Makaleler

Mensur Şiir Nedir ve Özellikleri Nelerdir?

Yazar: Diba Bahadıroğlu

Mensur şiir, alışılmış şiirin dışında, ölçü ve uyak kullanılmadan, düz yazıya yakın bir tarzda yazılan şiirlerdir. Zaten “mensur” sözcüğünün kökü “nsr”; dilimizdeki daha yaygın kullanımı ile düz yazı anlamına gelen “nesir”’dir. Diğer adı ile mensure olan bu şiirde, şiir özellikleri korunmak için iç uyak gözetilmiş, imgelerden faydalanılmıştır ama şekil olarak düz yazı biçimdedir.

Bu şiir türünü, Atilla Özkırımlı’nın verdiği bilgi dahilinde Fransız şairi Baudelaire edebiyatta yaygın hale getirmiştir. Eser olarak da 1869 yılında yayımladığı Küçük Mensur Şiirler gösterilir.  Fransız edebiyatında gittikçe yaygınlaşan bu şiir biçimi, Türk edebiyatına Servet-i Fünun sayesinde girmiştir.  Servet-i Fünun zamanında, Türk edebiyatçılarının yüzünün Fransa’ya dönük olması sayesinde mensur şiir edebiyatımıza girmiştir.

Tanzimat döneminde bile yani edebiyatımızın en yenilikçi zamanında bile eski edebiyat şekillerini bırakmayan ediplerimiz elbette ki bu şiir biçimine hemen kucak açmamışlardır. Servet-i Fünun döneminde edebiyatımıza giren mensur şiir, en iyi örneklerini Cumhuriyet döneminde vermiştir.

Edebiyatımızdaki ilk mensur şiir örneğin Halit Ziya Uşaklıgil’e aittir. Halit Ziya Uşaklıgil, 1889 yılında Mensur Şiirler adlı kitabını yayımlanmıştır.

Servet-i Fünun ya da diğer adı ile Edebiyat-ı Cedide şairleri tarafından kullanılan mensur şiir, onlar dağıldıktan sonra yerlerine geçmeye talip olan Fecr-i Aticiler tarafından da bol bol kullanıldı. En parlak zamanını ise Milli Edebiyat döneminde yaşadı. Zaten mensure adı da XX.yy’dan sonra verildi. 

Halit Ziya Uşaklıgil’den başka mensur şiir örneğini veren diğer önemli ediplerimizden bazıları şunlardır

  • Hayatını edebiyatla kazanmak üzere askerlik mesleğini bırakan Mehmet Rauf, Siyah İnciler adı ile 1901 yılında neşrettiği eserinde mensur şiirlere yer verdi.
  • Mili edebiyat akımının önemli temsilcilerinden olan Yakıup Kadri Karaosmanoğlu, 1922 yılında Erenlerin Bağında adlı eserini yayımladı. Bu eserinde mensur şiir örnekleri bulunmaktaydı.
  • Daha çok edebiyatçılarla söyleşilerini derlediği “Diyorlar ki” eseri ile tanıdığımız Ruşen Eşref Ünaydın, 1929 yılında yayımladığı Damla Damla adlı eserinde mensur şiirlere yer verdi.

Mensur Şiir Özellikleri Nelerdir?

Mensur şiirlerin özelliklerini maddeler halinde saymaya çalışalım:

  1. Eski edebiyatın aksine bu şiirlerde başlık vardır. ( Divan şiirinde şiirin başlığı şiirin yazıldığı nazım şekline göre, redifine ya da her ikisine göre idi: Fuzuli’nin “su” redifli kasidesine başlık olarak “su kasidesi” demesi gibi…)
  2. Şiirde kullanılan uyak, ölçü gibi kalıplar mensur şiirde yoktur. Ölçü ve uyak kullanılmadan yazılan şiirlerdir.
  3. Düz yazıdan elbette ki farklıdır. Şiirde görülen az sözle okuyucuyu etkileme ihtiyacı burada da vardır. Bu bakımdan da mensur şiirde cümleler kısa ve özdür.
  4. Söyleyiş olarak yine şairane bir söyleyiş hakimdir.
  5. İç uyum dediğimiz bir ahenk vardır. Şair bunu sözcüklerle yakalar ve hissettirmek istediği duyguyu daha baskın söylemek için kullanır.
  6. Tasvirler burada da önemli yer tutar ( En azından Servet-i Fünun dönemi için). Tasvir yapılan cümleler diğer cümlelere göre uzundur.
  7. Ünlemler ve seslenişler çok sık kullanılır. Bu aslında okuyucunun ilgisini çekmek için kullanılan bir yöntemdir.
  8. Mensur şiirin uzunluğu ya da kısalığını şair belirler. Herhangi bir kurala bağlı değildir. Genelde uzun olurlar.
  9. Mensur şiir, tüm Servet-i Fünun döneminde olduğu gibi bir arayışın ürünüdür ama bu arayış Tanzimat döneminde başlamıştır. Recaizade Mahmut Ekrem ve Abdülhak Hamit'in mensur şiire benzeyen şiir örnekleri vardır. O dönemde pek göze batmamış ya da üzerine gidilmemiştir. Ama sonuçta Servet-i Fünun şairlerinin hemen hemen hepsi Recaizade Mahmut Ekrem’den okulda edebiyat dersi almışlardır; belki de mensur şiirin bu kadar yayılmasını sağlayan bir öğretmenin öğrencisine destek vermesinden doğmuştur.

Kaynaklar

Atilla Özkırımlı, Türk Edebiyatı Ansiklopedisi, c. 3, s. 843

İlgili Makaleler

Yorumunuzu Paylaşın