Uydu Sistemleri Nelerdir?
Dünya’nın binlerce kilometre üstünde onlarca ayna var. Bir yerden alınan herhangi bir veriyi başka bir noktaya ulaştıran bu aynalar, kimsenin görmediği isimsiz kahraman gibi görev görürler. İnsanların hizmetine sunulan çok sayıda görevin baş aktörü olan bu aynalar, sessizdirler, sadece görevlerini yaparlar. Başınızı kaldırsanız da onları göremezsiniz; ama aslında baktığınız noktadadırlar. Alıcı kuşlar gibi başımızın üstünde dönüp dururlar. Tahmin ettiğiniz gibi uydulardan bahsediyoruz.
Uzay çağında yaşıyoruz. Artık Dünya insanlara yetersiz geliyor. Ay’da yaşam var mı, Mars’ta su var mı diye tezler ortaya atılırken, uzay turizmi de yavaş yavaş gündeme gelmeye başladı. Haliyle uyduların görevleri daha da artacağa benziyor. Artan arz-talep dengesine göre uydu sistemleri, uzay araştırmaları da farklılık gösteriyor. Uzay istasyonlarından fırlatılan uydular da giderek artıyor. Her ülke, kendi uydusu ile Dünya’da söz sahibi olmanın peşinde. Askeri hareketlerin bile uzaydan izlendiği bir dönem yaşıyoruz. Uzaydan araçların plakalarını okuyabilen devasa gözler, sesleri takip eden büyük kulaklar devletlerin de politikalarını belirlemelerinde etkili olabiliyor.
Uydu sistemlerinin önemini kısaca vurguladıktan sonra konuya biraz daha detaylı bakalım. ‘Uydu’ ifadesini duyunca aklınıza sadece televizyon izlemek için kullanılan bir alet gelmesin. Son 10-15 yılda her tarafı sarmaşık gibi saran uydu sistemleri, uydu kanalları için kullandığımız basit cihazlardan ibaret değil. Ama önce dijital yayıncılıkla devreye giren uydu kanallarının sistemlerine değinelim.
Uydular ve Televizyon Yayınları
Uydu kanallarını izlemek için kullanılan uydular, Dünya’dan yaklaşık 35.784 kilometre yükseklikte bulunuyor. Dünya’dan gönderilen yayın sinyallerini alarak istenen kapsama alanına ulaştırma görevi görüyorlar. Basit bir ayna görevi gibi görünüyor. Uydular, Dünya’nın yörüngesinde bulunurlar ve Dünya ile aynı anda dönerler. Üzerlerinde bulunan bir gaz itme görevi görür. İki yana uzanan dev paneller de güneş enerjisi sağlarlar. Uyduların ömürleri ortalama 12 yıldır. Yani gazları bitince ömürleri de bitiyor. 12 yıl boyunca kullanılan bir uydu artık eski bir teknoloji kullandığı için yenileri ile değiştirilir. Ömrü tükenen uyduların gazlarını tekrar doldurup eski bir teknolojiyi 12 yıl daha kullanmak mevcut konjonktürde pek mantıklı görünmüyor. Ki ‘gaz yenileme’ işlemi yapılamayacak bir işlem değil…
Gelelim televizyon yayınlarına; sinyal verici ve alıcı noktalarda bulunan ve ‘çanak anten’ olarak adlandırılan tencere kapağı görünümlü cihazlar, televizyon yayınlarının alınıp verilmesi için olmazsa olmaz bir faktör. Bu uydular ve çanak antenler sayesinde en engebeli arazilerde bile -uydunun bulunduğu noktayı görmesi şartıyla- her türlü televizyon veya radyo yayınını izlemek, dinlemek mümkün oluyor. Farklı uydulardan yayın alabilmek için de aracı kurumlara ihtiyaç var. Mesela Amerika’daki bir televizyon kanalını Erzurum’dan izlemek için standart bir uydu anteni yeterli olmaz. Bu yayını başka uydulardan alan devasa antenlere ihtiyaç var. Bu yayını alabilecek sistemlere sahip dijital yayın firmalarına abone olarak farklı ülkelerdeki veya bulunduğumuz noktadan ulaşamadığımız uydulardaki yayınları izleme imkânı bulabiliyoruz.
Uydu yayınlarını alabilmek için çanak anten dışında ‘recevier’ denilen sinyal alıcı bir cihaza da ihtiyaç var. İlk başlarda laptop büyüklüğünde olan recevierlar günümüzde el kadar küçüldü. Yeni nesil televizyonlarda ise televizyonların içine entegre edilmiş uydu alıcılar bulunuyor.
Uydu Çeşitleri Nelerdir?
Uydular, farklı amaçlarla kullanılır. Dört temel uydu sistemi vardır. Her birinin kullanım amacı ve çalışma prensipleri farklıdır. Uydu çeşitlerini şöyle sayabiliriz:
Haberleşme Uyduları: Dünya’dan 35.784 kilometre yüksekteki Jeosenkron denilen yere eş zamanlı yörüngeye yerleştirilirler. Döngüsünü yaklaşık 24 saatte tamamlarlar. Bu uydular; Dünya’daki bir verici istasyonundan gönderilen (Uplink) elektro-magnetik dalga sinyallerini alarak sinyallerin taşıyıcı frekanslarını değiştirip tekrar Dünya’daki alıcı bir istasyona (Downlink) gönderir. Oldukça kullanışlı olan bu uydular; televizyon, telefon, radyo, data, internet, faks, veri toplama gibi uygulamaları tek noktadan tek noktaya, tek noktadan çoklu noktalara, çoklu noktadan tek veya çoklu noktalara iletme imkanı sağlar. En çok kullanılan uydu çeşididir. Dünya yörüngesindeki uyduların büyük bölümü haberleşme uydusudur.
Askeri Uydular: Adından da anlaşılacağı gibi askeri amaçlar için kullanılan uydulardır. En önemli görevleri istihbarat toplamak diyebiliriz. Ancak ülkelerdeki askeri birliklere konum ve veri sağlama, bilgi alışverişi gibi görevleri de vardır. Belirlenen noktaların fotoğraflarını çekebilirler. Diğer ülkelerin askeri hareketliliklerini, askeri birliklerini, araçlarını ve füze hareketlerini takip etmek için de kullanılan askeri uydular vardır. Çeşitli yörüngelerde, farklı özellikli askeri uydular bulunur. Bu uydular şunlardır: Erken uyarı uyduları, haber alma uyduları, konumlandırma uyduları, saptama uyduları…
Meteoroloji Uyduları: Yaklaşan bir fırtınayı veya 2-3 saat sonra başlayacak sağanak yağışı hava durumu programlarında izlediğimizde önlem alırız. Yağmur, belirtilen saatte yağmaya başlayınca da hayret ederiz; ‘Nasıl biliyorlar?’ diye sorarız. Aslında hayret edilecek bir şey yok. Bulutların hareketlerini izleyen bir göz bize her türlü tüyoyu verebilir. Meteoroloji uyduları, yaklaşan her türlü hava hareketini haber veren hem askeri hem de sivil amaçlı kullanılan uydulardır. Dünya’dan 1500 kilometreye kadar uzaklıktaki yörüngede ve 35.784 kilometre uzaklıktaki Jeosenkron yörüngede iki farklı Meteoroloji uydusu bulunur. Yakın yörüngedeki uydulardan bölgesel hava durumlarının kesin tahminleri yapılabilmektedir.
Uzay Araştırma Uyduları: Uzay araştırmaları için farklı yörüngelerde 7 farklı uzay araştırma uydusu bulunur. Bunlar; Astronomi uyduları, Jeodezi uyduları, Magnetosfer uyduları, Meteor Gözlem uyduları, İyonosfer uyduları, Güneş Gözlem uyduları, Atmosfer uyduları şeklinde adlandırılır. Belirtilen uydular uzay araştırmalarının önemli parçalarıdır.
Uydu Yörüngeleri
Uyduların bulunduğu yörüngeleri 6 başlık altında toplayabiliriz. Bu yörüngeler; Jeosenkron, Sun Synchronous, Polar, Meo, Leo, Heo olarak adlandırılır.
Bu yörüngelerden yeryüzü ile eş zamanlı hareket eden ve pozisyonu sürekli sabit kalan tek yörünge Jeosenkron yörüngedir. Yeryüzüne 35.784 kilometre uzaklıktadır. Uydu Yörüngesi veya Clarke Yörüngesi olarak da adlandırılır. Dünya ile aynı yönde döner, Ekvator enleminde bulunur. Yeryüzü ile birlikte hareket ettiği için haberleşme uydularının kullanımı açısından en uygun yörüngedir.
Uydu Sistemleri ve Uydu Yayıncılığı Tarihi
Uydu yayıncılığın fikir babası İngiliz bilim adamı Arthur Charles Clarke’dır. Clarke, 1945 yılında Dünya’dan 35.784 kilometre uzaklıktaki Jeosenkron yörüngeye yerleştirilecek uydularla uluslar arası haberleşme yapılabileceği tezini ortaya attı. Bu fikrin geliştirilmesi 17 yıl sürdü. 1962 yılında ilk uydu olan Telstar1 kullanılmaya başlandı ve ilk TV yayını Fransa’dan Amerika’ya yapıldı. İlk sabit uydu Anik1’dir ve Kanada üzerinde kurulmuştur. İlk uydu yayını 1975 yılında HBO Satcom1 uydusu aracılığı ile yapıldı. İlk uydu yayınını izleyen kişi Taylor Howard’dır ve bu yayını almak için kendi yaptığı bir çanak anteni kullanmıştır.
Türkiye’de uydu yayınları 20 yıllık bir geçmişe sahip. İlk dijital uydu yayını 1996 yılında kullanılmaya başlandı. Türkiye’deki ilk uydu alıcısının yaklaşık 2 bin dolarlık bir maliyeti vardı. İlk olarak Hotbird uydusundan yayın yapan İtalya menşeli 8 uydu kanalı izlenebiliyordu. 1997 yılında yerli ilk şifreli kanal olan Cine-5, futbol yayınları tekelini alarak büyük bir sükse yaptı. 1998 yılında Amerika ve İngiliz kanallarının eklenmesi ile dijital kanal sayısı 50’ye ulaştı. Bu kanallar arasında Türksat 1C ve Türksat 1B uydularındaki kanallar da vardır. Daha sonraki yıllarda Türksat’ın diğer uydularının da devreye girmesiyle Türk dijital yayınların sayısı artarak bugün yaklaşık 300’den fazla kanala ulaşmıştır.
Teknolojideki gelişmelerle doğru orantılı olarak dijital televizyon yayıncılığı ve uydu sistemleri birbirlerini tamamlayan ve geliştiren özellikte iki farklı sektör olarak hızla ilerliyor.