Kaşgarlı’nın dedesidir. Kaşgarlı ailesinin “emir”, “fatih” unvanları ile anıldığını söylerken sanıyoruz bu soy ağacını kastetmektedir. Kaşgarlı Mahmud’un annesinin ise Hoca Seyfeddin Büzürgvar’ın kızı Bubi Rabia olduğu düşünülmektedir ki bu durumda Kaşgarlı Mahmud’un bilgi birikiminin kaynağı açıklığa kavuşur.
İbnü’l Esir, Arap tarihçidir ve aktardığı kanlı bir darbe vakası vardır.. İbnü’l Esir’in aktardığına göre Kaşgarlı Mahmud’un dedesi Muhammed Buğra Han Karahanlı hanedanlığı başındayken tahtı Kaşgarlı Mahmud’un babası Hüseyin bin Muhammed Çağrı Tigin’e bırakmak ister. Yalnız Muhammed Buğra Han’ın ikinci eşi ve bu eşten olma oğlu İbrahim bu durumu pek hoş karşılamamışlardır. Hüseyin bin Muhammed Çağrı’ya tahtın teslim edilmesi bir törenle kutlanırken yüksek ihtimalle ikinci eş yemeğe zehir karıştırır ve kocası başta olmak üzere pek çok hanedan üyesi hayatını kaybeder. Üstelik işini garantilemek isteyen eş, kayınbiraderi Süleyman’ı da boğdurur. Tarihte yazan bilgiye göre Kaşgarlı Mahmud’un annesi, oğlunu saklar. Kaşgarlı Mahmud bu kıyımdan bu şekilde kurtulur ama ne annesi ne babası ne de bir akrabası kalmıştır geriye. Sonuçta İbrahim başa geçmiştir ve Kaşgarlı Mahmud tek varis olduğu için ülkesinde kalması onun ölüm fermanını kendisinin imzalaması demektir. Sürgün bir prens olarak ülkesini terk eder..
Dîvânü Lugati't-Türk gibi ihtivası geniş ve hazırlanması yıllar sürecek bir eserin ancak bu yolla yapılmış olması yüksek bir ihtimal olarak kabul görür. Ayrıca Kaşgarlı Mahmud’un da Abbasi halifesine verdiği bilgilerde anlattığı babası, tarihe başka türlü geçecek işler yapmış birisi de değildir. Bir emir ve fatih olarak tarihlerde bu isim geçmektedir. Bu konuda hala farklı ve ayrı görüşler sunan araştırmacılar ve ilim adamları vardır ama genel kabul bu olayın olduğu yönündedir.
Genel tarihlere bakıldığında darbe ile başa geçen İbrahim’in hüküm süresi ancak bir yıl sürmüştür. Elbette darbe ile gelen hükümdar Karahanlı emirlerince kabul edilmemiştir. İbrahim’in imparatorluğunu reddeden bir emir de Bargsan Emiri Yınal Tigin’dir. İbrahim, annesinin de kışkırtması ile Yınal Tigin’e savaş açar ama savaşı kaybeder. Üstelik canından da olur. Bu aşamada Kaşgarlı Mahmud’un tahtın biricik varisi olduğu açıktır ama bozkırlarda gezerken bu durumdan haberi olmadı da tahta mücadelesine girmedi yoksa tüm ailesini taht kavgasında yitirmenin yaşattığı travma ile tahta çıkmak istemedi bilinmez; tahta hak iddia etmedi.
Kaşgarlı Mahmud ve Opal Köyü..
Kaşgarlı Mahmud’un Barsgan kentinden olduğu düşünülmektedir. Alimimiz, eserinde kendisinin Kaşgarlı olduğu söylememiştir ya da kendisine Kaşgarî gibi bir tabir kullanmamıştır. Buna rağmen, Dîvânü Lugati't-Türk adlı eserinde Kaşgar kentinden bahsederken sürekli burayı övmesi, ayrıca çevresindeki Adıg, Opal gibi köylerin de havasından suyundan övgüyle bahsetmesi gel zaman git zaman Mahmud’un lakabını Kaşgarlı yapmıştı. Ayrıca Opal, Adıg, Kası gibi Kaşgar kenti yakınlarındaki kasabaları “kendi ilim” gibi tanıtması onun Kaşgarlı Mahmud diye anılmasını sağlamıştır. Pek çok araştırmacının da kabul ettiği diğer bir durum ise Mahmud’un Kaşgar’da yetiştiğidir.
Dîvânü Lugati't-Türk’te Barsgan’dan bahseden Kaşgarlı Mahmud, babasının burada doğduğunu ve bu kentin adının nereden geldiğini bildirir. Elbette bir tarihçi edasıyla değil. Barsgan şehrini Şehname kahramanlarından Afrasiyab’ın oğlu’nun kurduğunu söyler. Ayrıca bu konuda başka bir rivayeti de açıklar Kaşgarlı Mahmud ve bu yerleşkeye Uygur kağanının seyisinin geldiğini, şehrin yerini çok sevdiği için buraya yerleştiğini söyler. Zamanla burada atların çoğalması ve başka boydan insanların da gelmesi ile bir kent, yani balık, olduğundan söz eder. Her durumda, babasının burada doğduğu bilgisini verir ama..
Kaşgarlı Mahmud’un Opal köyü ile bir alakası olduğu oldukça kuvvetli bir görüştür. Abul olarak okunan ama daha sonra bu adın “Opal” olduğuna kanaat getiren araştırmacılar, Divanü Lügatit Türk’te verilen şu bilgiye dayanarak, Mahmud’un Kaşgar ile bağlantısı olduğunu düşünürler:
Abul ابل : Bizim ilde -Kaşgarda- bir köy adı. ( TDK, Divanü Lügatit Türk Söz Varlığı Listesi )
Burada Mahmud, Kaşgar için “bizim il” demektedir. Yalnız buna rağmen kendisinin Kaşgarlı olduğu herhangi bir yerde bildirmemiştir. Bunun nedeni İbnü’l Esir’in tarihinde geçen darbe gecesini var sayarsak ve kendisinin sürgün bir şehzade olduğunu hatırlarsak şöyle açıklanabilir: Türk dilinde ve kültüründe il sözcüğü “illig” şeklindeki anlamıyla kullanılabilir. Yani hakim olunan bölge anlamında.. Kaşgar kenti de Karahanlı Devleti zamanında kültür merkezlerinden biri ve Karahanlı Devleti kontrolünde idi. Bu durumda Kaşgarlı Mahmud da Karahanlı Hanedanlığı soyundan olduğuna göre “bizim il” sözünden kasıt, Karahanlı Devletinin sınırları olabilir.
Kaşgarlı Mahmud’un nerede doğduğu bilgisi kesin olmasa da onun Opal bölgesindeki Hamiddiye ve Saciyye Medreselerinde ilk öğrenimini gördüğünü bilmekteyiz. Hatta hocalarından Şeyh İmam ez-Zahid Hüseyin bin Halef el-Kaşgari’nin adını Dîvânü Lugati't-Türk’te geçirir.
Dîvânü Lugati't-Türk’ü Dönemin Halifesine Sunmuştur..
Kaşgarlı Mahmud’un Dîvânü Lugati't-Türk’ü halifeye sunmak için yazılmadığı düşünülmektedir. Kaşgarlı Mahmud’un darbe gecesinde Karahanlı ilinin sınırlarından çıkarak Türkistan’da bulunan Türk boylarını gezdiği, buradan Bağdat tarafına doğru giderken Farsça ve Rumca öğrendiği var sayılır. 1008 yılında doğduğu tahmin edilen Kaşgarlı Mahmud’un, 1072 yılında Bağdat’a geldiği düşünülmektedir.
Dönemin halifesi Muhtedî Biemrillah’tır ve Kaşgarlı Mahmud, Dîvânü Lugati't-Türk’ü ona sunduğu eserinin giriş kısmında açıkça dile getirmiştir.
Dîvânü Lugati't-Türk adlı eserinde bir de Türk dilinin gramerini ve söz dizimini incelediği eseri Kitabü Cevahiri’n-Nahv fi Lügati’t – Türk adlı eserinden bahsetse de bu eser henüz bulunamamıştır.. Dîvânü Lugati't-Türk’ün bulunması, Türkoloji anlayışını tamamen değiştirmişken bahsi geçen bu eserin bulunması, Türklük bilimine muhteşem bir katkı sağlayabilirdi..
Eserini halifeye sunduktan sonra Kaşgarlı Mahmud’un nasıl bir hayat sürdüğü tam olarak bilinmemektedir. Yöresel dedikodular farklı yaşlarda öldüğünü söylese de hepsi onun Opal’a döndüğünü ve burada bir medrese açıp müderrislik yaptığı konusunda birleşmektedir.
Yakın zamanlarda Opal köyü civarında Kaşgarlı Mahmud’a ait olduğu düşünülen bir mezar bulunmuş ve bu mezar türbe haline getirilip Kaşgarlı Mahmud’un doğum ve ölüm yılı da 1008 – 1105 olarak yazılmıştır. Bu türbedeki kişinin Kaşgarlı Mahmud’a ait olduğu neredeyse kesinleşmiş bir bilgidir.
Kaynaklar
TDK – Kaşgarlı Mahmud Kimdir?
İslam Ansiklopedisi – Kaşgarlı Mahmud maddesi
Anahtar Sözcükler : Kaşgarlı Mahmud, Divanü Lügatit Türk, Karahanlılar, Karahanlı Devleti