Telmih Nedir?
Telmih Türkçe sözlükte “Anlatılmak istenen şeyi söz arasında imalı olarak belli etme, açıkça söylememe” anlamına gelir. Edebiyat terimi olarak ise bir edebi sanattır. Cem Dilçin ve Yavuz Bayram “benzetmeye dayalı anlam sanatı olarak” gruplandırmıştır.
Telmih, kısaca “andırma” olarak da tanımlanır. Bir metinde, şiirde veya söz arasında tarihi bir olaya, tarihi bir kişiliğe gönderme yapılır. Bu gönderme herhangi bir olay olabilir; aşk hikayesi, atasözü, canlı - cansız varlık, tarihi değeri olan bir eşya da olabilir. Bu anımsatmaya Telmih sanatı denir.
Telmih sanatında amaç, hatırlatılmak istenen olayı, kişiyi, durumu ya da nesneyi uzun uzun anlatmak yerine bir iki sözcük ile onu çağrıştırmaktır. Şiiri ya da metini okuyan kişi çağrışım yapılan sözcüğü bulmalı ve telmihi yakalamalıdır; yoksa şiir ya da metin oldukça çiğ kalır.
Telmih, şiirde tabaka oluşturur
Telmih sanatı, şiirde alt metin oluşturur. Şair, bazen anlatmak istediği şeyi telmih yaptığı öge arasına gizler. Telmih ögesini araladıkça başka anlamlar çıkar ortaya. Bu da çok katmanlı bir şiir oluşturur okuyucuya.Telmih ögesi, şiirde gerçek anlamıyla verilip alt metinde daha farklı anlamlara yol açabilir. Fuzûlî’nin “Su Kasidesi” bu duruma çok iyi bir misaldir ki örnekler kısmında bu kasidenin bir beyitini inceleyeceğiz.
Telmih sanatının kullanılma amacı…
Telmih sanatının şiirde kullanılma amacı şiire alt katman vermektedir. “Çağrışıma dayanan bu sanatta” [ İskender Pala] hatırlatılmak istenen şey uzun uzun açıklanmaz, bu bakımdan aslında az sözle çok şey anlatılır. Divan şiirinde amaç tüm anlamı beyite sığdırmak olduğu için telmih sanatı çok fazla kullanılır. Yani ilk kullanılma amacı az sözle çok şey anlatmak, ikinci kullanım amacı beyite anlam derinliği kazandırmaktır.
Telmih sanatı genelde “temsil ve örneklendirme amacına yöneliktir.” [ İskender Pala]. Sonuçta telmih aslında şairin anlattıklarını tarihten örneklendirmedir.Telmih sanatını kullanan şairler, bazen de okuyucuya öğüt verir ya da anlattıklarının doğruluğunu kanıtlamak amacıyla kendisiyle aynı duruma düşmüş tarihi bir kişiliği okuyucuya örnek olarak sunar. Bir nevi onama ihtiyacını tarihteki hikayelerden karşılar.
Telmih yapılacak hikaye nasıl seçilir?
Tarih oldukça geniş bir alandır. Telmih unsuru olarak kullanılacak tarihi olaylar, bu koca tarih deryasından öylesine seçilmiş değildir. İlk şart, o olayın, çoğunluk tarafından bilinmesidir. Sonuçta bu sanat, tarihi öğretmez, tarihi hatırlatır. Yani telmih yapılacak tarihi olaylar ünlü olmalıdır.
Telmih yapılacak tarihi olay mutlaka şiir ile anlam ve benzerlik ilişkisi içinde olmalıdır. Beyitle alakasız bir telmih, kusur sayılır.“Telmihin asıl malzemesi şiir dışı bilgilerdir.” [ İskender Pala]. Aslında şiirde verilen telmih de bilgidir. Bu bakımdan bu bilgi malzemesini dikkatli kullanmak lazım gelir. Telmih, şiirde, ne fazla göz önünde ne de fazla kapalı olmalıdır. Yani okuyucunun gayret limitini zorlamadan telmih kendini belli etmelidir.Telmih, yakın tarihten seçilen konular üzerine de kurulur. Örneğin Osmanlı döneminde bir önceki saltanatın padişahının zaferleri, kahramanlıkları, aşkları övülebilir. Edebiyatımızda bu durum genelde Kanuni Sultan Süleyman üzerine yapılır. Sultan Süleyman övülürken Hürrem Sultan’a aşkı da telmih konusu olabilir.
Telmihler hangi konuları ele alır ?
Telmihin konuları çok çeşitlidir. Telmih yapılan hikayeleri aşağıdaki başlıkta inceleceğiz ama genelde telmih konuları şu şekildedir:
- Aşk ( Aşk hikayeleri ile )
- Aşkın verdiği acılar
- Aşktan kaynaklı delilik
- İlahi aşk
- Devlet yönetimi
- Savaşlar
- Din
- Peygamber hayatları
- Peygamber, peygamber yakını gibi mübarek
kişilerin güzel ahlakları
- Adetler
- Örfler
- Ananeler
- Hukuk
- Mucizeler
- Yiğitlik, kahramanlık
- Haksızlığa engel olma
- Haksızlık
- Aşkta rakibin kötülükleri
- Zalimin zulümleri
- Kurnazlık
- Ayetler
- Hadiseler
- Vecizeler
- Kıssalar vs…
Türk edebiyatında telmih konusu olan malzemeler…
Her kültürün daha doğrusu böyle bir sanatı olan her edebiyatın bir de telmih kaynağı vardır. Bu telmih kaynağı, toplumun edebiyatının nelerden etkilendiğini, toplumun hangi aşamalardan geçtiğini nasıl bir sosyolojiğe sahip olduğunu anlatır. Bu bakımdan toplumlardaki telmih konuları oldukça önemlidir.
Telmih Türk edebiyatına Arap ve Fars edebiyatından geçmiştir. Türk toplumumun kültürü ile birleşerek güzel bir karma oluşturmuştur. Bu bakımdan telmih malzemelerimizi İslamiyet’ten önceki konular ve İslamiyet’ten sonraki konular olarak ayırabiliriz.
İlk malzemeyi Arapların İslamiyet öncesi dönemi olarak bilinen Cahiliye Devri’nden alırız. Ahbârü’l-Arab adı verilen başlıkta toplanır bu malzemeler. Ahbârü’l-Arab denildiğinde Arapların ilk tarihleri, destanları, efsaneleri, hikayeleri anlaşılır. Burada bizim için en önemli hikaye “Leyla ve Mecnun” hikayesidir. Divan şiirinde özellikle gazellerde Leyla ve Mecnun farklı açılardan ele alınır.
Leyla ve Mecnun önemli bir telmih
olduğu için bu konuda yeri gelmişken örnekler verelim:
Mende Mecnûn'dan füzûn âşıklık isti'dâdı
var
Âşık-i sâdık menem Mecnûn'un ancak adı
var ( Fuzuli )
Vezin : fâ'ilâtün / fâ'ilâtün /
fâ'ilâtün / fâ'ilün
Açıklama : Burada Leyla ve Mecnun
hikayesine telmih vardır. Mecnun, Leyla aşkından delirmiştir ama Fuzuli burada
ondaki aşk ateşinin Mecnun’dan daha fazla olduğunu söylüyor. Hatta Fuzuli, kendi
aşkını o kadar büyütüyor ki kendi aşkının yanında Mecnun’un Leyla uğruna öldüğü
aşk için “sadece adı” var diyerek onu küçümsüyor. Elbette burada telmih
sanatının yanında mübalağ sanatı da vardır.
Kimi durumlarda ne Leyla ne de Mecnun’un adı geçer. Telmih, olay üstünde yine bu iki aşığa getirebilir:
Âşiyân-ı murg-ı dil zülf-i perîşânındadır
Kande olsam ey perî gönlüm senin yanındadır ( Fuzûlî)
Vezin : fâ'ilâtün / fâ'ilâtün /
fâ'ilâtün / fâ'ilün
Şiiri günümüz Türkçesine çevirme ve açıklama: Ey Peri ! Perişan saçlarıma kuşlar yuva yaptılar ( bil ki ) sen nerede olursan ol benim gönlüm her zaman senin yanındadır.
Bu beyitte telmih unsuru saçların çalı gibi olarak kuşlara yuva olmasıdır. Kays, Leyla aşkından çöllere düştüğünde kendine bakmaz, Mecnun’a ( Mecnun “deli” demektir ) döner. O kadar ki orman canlılarıyla çöl canlılarıyla konuşur. Saçları o kadar çok uzar ki kuşlar onun saçlarına yuva yaparlar. Şair, güçlü bir telmih yaparak ne Leyla’yı ne Mecnun’u ne de Mecnun’un asıl adı Kays’ı anmıştır. Hiçbirini anmadan bize bu olayı hatırlattığı için zarif ve sanatlı bir söyleyiş vardır. Elbette her şiir bu kadar başarılı değildir. Misal yine aynı olayı anlatan ama zayıf bir telmih örneği şu şekildedir:
Ser-i tugda itdi oklar mekân
Tuyûr itdi Kaysın saçın âşiyân ( Nadiri )
Burada, telmih unsuru olan Kays
hatırlatıldığı için Fuzuli’den daha zayıf bir telmih görülmektedir.
Mecnun’un Leyla aşkı o kadar şiddetliymiş ki bu aşk artık fani aşk olmaktan çıkmış, ilahi aşka dönüşmüştür. Aşk hikayesinin bu kısmı tasavvufta oldukça fazla kullanılmıştır. Halk edebiyatında da bu örneklere rastlamak mümkündür. Örneğin:
Mecnun
oluban yürürüm
O yâri düşte görürüm
Uyanıp melûl olurum
Gel gör beni aşk neyledi ( Yunus
Emre )
Açıklama : Buradaki telmih unsuru Mecnun’un yürüyerek, dağları aşarak, çölleri geçerek sevgilisini araması daha sonra da Leyla ona geldiğinde onu tanımaması ve Mecnun’un artık Leyla’yı Allah’ta bulmasıdır. Yani Mecnun ve yürümek, Mecnun’un fani aşkının ilahi aşka dönüşmesinin telmihidir. Dörtlüğün tamamında bu hikayeye atıflar vardır. İlk dizede Mecnun ve yürümek, ikinci dizede sevgiliyi düşte görmek, üçüncü dizede melûl yani kendini bilmez olmak ve son dörtlükte bunların hepsinin aşka bağlanması telmihin ipuçlarıdır.
Türk edebiyatında, Fars edebiyatından geçmiş telmih malzemeleri de vardır. Bunların en önemlisi Firdevsî’nin yazdığı Şehname’dir. Şehnamedeki, Rüstem – Zâl , Siyavuş – Bijen , İskender – Dârâ, İsfendiyâr – Suhrâb, Gâve – Dahhâk – Adaletli Vezir Nuşirevân maceraları divan şiirinde konu alınmıştır. İslamiyet öncesi destanlarımızda Alp Er Tungalarımız varken, Oğuz Kağanlarımız varken, Tomris Hatun varken 600 yıl boyunca İran efsanelerinin telmih unsuru olarak kullanılması adeta gelenek olmuştur Osmanlı için.
Ayrıca İran tarihinde yer alan İskendername, Târih-i Taberî, Âŝâr-ı Bâķıye, Siyerü’l-mülûk gibi eserlerdeki kahramanlar da telmih konusudur.
İranlı şair, Nizâmî-i Gencevî’nin Hüsrev ü Şîrîn mesnevisinden ayrılan Ferhâd ile Şîrîn hikayesi de Hüsrev – Ferhad – Şirin malzemeleriyle edebiyatımızdaki telmih rafında yerini almıştır. Yalnız Ferhad ile Şirin halk tarafından oldukça fazla sevilmiş, Anadolu kültürüne alınmış, binlerce Ferhad ile Şirin üretilmiştir. Bu bakımdan bu malzemeyi artık yerli malzeme olarak değerlendirebiliriz. Bu malzemeler Türk edebiyatında işlenmiştir; bunun örneklerini inceleyelim:
Kıl tefâhur kim senün
her var men tek âşıkun
Leylî'nin Mecnûn'u Şîrîn'ün eger Ferhâd'ı
var ( Fuzuli )
Vezin : fâ'ilâtün / fâ'ilâtün /
fâ'ilâtün / fâ'ilün
*
Hüsnünü bir dem görüp ey Hüsrev-i Şîrîn- dehen
Aşkına Ferhâd olup yoluna can verse
muhâl ( Bâki )
Vezin : fâ'ilâtün / fâ'ilâtün /
fâ'ilâtün / fâ'ilün
*
Aşk-ı Ferhâd ile Mecnûn’n n’ola yâd eylesem
Kim biri şeyhim azîzîm biri üstâdım benim ( Hayalî)
Vezin : fâ'ilâtün / fâ'ilâtün /
fâ'ilâtün / fâ'ilün
Türk edebiyatında telmih malzemesi olarak
Hint destanları da rağbet görmüştür. Hint destanları ve kutsal
kitapları edebiyatımızda bir telmih malzemesidir.
Telmihte İslamî malzemeye geçince burada da oldukça fazla tat buluyoruz. İslamiyet’in kutsal kitabı olan Kuran’dan tutun da menkıbelere kadar zengin bir yelpaze vardır bu başlıkta. Üstelik bu malzeme sadece gazellerde değil kasidelerde, kıtalarda, mesnevilerde de kullanılmaktadır; yani divan şiirinin her tarafına yayılmıştır. Bu malzemeleri tek tek açıklamak yerine madde madde verip aralarından birkaç malzemeye örnek vereceğiz:
1. Kurân, tefsir ve hadislerdeki peygamber kıssaları
1. 1 Hz.
Adem ve Havva kıssası
1. 2 Hz. Yusuf Kıssası ( Yusuf ile Züleyha aşkı, rüya
yorumu , Yusuf’un güzelliği )
1. 3 Hz. Yakup ve Hz. Yusuf’un kardeşleri
1. 4 Hz. Nuh ve tufân felaketi
1. 5 Hz. Meryem ( Bakirelik, temizlik)
1. 6 Hz. İsa ( Doğumu, hastaları iyileştirmesi,
ölüleri diriltmesi, nefesinin kuvveti, Ashab-ı Keyf, babasız dünyaya gelişi,
bebekten konuşup tanıklık etmesi )
1. 7 Hz. Musa ( Doğumu, Firavun ile mücadelesi,
rüya yorumları, Nil’e bırakılması, Karun ile savaşı, Tur dağına çıkması, Hz. Hızır
ile çıktığı yolculuk )
1. 8 Hz. İbrahim ( Putları yıkması, ateşe atılması
)
1. 9 Hz.
Süleyman ( Belkıs ile ilişkisi, yüzüğü, cinlere hükmetmesi, hayvanlarla
konuşması, atı Hüdhüd, karınca ile olan hikayesi )
1. 10 Züleyha
( Sabır )
1. 11 Hz.
Muhammed ( Miraç, ayı ikiye bölmesi ve diğer mucizeleri )
1. 12 Ehl-i
beyt
2. Kerbelâ
Olayı
3. Tasavvuf
4. Mutasavvıflar
ve kerametleri
5. Mevlana,
Yunus Emre, Hacı Bektaş-i Veli, Eşrefoğlu gibi Anadolu mutasavvıfları
6. Hallac-ı Mansur ve “Ene’l Hak” sözü
7. Kuran’daki hadiseler ( Şeytanın cennete girmesi, Şeytanın Hz.Adem ve Hz. Havva’yı kandırması…)
Telmihte mazmunlar da kullanılır. Örneğin
papağan – şeker ilişkisi, şem – pervane aşkı gibi durumlara telmih edilir. Ayrıca
mesnevilerden alınan öykü parçalarına da telmihte bulunulabilir.
19. asıra geldiğimizde telmihlerde önemli bir değişiklik olacaktır. Batı etkisi kendini her alanda hissettirdiği gibi edebiyatımızda da kendini hissettirecektir. Bu dönemde Yunan mitolojisi, Batı’nın destanları ( suni ve doğal destanlar ), Batı epik unsurları telmih olarak edebiyatımıza girmiştir.
TELMİH SANATINA ÖRNEKLER:
Mu’cizi bir bahr-ı bî pâyân imiş âlem kim
Yetmiş andan min min âteşhâne-i küffâra
su ( Fuzuli )
Vezin : fâ'ilâtün / fâ'ilâtün /
fâ'ilâtün / fâ'ilün
Telmih Unsuru: Hz. Muhammed’in doğumuyla bin yıldır sönmeyen Kisra dağı
ateşinin sönmesi telmih unsuru olarak kullanılmıştır.
*
Tûti-i mu’cize-gûyem ne desem lâf değil
Çerh ile söyleşemem âyinesi sâf değil ( Nefi )
Vezin : Müfteilün / fâ'ilün /
müfteilün / fâ'ilün
Telmih Unsuru: “Tûti-i mu’cize-gûyem” mucize söyleyen papağan anlamına
gelir. Bu söz öbeği papağanın ayna karşısında şeker verilerek konuşturulmasına
işaret edilmiştir.
*
Ben şâirim ki kâmet-i mevzûnu doğrusu
Sevmem desem de bil ki yalan söylerim
sana ( Nedim )
Vezin : Mef'ûlü / fâ'ilâtü /
mefâ'îlü / fâ'ilün
Telmih Unsuru: “Şairler yalancıdır” sözüne telmih yapılmıştır.
*
Râz-ı derûnı taşraya salmak revâ degül
Budur günâhı kim asılur muttasıl ceres (
Fuzuli)
Vezin : Mef'ûlü / fâ'ilâtü /
mefâ'îlü / fâ'ilün
Telmih Unsuru: Hallac-ı Mansur’a telmih vardır. Hallac-ı Mansur
hikayesini ve tasavvufu bilmeyen için zor bir telmihtir. Şiire göre telmih
unsurunu açıklamaya çalışacağız:
Şiir Açıklaması : Hallac-ı Mansur, içindeki sırrı açığa vurmuştur. Oysaki
o fenafillah aşamasını görmüş, nefsini yok etmiştir; “Ene’l Hak” dememeli bunu
kendisine saklamalıdır bu yüzden. Lakin o bunu başaramamıştır. Gönlün çana
benzemesi gibi o da zamanı gelince gönül hakikatini herkese haykırmış ve bu
yüzden de bu günahını canıyla ödemiştir.
*
Hür ufuklarda donanmış iki yüz pâre gemi
Yeni doğmuş aya baktıkları yerden
geliyor (Yahya Kemal Beyatlı )
Vezin : Fâ'ilâtün / fe'ilâtün /
fe'ilâtün / fe'ilün
Telmih Unsuru: Buradaki telmih unsuru tarihi bir olaya işaret
etmektedir. Osmanlı döneminde, donanma, yeni ayın doğup doğmadığını anlamak
için denize açılırlarmış. Yahya Kemal Beyatlı, bu eski geleneğe gönderme
yapmaktadır.
*
Nâbî ile ol âfetin ahvâlini nakl et
Efsâne-i Mecnûn ile Leylâ’dan usandık (
Nâbî)
Vezin : Mef'ûlü / mefâ'îlü /
mefâ'îlü / fe'ûlün ( Vezin kusursuz işlenmiştir.)
Telmih Unsuru: Şair açık bir şekilde Leyla ve Mecnûn hikayesine
gönderme yapmıştır.
*
Serverâ şi’r degül nutk-ı Mesihâ’dır bu
Tutalım gayrılar eş’ârı ola sihr-i mübîn ( Bâkî )
Vezin : Fâ'ilâtün / fe'ilâtün / fe'ilâtün / fa'lün
Telmih Unsuru: Hz. İsâ’non nefesinin mucizesine gönderme yapılmıştır. Yalnız
burada İsa yerine Mesih ibaresi kullanılmıştır. Mesih, Hz. İsa’nın iyileştirici
gücünden doğma bir lakaptır. Sondaki “â” sözcüğe “Ey” anlamı veren seslenmedir.
Kaynaklar
Dilçin, Cem, Örneklerle Türk Şiir Bilgisi, TDK, Ankara
Durmuş, İsmail, Türk Edebiyatında Telmih, İslam Ansiklopedisi, TDV, cilt: 40; sayfa: 408
KARTAL , AHMET KARTAL TÜRK EDEBİYATINDA BELÂGAT ÇALIŞMALARI VE "TEZÂD" VE "TELMÎH" SANATLARINA ELEŞTİREL BİR BAKIŞ, Ç.Ü. SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ DERGİSİ, CİLT 16, SAYI 1, 2007, S.413-428
Pala, İskender, Ansiklopedik Divan Edebiyatı Sözlüğü, madde : Telmih / Leyla / Mecnun / Şehname/ Şirin/ Ferhat , Kapı Yayınları
Üniversiteler İçin Eski Türk Edebiyatına Giriş, Yrd. Doç. Dr. Yavuz Bayram ; Edebi Sanatlar, Akçağ, 6. Baskı