Kazdağı Milli Parkı

Kazdağları Çanakkale ve Balıkesir sınırları içerisinde yer almakta, Ege Bölgesi ile Marmara Bölgesi’ni birbirinden ayırmaktadır. Kazdağları zinciri 60-70 km’dir ve Dede Dağı, Kazdağı, Eybek Dağı, Gürgen, Küçükkatran, Kocakatran ve Susuz dağlarından oluşmaktadır. Bu zincirin ortasında yer alan Kazdağı’nın kuzeyi Kara Menderes Çayı, güneyi Edremit Körfezi, doğusu Zeytinli çayı, batısı Damla Tepe ile çevrili olan alanı Kaz Dağı Milli Parkı olarak bilinmektedir. Antik çağlarda “ İda Dağı “ olarak bilinen Kazdağı, Biga yarım adasının en yüksek dağıdır.

Milli parkın ana kaynaklarını bitki örtüsünün taşıdığı bitkisel çeşitlilik oluşturmaktadır. Milli parkın sınırları dahilinde yer alan ormanda kızılçamlar, karaçam, meşe ve yalnızca Kazdağı’nda yetişen Kazdağı gök narı yer almaktadır. Aynı zamanda yöre otsu formda ki bitkiler bakımından da zengindir. Bu biyolojik çeşitlilik ise ayı, yaban kedisi, çakal, domuz, ağaç sansarı, tilki, kurt, karaca, porsuk, yaban tavşanı, kartal, doğan, şahin, çulluk, keklik gibi hayvanlara yaşama ortamı sağlamaktadır. Alanın 1993 senesinde milli park olarak ilanından sonra avlanmanın da yasaklanması ile birlikte yabani hayvan nüfusunda artış gözlemlenmiştir. Milli Park’ta yasa gereği hiçbir üretim faaliyetine izin verilmemektedir ve ekosistem kendi doğal işleyişine bırakılmıştır. 

Kazdağı Milli Parkı’nda Yapılacaklar

Milli Park sınırları dahilinde olan Pınarbaşı ve Hasanboğuldu piknik alanlarında yemek yiyebilir, Sarıkız Tepesi’nin üzerinde yer alan ve Sarıkız’ın Makamı olarak bilinen yeri ziyaret edebilirsiniz. Ayrıca özel mülkiyete ait Mehmetalan Köyü’nde de suları bol piknik alanları mevcuttur ve molanızı burada da verebilirsiniz. Eğer konaklamayı düşünüyorsanız yine Mehmetalan Köyü’nde üç farklı evin restore edilerek butik otel haline getirildiği yerlerde kalabilirsiniz. 

Kazdağları Milli Parkı’nda ki gezi güzergahları ise Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından belirlenmiştir ve ziyaretçilerin alan rehberi eşliğinde belirlenen güzergahlarda gezmelerine izin verilmektedir. 

Kazdağı Gezi Güzergahları Hangileridir?

• Sarıkız Güzergahı
  
• Şahinderesi Güzergahı
  
• Mehmetalan Köyü – Yayla Tepe (Araçla), Yayla Tepe – Ayı Deresi (Trekking ile), Ayı Deresi – Mehmetalan Köyü (Araçla)
  
• Kavurmacılar Köyü- Cızlak Mevkii- İkizoluk- Sarıkız- Tavşanoynağı Tepe – Dumanlı Mevkii – Gürlek Çeşme – Çamlıbel Köyü
  
• Arıtaşı Köyü Zığın Dere Mevkii
  

Kazdağı Milli Parkı Giriş Ücretleri

Kazdağı Milli Parkı 2014 Yılı Giriş Ücretleri Şöyledir:

• Günlük Şahıs: 4 TL
  
• Otomobil ya da Jeep: 15 TL
  
• Küçük Minübüs: 30 TL
  
• Büyük Minübüs: 60 TL
  
• Kılavuzluk Ücreti: 80 TL
  
• Çadırlı Konaklama ( 4 kişi ): 15 TL
  

Burada not etmeniz gereken iki şey vardır. Birincisi Milli Park Alanına Kılavuz almadan giremeyeceğiniz, ikincisi ise araç ücreti ödediğinizde içindeki yolcular için ayrıca ücret ödemenizin gerekmediğidir.

Sarıkız Efsanesi

Kazdağları Milli Parkı’nı ziyaret için yöreye gittiğinizde ilk duyacağınız hikayelerden birisi Sarıkız Efsanesi olacaktır. Rivayete göre Sarıkız’ın annesi Sarıkız küçük yaşlarda iken vefat eder ve eşinin vefatı ardından babası Sarıkız’ı da alarak Kaz Dağları’nın eteğinde yer alan Güre köyünün yakınlarındaki Kavurmacılar köyüne yerleşir. Sarıkız genç bir kız olunca, babası da iyice yaşlandığı için yıllardır hayali olan hac ziyaretini gerçekleştirir. Bu arada köyün delikanlıları çok güzel olan Sarıkızın peşine düşmüştür. Ancak Sarıkız hiçbirine yüz vermez ve sinirlenen gençler Sarıkız’a iftira atarlar. Babası döndüğünde ise kimse onunla konuşmaz ve kızının kötü yola düştüğünü söylerler. Babanın namusunu temizlemesi gerekmektedir, ancak kızını öldürmeye kıyamaz. Bu sebeple yanına aldığı birkaç kazla kızını kazdağının zirvesine götürüp bırakır ve orada yabani hayvanlara yem olacağını düşünür. 

Aradan yıllar geçer ve Bayramiç tarafından gelen yolcular dağda yollarını kaybettiklerinde, dara düştüklerinde bir kızın onlara yardım ettiğini anlatırlar. Baba bunun kendi kızı olabileceğini düşünür ve kızını bugün Sarıkız Tepe olarak bilinen yerde bulur. Sarıkız babasını gördüğüne çok sevinir ve babasının abdest alması için ona su getirir. Babası suyun tuzlu olduğunu söyleyince de yanışlıkla denizden aldığını belirtip, testisini vadilere uzatır. Gelen suyun buz gibi tatlı su olduğunu gören baba kızının erdiğini anlar ve o sırada Sarıkız kaybolur. Kızına iftira edildiğini anlayan baba köylülere beddua eder. Bugün Kavurmacılar köyünde yaşayan kimse kalmamış ve köyün adı kütükten silinmiştir. 

Sarıkız’ın babasının ölüsü bugün Baba Tepe denilen yerde bulunur. Türkmen ve Yörükler her yıl ağustos ayında Sarıkız’ ı ve babasını anmak için buralara çıkar, örf ve adetlerini de yerine getirirler. 

Hasan Boğuldu Efsanesi

Bu yöreye gittiğinizde en çok duyacağınız bir diğer hikaye de Hasan Boğuldu Efsanesi’dir. Yine rivayete göre Emine ile Hasan bugün hala kurulmakta olan Edremit Pazarı’nda ilk kez göz göze gelirler. O günden sonra da sadece pazarın kurulduğu Çarşamba günleri birbirlerini görürler. Bu şekilde geçen haftalar sonunda evlenmeye karar verirler, ancak Emine’nin ailesi bu evliliğe sıcak bakmaz. Çünkü Hasan ovalıdır, Emine ise obalı. Ovalı Hasan’ın zor oba şartlarına uyum sağlayamayacağını düşünürler ve onu bir teste tabii tutmak isterler. Hasan’a Emine ile evlenebilmesi için tuz dolu çuvalı sırtında 5-6 kilometrelik yol boyunca taşıyıp obaya getirmesi gerektiğini söylerler. Ancak Hasan’ın narin bedeni sonlara doğru dayanamaz ve Hasan Emine’ye kaçıp başka yerde evlenmeyi teklif eder. Emine bunu kabul etmez çünkü sevdiğinin bu çuvalı obaya kadar taşıyabileceğine inanmıştır. Hasan artık dayanamaz hale gelir ve yuvarlanarak buz gibi sulara düşerek can verir. Bunu köye çıkana kadar fark etmeyen Emine deliye döner ve Hasan’ı aramaya başar. En son Hasan’a hediye ettiği yazmanın gölette yüzdüğünü görür ve Hasan’ın boğulduğunu anlar. Bunun üzerine, acıya dayanamayan Emine yazmayla kendini göletin yanında ki ulu çınara asar. 

O günden sonra da bu çınara Emine Çınarı, gölete de Hasan Boğuldu Göleti denmeye başlanır.