Parnasizm Nedir?
Suut Kemal Yetkin’e göre Parnasizm, Realizm ve Natüralizmin şiire uyarlanmış halinden başka bir şey değildir. Bu konuda ona hak vermemek elde değil çünkü Parnasizm tam olarak budur.
Parnasizm sadece şiir için geçerli bir akımdır. Her akımda olduğu gibi Parnas akım da kendinden önceki akıma yani Romantizme tepki olarak doğmuştur.
1866 yılında Parnasse Contemporain adlı dergi etrafında toplanan şairlerin şiirleri de aynı adla anılmaya başlanmıştır. Daha sonra Parnasse okulları açılmış ve Parnas şiir anlayışı bir ekol olarak ilerlemiştir.
Parnas şiirinin dünya çapında en önemli temsilcileri; Gautier, Jose'-Maria de Heredia ve Banvillc’dir. Bu akımda daha sonra Sembolist akımın kurucuları olarak anılacak üç büyük şair de vardır: Baudelaire, Verlaine ve Mallarme.
Bizde ise Parnas akım Servet-i Fünun ile başlar. Servet-i Fünun, geleneği reddeden ilk Türk topluluğudur. Servet-i Fünun içinde Romantik, Parnas ve 90’lardan sonra Sembolist şairler vardı. Türk edebiyatında Tevfik Fikret ile başlayan Parnas akım Yahya Kemal Beyatlı ile altın zamanın yaşamıştır. Yedi Meşalecilerde de Parnas akımın etkisi görülmektedir.
Parnas şiir 1880’lerin sonuna doğru yerini Sembolizme bırakacaktır.
Parnas şiir akımını “Sanat için sanat” görüşünü benimser. Bu ölçüde Parnas şiir özelliklerini sıralayabiliriz:
1. Biçime önem verilir.
Parnas akıma bağlı olan şairler, bir kuyumcu titizliğinde çalışırlar. Şiirde biçime oldukça önem verirler ve hatasız bir şekil ortaya çıkarırlar.
2. İlhama karşıdırlar.
Parnasyen şairler Romantik akımı bu yüzden eleştiriyorlardır. İlham ile yazılan şiirler, şeklen serbest ve kafiyesiz olarak yazılıyordu. Üstelik bu şiirlerde sözcükler mantık süzgecinden geçirilmediği için şiir içinde argo sözcükler de vardı. Oysaki Yahya Kemal Beyatlı’nın bir sözcük için yıllarca beklediği bilinmektedir.
3. Objektif olmak
Özneyi baş tacı yapan Romantiklere karşı, Parnasyenler objektiftirler. Romantikler şiirlerinde bir başkasının duygularını ya da bir başkasını işleyebildikleri gibi kendi duygularını da işleyebilirlerdi; yani Romantik şiir bireysel şiirdi. Parnesyen bir şairin şiirinde ise kendi duyguları ya da kendi özeli yoktur. Hiçbir Parnesyen kendi aşkını şiirinde işlemez. Yahya Kemal’in bugüne kadar yaşadığı hiçbir gönül macerası şiirlerine taşmamıştır örneğin. Bu düşünce aslında daha sonra Sembolistleri de etkileyecektir. Sembolist ekol de Parnas şiirden beslendiği için kendi içinde ikiye ayrılacaklardır. Baudelaire etkisinde olan şairler şiirlerinden özel hayatlarından bahsederken Mallarmé etkisinde olanlar şiirlerinde kendilerinden bahsetmeyeceklerdi.
4. Gözlem
Objektif olmak için gözlem yapmak gerekir. Parnas şairler, şiirlerine malzeme bulmak için gözlem metodunu seçerler. Gözlem yapılan şeyler ise insan değildir. Dış dünya, sokak, şehir, bir manzara, dağ ve bunun gibi herkes tarafından görülebilen, somut şeyler gözlemlenir. Gözlemlenen bir durumu şiire aktarmanın tek yolu ise tasvirdir. Parnas şairler şiirlerinden tasvir yani betimleme yaparlar. Şiirde sadece betimlemenin olması Parnasyen bir şairin temel kurgu kurallarındandır. Elbette bu kural onları tema olarak da kısıtlamıştır. Bazı araştırmacılara göre Parnas şiirin uzun süreli olmama nedeninde bu durumun oldukça fazla etkisi vardır.
5. Müzikalite
Şiirde bir iç ahenk bir müzik oluşturmak Parnas şairlerin yegane uğraşıdır. Bu kural, biçimde mükemmellik kuralı ile de örtüşmektedir. Şiirde müzik fikri Batı’da ilk kez Parnas şairler tarafından ortaya atılmıştır. Doğu dünyasında kullanılan aruz vezni ise zaten bir müzik ile oluşturulduğu için dünya çapında müziği şiire sokan ilk kitle Parnaslar değildir. Nitekim şiirin konusuna göre vezin kullanma fikri hem doğu hem batı için Parnaslara özgüdür. Türk edebiyatında ise bunu ilk deneyen şairimiz Tevfik Fikret’tir.
Türk edebiyatında Tevfik Fikret, iyi işlenmiş dili, biçimi ve mükemmelliği ile Parnas akımın ilk ve önemli temsilcisi olurken; Yahya Kemal’in sese, ahenk ve uyuma, biçim kusursuzluğuna önem vermesi ondan görülen Parnas şiir etkileridir. Aslen ülkemizde Tanzimat ile her akımdan etkilenme görüldü. Batı dünyasında bir akımın temsilcisi kesinlikle bir diğer akım ile ilgilenmezken ülkemizde hem Realist hem Natüralist olabildi. Bu nedenle bizdeki Parnas akım, etkilenme ile oluşmaktadır.